D-8 Teşkilatı 11. Zirve Toplantısı’ndan Geriye Kalanlar

Uluslararası Ekonomi-Politik Bağlamda

D-8 Teşkilatı 11. Zirve Toplantısı’ndan çıkan kararlar nelerdir ve Türkiye’nin D-8’deki ekonomik ve politik rolü nasıl değerlendirilmektedir?

Uluslararası ekonomi-politiğin yapı taşlarından biri zirvelerin gerçekleştiği diplomatik platformlardır. D-8 Ekonomik İşbirliği Örgütü de bu platformlardan biridir. Sekiz gelişmekte olan ülkeyi bünyesinde barındırdığından dolayı kısaca D-8 (Developing Eight) olarak anılmaktadır. Bu ülkeler Türkiye, Endonezya, Mısır, Malezya, Pakistan, İran, Nijerya ve Bangladeş’tir. 1997 yılında kurulan ve merkezi İstanbul’da bulunan kalkınma ekonomik iş birliğine dayalı örgüt, çeşitli tematik alanlara sahiptir. Bu alanlar tarım ve gıda güvenliği, sanayi iş birliği, ticaret, toplu taşıma, enerji ve mineraller ve turizmdir. Faaliyetlerine 27 yıldır devam eden örgüt, etkinlik takvimine dair konuları küresel gelişmeler ışığında güncellemektedir.

Bu yıl 11. D-8 Teşkilatı Zirve Toplantısı Mısır’ın başkenti Kahire’de “Gençliğe Yatırım ve KOBİ’lerin Desteklenmesi: Geleceğin Ekonomisini Şekillendirmek” temasıyla toplanmıştır. Zirveyi ekonomik ve politik yönden ikiye ayırmak gerekmektedir. Ekonomik yönden D-8 Tercihli Ticaret Anlaşması’nın güncellenmesinin ehemmiyetine dikkat çekilmiş, ürünlerin kapsamı ve disiplinlerinin genişletilmesi vurgulanmış ve ortak yatırım fonunun kurulması talebi gündeme gelmiştir.  Politik olaraksa Suriye, Filistin ve Lübnan’daki durum ele alınmış ve teşkilatı büyütmek suretiyle etki alanını daha da genişletmek amacıyla yeni bir üye ülke olarak da Azerbaycan dahil olmuştur. Gerek ekonomik gerek politik meselelerin yakından takip edildiği D-8’de, ülkelerin ekonomik entegrasyonun yanı sıra siyasi anlamda da birbirleri ile yakın temas hâlinde oldukları görülmektedir.

Sosyal ve Ekonomik Göstergelerle D-8 Ülkeleri   

2021’de ortaya konulan “2020-2030 D-8 10 Yıllık Yol Haritası”nda belirtildiği üzere D-8 ülkeleri önümüzdeki 10 yıllık süre zarfında iç ticaret hacimlerini toplam ticaretini en az yüzde 10’una ulaştırma konusunda anlaşmaya varmışlardır. 2024 yılında bu oran henüz yüzde 6,6’dır. Zirvede bu hedefin gerçekleştirilmesi için D-8 Tercihli Ticaret Anlaşması’nın güncellenmesi gerektiği vurgulanmış ve ürünlerin kapsamının genişletilmesi ve çeşitlendirilmesine yönelik adımlar atılması gerektiği belirtilmiştir.

D-8 ülkelerinin dünya ekonomisindeki yerini anlamak için bazı temel göstergeleri incelemek gerekmektedir. Bu göstergeler nüfus, gayrisafi yurt içi hasıla, coğrafi büyüklük, küresel ticaretteki ihracat rakamları ve doğrudan yabancı yatırım tutarlarıdır.  2024 yılı itibarıyla D-8 ülkeleri toplam nüfusu 1 milyar 272 milyondan fazla kişiyi barındırmaktadır. Yani D-8 ülkelerinin nüfusunun dünya içerisindeki oranı yüzde 14,6 civarındandır. Coğrafi olaraksa 7,6 milyon metrekarelik bir alan ile dünyanın yüzde 5’ini kaplamaktadır. D-8 ülkelerinin resmi sayfasında yer alan makroekonomik verilerden biri olan 2005 yılındaki toplam GSYH tutarı 2.3 trilyondan 2022’de 4.9 trilyona yükselmiştir. Bu durumda GSYH tutarı, 17 yılda iki kat artmıştır.

Grafik-1: D-8 Ülkelerinin Birbirleri ile Ticareti (Milyar $, 2019-2023)

Kaynak: “Bilateral trade between Developing – 8 (D-8) and Developing – 8 (D-8)”, Trade Map.

D-8 ülkelerinin birbirlerine olan ihracatı 2019’da 49,5 milyar dolar iken 2023 yılında bu tutar 75,5 milyar dolara çıkmıştır. İthalat ise 53,8 milyar dolardan 73,5 milyar dolara yükselmiştir. Artan ticaret hacmi, entegrasyon ve iş birliğinin önemli bir göstergesidir. İhracat ürünleri içerisinde en fazla mineraller, yağlar ve demir-çelik ürünleri gelmektedir.[1]

Grafik-2: D-8 Ülkelerine Toplam Doğrudan Yabancı Yatırım Akışı (Milyar $, 2005-2023)

Kaynak: “D-8 BASEIND(Basic, Social and Economic Indicators)”, D-8 Organization for Economic Cooperation.

D-8 ülkelerine yapılan doğrudan yabancı yatırım akışı ise 2005 yılında 38,7 milyar dolar iken 2023 yılına kadar yaklaşık 20 milyar kadar artarak 58,6 milyar dolar civarında gerçekleşmiştir. Aradan geçen 18 yılda tutar toplamda yüzde 51 oranında artmıştır. Bu önemli artış, D-8 ülkelerinin doğrudan yabancı yatırımlarda oldukça cazibeli ülkeler hâline dönüşmeye başladığının göstergesidir. Görülmektedir ki, D-8 ülkeleri sınırlı da olsa küresel ticaretteki gelişmelere paralel olarak ekonomik aktivitelerini güçlü bir şekilde sürdürmeye devam etmişlerledir. 

D-8 Ülkeleri İçerisinde Türkiye’nin Rolü

D-8 Ekonomik İşbirliği Örgütü, gelişmekte olan Müslüman ülkeler arasındaki ekonomik iş birliğinin bir tezahürüdür. 1996 yılında İstanbul’da “Kalkınmada İşbirliği” konulu bir seminer düzenlenmiş ve D-8 Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün kurulmasına yönelik fikir bu seminer sırasında ortaya atılmıştır. Bu süreçten sonra çeşitli uluslararası diyaloglar gerçekleşmiş ve örgüt 1997’de İstanbul Deklarasyonu ile faaliyete geçmiştir. Henüz genel sekreterlik kurulmamışken icra direktörü olarak Türkiye’nin eski büyükelçisi Ayhan Kemal olmuştur. Tüm D-8 ülkeleri içerisinde en yüksek ikinci GSYH’ye sahip ülke Türkiye’dir. Yine Uluslararası Yatırımcılar Derneği verilerine göre 2023 yılı doğrudan yabancı yatırımlar çekme kapasitesi olarak da Türkiye 10,6 milyar dolar ile ciddi bir potansiyele sahiptir. İnsani kalkınma endeksi bağlamında en iyi sıralama 45. sıra ile Türkiye’ye aittir. Ayrıca başlıca turizm destinasyonlarından olan Türkiye, D-8 ülkeleri içerisinde 57.8 milyar dolar ile en fazla turizm gelirine sahip ülkedir. Bu güçlü ekonomik performansın yanında Türkiye politik olarak da uluslararası platformlara gündemindeki konuları taşıyarak farkındalık kazandırmaktadır. Bu bağlamda üç önemli ana gündem maddesinin D-8 Zirvesi’nde konuşulduğu görülmektedir. Bu konular Suriye’de eski rejimin tahliyesi ile yeni rejimin kurulması, bölgenin terörden arındırılması ve işgalci İsrail’in Filistin ve Lübnan’da geçekleşen saldırılarına karşı ortak tutum takınılmasıdır.

D-8 Zirve’sinin Suriye’deki 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinin ardından gerçekleşmiş olması önemli bir mahiyete sahiptir. Suriye, Türkiye’nin 911 km’lik sınıra sahip en uzun sınır komşusudur. Türkiye, zirvede Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyulması ve üniter yapısının korunması, terör örgütlerine kapıların kapatılmasını ve Suriye halkının kendi kaderini kendi tayin etme hakkını dile getirmiştir. Türkiye’nin zirvede Suriye’yi gündeme taşıması, göçmen meselesinde Suriyelilere kucak açmada önemli bir rol üstlendiği gibi diplomatik olarak da Suriye’nin yeniden inşasının ve istikrarının sağlanmasında çok temel bir rol oynayacağının göstergesidir.

Diğer bir mesele ise Türkiye, İsrail’in Filistin’de ve Lübnan’da yaptığı saldırılara karşı uluslararası kamuoyunu daha güçlü ve ortak bir tutumla tepki vermeye çağırmış, İsrail’e silah ambargosunun gerekliliğinin altını çizmiştir.

Sonuç olarak, D-8 ülkelerinin makroekonomik göstergelerinin giderek daha iyiye gittiği görülmektedir.  D-8 ülkelerinin birbirleri ile ticaret hacimleri giderek artmaktadır. Bu durum ekonomik entegrasyonun ve iş birliğinin ilerlediğinin en önemli kanıtıdır.  Politik olaraksa Türkiye’nin D-8 gibi uluslararası diplomatik platformlarda Suriye meselesini taşıması ile Suriye’nin normalleşmesine katkıda bulunulmaktadır. İsrail’in katliamlarına karşı D-8 ülkelerinin ekonomik uyanışını desteklemek ve Türkiye’nin bölgeye barışın gelmesi için ekonomik ve siyasi kanalları harekete geçirme çabaları oldukça önemlidir.

[Merve Demir, İstanbul Üniversitesi doktora adayıdır.]

[1] “Bilateral trade between Developing – 8 (D-8) and Developing – 8 (D-8)”, TradeMap.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu