Baykar Grubu’nun Piaggio Aerospace’i Alması Neden Önemli?

Baykar Grubu’nun İtalyan Piaggio Aerospace’i alması Türkiye’nin gelişmiş havacılık ve savunma teknolojisine daha hızlı erişmesi ve katma değeri yüksek ürünler üretmesi bağlamında öncü bir hamledir. Söz konusu alım diğer firmalar için de esin kaynağı olmalı ve onları potansiyeli yüksek olup da maddi darboğazda olan Avrupalı firmaları satın almaya teşvik etmelidir.

Türkiye ve dünyanın bir numaralı SİHA üreticisi Baykar Grubu, İtalya’nın 140 yıllık geçmişe sahip Piaggio Aerospace’i satın alarak önemli bir hamle yaptı. Askeri havacılık ürünleri üretimiyle bilinen Baykar, Piaggio’yu satın alarak hem sivil uçak üretimine adım atmış hem de gelişmiş dünyaya sadece bir satıcı olarak değil aynı zamanda bir üretici olarak girmiş oldu. Baştan belirtelim ki söz konusu satın almadan Baykar’dan ve Türkiye’den çok İtalya istifade edecek. Daha teknik bir dille söylemek gerekirse, Piaggio’nun Baykar’a değil Baykar’ın Piaggio’ya “know how” vermesi ve şirketi iflastan kurtarması bekleniyor -ki Türk havacılık ve savunma sanayisi için asıl gurur budur.

Piaggio’nun Stratejik Önemi

Piaggio’nun satın alınması Baykar’ı havacılıkta daha iyi bir konuma getirme potansiyeli taşıyor. Bir kere Piaggio 140 yıllık tecrübe ile sivil ve askeri havacılıkta İtalya ve Avrupa’ya büyük katkılar sunmuş bir şirket. İtalyan şirket 1920’lerden itibaren ülkenin savaş uçaklarının üreticisi olmasının yanı sıra İngiltere hava kuvvetlerine de bazı uçak modellerini satmıştır. Daha sonra askeri alandaki tecrübesini sivil iş jetlerine de taşıyan firma, meşhur 9 kişilik Avanti modelini piyasaya sunarak uzun bir süre pazardaki büyük oyunculardan biri olmuştur. Mevcutta üretilen Avanti Evo modeli sadece tasarım ödülü almamış aynı zamanda pervaneli çift motorla 927,4 kilometrelik hız rekoru kırmıştır.

Baykar’ın Piaggio’yu almakla en büyük kazanımı işbu Avanti modelinin geliştirilmesi ile olacak. Türk firma muhtemelen ufak dizaynlar yapıp uçağa turbofan motorlar takarak modeli güncelleyip iş jeti piyasasından Piaggio markasıyla yeniden ve daimî olarak pay kapmak isteyecektir. Daha da önemlisi mevcut Piaggio iş jeti prototip olarak kullanılarak daha büyük ebatları üretilebilecektir. İş jeti modeli olan Avanti Evo en fazla 9 yolcu taşıyabiliyor. Ancak daha büyük versiyonlar üretilerek 20-30 yolcu kapasiteli Gulfstream, Embraer, Bombardier ve Cessna muadili iş jetleri de üretilebilir. Yıllar sonra 70-90 yolcu kapasiteli bölgesel uçak bile üretilebilir. Bu da demektir ki Türkiye’nin sivil uçağının da Baykar Grubu tarafından üretilme ihtimali doğmuştur.

Diğer yandan Baykar, Piaggio’yu alarak sivil uçağın yanı sıra gelişmiş motorların üretimi için de “know how” elde etmiş olacak. Piaggio’nun kendisine ait orijinal bir motoru yok. Ancak on yıllardır lisanslı olarak tıpkı TUSAŞ’ın yan kuruluşu TAI gibi motor üretiyor. Şu ana kadar Rolls Royce Plc, Honeywell, Pratt & Whitney ve Pratt & Whitney Canada firmaları için motor parçası üreten firma, an itibarıyla F-35’lerin F135 model motorları için de parça üretiyor. Üretimin Baykar Grubu’na devrinden sonra da devam etmesi hâlinde Türkiye, dışlandığı F-35 projesine dolaylı olarak tekrar girmiş olacak. Ayrıca Baykar, motor üretiminden elde edeceği tecrübe ile gerek kendisinin gerek Türk motor üretiminin gelişmesine da katkıda bulunmuş olacak.

Aslında Piaggio’nun ekonomik darboğazda olması akla soru işaretleri de getiriyor. Firma daha önce Ferrari ve Abu Dabi yatırım fonu olan Mubadala tarafından satın alındı ve fakat söz konusu el değiştirmeler, firmanın yeniden canlanmasını sağlayamadı. Ancak ne Ferrari’nin ne de Mubadala’nın havacılıktan anlamadıklarını hatırlatmak gerekiyor. Ayrıca Piaggio’nun yerlileşmesi hem Türkiye gibi gelişen bir pazarın kazanılmasını hem de Baykar’ın geniş müşteri portföyüne pazarlanmasını sağlayacaktır. Bilhassa dizaynı rötuşlanan mevcut iş jeti ve yeni modellerle satın almanın karlı bir yatırıma dönüşmesi yüksek ihtimaldir. Ayrıca Baykar’ın satın alma bedelinin bir kısmını İtalyanlara SİHA olarak vermesi de olası olup daha alırken kazanmaya başlaması olasıdır.

Bir Esin Kaynağı Olarak Piaggio’nun Satın Alınması

Baykar Grubu’nun Piaggio’yu satın almasına doğru bir yatırım diyebiliriz. Ancak bu tür doğru yatırımların artması ve söz konusu alımın diğer Türk firmalarına da esin kaynağı olması gerekiyor. Piaggio gibi ekonomik olarak zorda ve fakat az bir yatırımla “know how” ve kar getirecek birçok Avrupalı firma yeni sahibini arıyor.

Örneğin, geçtiğimiz günlerde İngiliz hipersonik motor üreticisi Reaction Engines Ltd. firması iflas etti. Uzay uçakları ve hipersonik araçlar için hava soluyan roket motoru üreten mezkûr firma, meşhur SABRE füzelerine motor üretiyordu. SABRE füzelerinin motorları, hava soluma modunda Mach 5.4 (6.600 km) ve uzay uçuşu için roket modunda Mach 25 (30.600 km) hıza ulaşabiliyor. Reaction Engines sadece 20 milyon sterlin bulamadığı için iflas etti. Firmanın tüm tesis, çalışan ve “know how”unun henüz lağvedilmediği düşünülürse ne kadar büyük bir fırsatın kaçmak üzere olduğu görülebilir. Türkiye’den bir firma veya ortak girişim grubu söz konusu firmayı satın alırsa ülkemizin füze ve uzay roket motorları endüstrisini 50 yıl ileriye taşıyabilir.

Sonuç olarak Türk özel ve devlet savunma (ve sivil) sanayi firmaları Baykar Grubu’nu örnek alarak çok uygun fiyatlara yılların teknolojisini satın alabilirler. Dünyanın belki de üçüncü dünya savaşına doğru yol aldığı mevcut konjonktürde bu tür yatırımların katma değeri oldukça yüksek olacaktır. Yaşadığımız çağda dünyanın ağırlığının batıdan doğuya doğru kaydığına şahit oluyoruz. Doğu ile batı arasında konumlanmış Türkiye, söz konusu teknolojik akışın tam ortasında olması nedeniyle daha büyük kazanımlar elde edebilme potansiyeline sahiptir. Baykar Grubu’nun yaptığı hamleye diğer firmaların ve devlet şirketlerinin de katılması hâlinde 10 yıl sonrasının Türkiye’si savunma sanayisi çok daha yüksekten uçacaktır.

[Doç. Dr. İbrahim Karataş, uluslararası ilişkiler uzmanıdır.]

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu