2024 Yılında Savunma Sanayii

Yıllardır önemli geliştirme projelerine devam eden Türk savunma sanayii gün geçtikçe meyvelerini toplamaya devam ediyor. 2024 yılında çok sayıda proje tamamlandı veya seri üretime geçti.

Türk savunma sanayii için en kritik dönemeç olan bugünkü Cumhurbaşkanı, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında icra edilen 2004 Savunma Sanayii İcra Komitesi kararları üzerinden 20 yıl geçti. 14 Mayıs 2004 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısı, Türk savunma sanayiinin dönüşümünde bir dönüm noktası olmuştur. Bu toplantıda alınan kararlarla yerli ve milli savunma sanayiinin geliştirilmesi öncelik hâline getirilmiş, dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla stratejik teknolojilerin yerli olarak üretilmesine yönelik adımlar atılmıştır. Kamu ve özel sektör iş birliği teşvik edilmiş, Ar-Ge faaliyetlerine önem verilmiş ve milli platformların geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu kararlar, Altay Tankı, MİLGEM Projesi, HÜRKUŞ gibi kritik projelerin temellerini atarak Türkiye’nin savunma sanayiinde güçlü bir aktör olmasının önünü açmıştır.

Ancak özellikle Batılı ülkelerin yoğun ambargoları Türkiye’nin yerli sistemleri geliştirmesinde önemli gecikmelere sebep olmuştur. Türkiye bu sınavı büyük ölçüde başarıyla vermiş, çoğu projeyi gecikmeli de olsa ilerletmiş, dünyanın en zorlu alanlarına giriş yapmaya başlamıştır.

2024 Yılındaki Kritik Gelişmeler

  • Milli Muharip Uçak KAAN ilk uçuşunu yaptı.
  • Türkiye’nin ilk milli fırkateyni TCG İSTANBUL, Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edilmiştir
  • Bayraktar KIZILELMA (İnsansız Savaş Uçağı): Türkiye’nin ilk insansız savaş uçağı Bayraktar KIZILELMA’nın seri üretimine başlanmıştır.
  • SİPER Uzun Menzilli Hava Savunma Sistemi erken üretim ilk bataryası envantere girmiştir.
  • Türk Deniz Kuvvetleri envanterine Silahlı İnsansız Deniz Aracı (MARLİN) kazandırıldı.
  • ALBATROS-S Sürü İDA ve ALBATROS Kamikaze İDA envantere girdi.
  • PUHU 3-LT, ANTIDOT 3-U ve MERTER gibi yeni elektronik harp sistemleri envantere girdi.
  • MURAD 100-A AESA Burun radarı F-16 savaş uçakları ile test edilmeye başlandı.
  • Bayraktar TB3 SİHA TCG Anadolu’dan kalkış ve iniş gerçekleştirdi
  • KIZILELMA ve ANKA-3’e gücünü verecek TF6000 ilk kez çalıştırıldı.
  • TCG Anadolu’dan sonra donanmanın en büyük gemisi olan TCG Derya Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi (DİMDEG) envantere girdi.
  • HÜRKUŞ’un TSK envanterine girecek olan gelişmiş versiyonu HÜRKUŞ-II ilk uçuşunu yaptı.
  • Uçak Gemisi inşası için SSİK kararı alındı.
  • 4 adet daha MİLGEM İ sınıfı fırkateyn üretim kararı alındı.
  • Yerli F-16 aviyonik modernizasyonu ÖZGÜR Projesi’nde teslimatlar başladı.
  • TUSAŞ ürettiği 100. helikopteri teslim etti.
  • Alman-Türk ortak projesi ile Gölcük’te üretilen TCG Pirireis denizaltısı TSK envanterine girdi.
  • ANKA-3 atış testlerine başladı.

Özellikle denizcilik alanındaki uçak gemisi hedefi ve İstif sınıfında inşa hâlindeki 3 gemiye ek 4 gemi siparişinin verilerek inşasına başlanması, Türkiye’nin bu alandaki en büyük oyuncular arasına adını yazdırdığını göstermektedir. Zira İstif ve Hisar sınıfı muharip gemiler ile Reis sınıfı denizaltılar, lojistik destek gemileri Pakistan ve Ukrayna’nın savaş gemileri ve insansız deniz araçları eklendiğinde Türkiye, Çin ve ABD gibi ülkelerden sonra aynı anda en çok sayıda aktif gemi üreten ülke konumuna gelmiştir. İlerleyen günlerde bu faaliyetlere yeni ihracatların eklenmesi denizcilik alanındaki büyümeyi destekleyecektir.

Havacılık alanında özellikle insansız sistemler noktasında dünyada liderliğini sürdüren Türkiye, insanlı kritik sistemler ile daha büyük ve stratejik insansız sistemlere yönelik projelerinde ciddi ilerlemeler kaydetmiştir. Bu ilerlemelerin ihracata dönüşmesi Türkiye’ye farklı politik pencereleri de açacaktır.

Buradaki projelerin birçoğunda küçük ya da büyük takvim gelişmeleri yaşansa da Türkiye gerek yerlileştirme hamleleri gerek alternatif tedarik kanallarını yönetme konusundaki girişimleri ile bunları aşmıştır. Sistem ve alt sistem seviyesindeki geliştirme faaliyetlerinde kendini kanıtlayan Türkiye’nin önündeki süreç komponent seviyesi ürün geliştirme, uzun vadeli lojistik ve bakım idame desteği sunabilmek ile konsept ihracatı noktasında gerçekleşecektir. Bu alanlardaki girişimler Türkiye’nin savunma ihracatında hem sürdürülebilir bir büyüklük (büyüme değil büyüklük) sağlayacak hem de silah satışlarındaki politik ağırlığını artıracaktır.

Kara araçları noktasında ise karmaşık bir tablo karşımıza çıkmaktadır. Türkiye, dünyanın en iyi üreticileri ile rekabet hâlinde olan birden fazla kara aracı üreticisine ve ihracatta iyi bir pozisyona sahip olmasına rağmen kendi ihtiyaçlarını karşılamak noktasında sorunları devam eden bir ülkedir. Zira ALTAY tankı projesinde arka arkaya iyi haberler gelse dahi hâlen seri üretim araçların teslimatı başlamadı ve buradaki takvimler 2025 yılını işaret etmekte. Ayrıca TSK’nın zırhlı birliklerinin omurgasını oluşturması beklenen yıllardır süregelen ve toplamda 2953 adede varan aracın tedarik hedefi olan Yeni Nesil Hafif Zırhlı Araçlar Projesi’nde 1. Parti tedarik için test süreci tamamlanmasına rağmen hâlen sözleşme imzalanmamıştır. TSK’nın ZMA ve ZPT’lerine yönelik modernizasyon projesinde ise büyük adetli sözleşmeler hâlen imzalanmamıştır. 2016 yılından beri gerçekleştirilmesi istenen Leopard 2A4 tanklarının kapsamlı modernizasyonu noktasında da hâlen ciddi ilerleme kaydedilmemiştir. Roketsan’ın 40 adet zırh kiti teslimatı sağladığı tanklar dışındaki 200 küsür tankın modernizasyonu ile ilgili sürecin akıbeti net bir şekilde ortaya koyulmamıştır. Güzel gelişme olarak Fırtına II obüslerinin tedariki 2024 yılında hızlanmıştır.

Savunma ve havacılık sanayii ürünleri ihracatı 11 aylık dönemde 5 milyar 761 milyon dolara yükselerek yeni bir rekora imza atmıştır. Henüz aralık ayı verileri eklenmemiş sayı bile 2023 yılının 5,55 milyar dolarlık verisini geçmiştir.

Tüm tabloya bakıldığında Türk savunma endüstrisinin geleceği için parlak tablolar görünmeye devam etmektedir. Ayrıca önemli bir çıktı olarak Savunma Sanayii Başkanlığı 2024 yılında büyüme, insan kaynağı ve AR-GE çalışmalarına yönelik desteklerini artırmıştır.

[Fatih Mehmet Küçük, Türkiye Araştırmaları Vakfı araştırmacısı ve savunma sanayii analistidir.]

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu