1973 Petrol Krizi sonrasında enerji güvenliği sorunlarına yönelik yapılan çalışmaların önemli bir bölümü ya etkisiz kalmış ya da beklenen etkiyi yaratamamıştır. Zira bu kapsamda hayata geçirilen kaynak çeşitlendirme stratejisinin olumlu etkilerinin 2000’li yılların başına gelindiğinde yerini son derece ciddi tehditlere bıraktığı görülmektedir. Örneğin Vladimir Putin’in iktidara gelişiyle birlikte Rusya ve doğal gaz menşeili yaşanan enerji güvenliği sorunlarını bu kapsamda ele almak mümkündür. Bu doğrultuda enerji güvenliğine yönelik tehditler ve sorunların her geçen gün giderek daha kalıcı hale geleceği görülmektedir. Söz konusu tehdit ve sorunların bertaraf edilmesini sağlamak ve geçmişteki krizlerin tekrar yaşanmasını önlemek için ise proaktif stratejilere ihtiyaç duyulduğu aşikârdır.
Son dönemde enerji güvenliği sorunlarına yanıt olarak enerji dönüşüm süreci kapsamında geliştirilen yol haritaları, karar vericilerin durumu stratejik olarak ele alacağına işaret etmektedir. Bununla birlikte, uygulama boyutuyla ilgili bazı tartışmalar da mevcuttur. Bu tartışmaların başında bu büyüklükteki bir değişimin getireceği uyum ve süreklilik sorunları ile kaynak güvenilirliği ve benzeri tehlikeler gelmektedir. Bunun yanı sıra, gerekli zaman diliminde böylesi büyük ölçekli bir değişimin uygulanması, hükümetler ve işletmeler tarafından stratejik planlama ve karar alma süreçlerinde sıklıkla göz ardı edilen jeopolitik riskler de içermektedir. Öyle ki bu tehlikelerin her biri, belirli bölgelerde istikrarsızlık ve savaşlara yol açma potansiyeline sahiptir. Çalışma, enerji geçiş süreci boyunca uygulanan politikalar nedeniyle gelecekte ortaya çıkabilecek olası enerji güvenliği sorunlarını analiz etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yenilenebilir Enerji, Enerji Dönüşümü, Enerji Güvenliği, Enerji Düzeni, Enerji Politikası.
RAPORU İNCELEMEK İÇİN TIKLAYINIZ.