IKBY Seçimleri Geleneksel Siyasetin Gücünü Yeniden Gösterdi

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) iki yıllık gecikmenin ardından sonunda 20 Ekim’de parlamento seçimlerine gidebildi. Oldukça tartışmalı ve rekabetçi bir ortamda gerçekleşen seçimlerde; bölgenin hegemonik güçleri Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), kendilerine yakın 5 azınlık kotasıyla birlikte 100 sandalyeli parlamentoda toplamda 67 milletvekili almayı garantiledi.

Hiçbir aktörün tek başına hükümet kurma çoğunluğunu elde edemediği seçimlerde iki iktidar partisi gibi geleneksel siyaseti temsil eden Kürdistan İslami Birliği (Yekgirtu) ile Kürdistan Adalet Topluluğu (Komel) da 10 sandalye aldı. Geri kalan 23 sandalye ise çoğunlukla muhalif partiler arasında bölündü. Mezkûr tablo IKBY’de en tartışmalı ve kırılgan dönemde dahi toplumun geleneksel siyaseti öncelediğini ve kaynak dağıtma siyasetinin hâlen bölgede belirleyici olduğunu ortaya koydu.

Muhalefet, Geleneksel Siyasetin Zaferine Karşı Arayışta

İki yıl gecikmeyle yapılan altıncı dönem milletvekili seçimlerinin sonuçları, IKBY’de 30 yılı aşkın süredir iktidardaki iki Kürt partisi arasındaki güç dengesinin sürdüğünü yeniden gösterdi. Barzani ailesi liderliğindeki KDP, 2018 seçimlerinde aldığı 45 sandalyenin altında kalarak 39 vekil çıkarttı. Talabani ailesi öncülüğündeki KYB ise 21 olan koltuk sayısını artırarak 23’e ulaştı.

KDP ve KYB’nin iki partili düzenine karşı pozisyon benimsemelerine rağmen bölgedeki geleneksel siyaseti temsil eden İslami partiler beklendiği üzere bir ivme yakalayamadı. Müslüman Kardeşler Teşkilatına yakınlığıyla bilinen Yekgirtu, oy oranını artırarak 7 sandalye elde ederken Komel ise 3 sandalye alabildi. Seçmen kitlesinde geçişkenliğin zayıf olduğu bu partilerin ideolojik duruşu ve seküler eğilimlerin güçlendiği bölgede yeni alternatifler sunamaması iki partiyi de tahkim bir kitlede sabit kılıyor.

Süleymaniye merkezli 2009’da doğan bölgenin ilk büyük muhalefet hareketi Goran, son seçimlerde bir sandalye alarak adeta siyasi arenadan silinirken yine Süleymaniye merkezli muhalif Yeni Nesil Hareketi sandalye sayısını ikiye katlayarak sekizden 15’e çıkardı. Bölgedeki hegemon iki partili düzene karşı çıkan Yeni Nesil tekil liderlik, partiden ziyade disiplinsiz ve popülist yapısıyla bir seçim hareketini andırsa da seçimde güçlenmesi bölgedeki muhalefet ihtiyacına işaret ediyor.

Yeni Nesil’in yanı sıra KYB’den ihraç edilen partinin eski eş başkanı ve Bafel Talabani’nin kuzeni Lahur Şeyh Cengi’nin kurduğu Süleymaniye merkezli Halk Cephesi de aldığı tek sandalyeyle alternatif olamadı. Komel ile Yekgirtu gibi geleneksel partileri saymazsak diğer küçük partilerle birlikte bütün muhalefetin 100 sandalyeli meclisin dörtte birine dahi ulaşamaması bölgede geleneksel siyasetin kolay aşılamayacağını tescilledi.

KDP ve KYB’nin İkili Parti Düzeni Muhalefetin Önünü Tıkıyor

Erbil ve Duhok’ta güçlü olan KDP ile Süleymaniye ve Halepçe’de etkili olan KYB, kendilerine ait peşmerge, istihbarat ve güvenlik güçlerine sahip olmanın yanında yerel ekonomiyi de kontrol ediyor. 1990’lardan bu yana KDP sarı ve KYB ise yeşil bölge olarak bilinen kendi bölgelerinde de facto  iki partili bir yönetime sahip. 2017’deki bağımsızlık referandumu sonrası oldukça kötüleşen iki parti ilişkileri, Kerkük, Bağdat ile ilişkiler ve bütçe PKK konusunda oldukça zıt kutuplarda yer almayı sürdürüyor. Seçim kampanyasında da özellikle KYB’nin aşırı sert bir dille KDP’yi hedef alması, ilişkilerdeki gerilime işaret etmişti.

Ancak muhalefetin hem seçimde yetersiz kalması hem de yolsuzluklarla anılan müesses nizamın parçası olmaktan kaçınması, ikili düzene karşı alternatiflerin ölü doğmasına yol açıyor. Zira 100 sandalyeli yeni meclis aritmetiğinde hükümeti kurmak için 50+1 gerekli. KYB’nin açtığı dava sonrası Irak Federal Mahkemesi bu yılın başında 111 sandalyeli IKBY meclisinde uzun yıllardır KDP’nin etkisi altında kaldıkları suçlamasının yönetildiği 11 kişilik Türkmenler, Hristiyanlar ve Ermenilere ayrılan azınlık kotasını önce iptal etmiş, akabinde ise bu gruplara koltuk sayısı 100’e indirilen mecliste beş kota ayırmıştı. Azalan kota sayıları ve son seçimde beş kişilik kotadan KDP’nin üç, KYB’nin ise kendine yakın iki adayı seçtirmesi, kotalar üzerindeki KDP hakimiyetini ve KDP’nin tek başına hükümet kurma ihtimalini de sona erdirdi.

KDP ve KYB 2018’e kıyasla oylarını artırsa da seçmenin bu davranışının sosyal devlet anlayışından kaynaklanmadığı daha çok ideolojik, ekonomik saikler ve korku siyasetiyle ilişkili olduğu değerlendirilebilir. IKBY’de gelenekçiliği ve milliyetçiliği temsil eden KDP ile sol ve seküler anlayışla anılan ancak KDP kadar aile partisi olan KYB, tabanlarını bütün eleştirilere rağmen konsolide edebiliyor. IKBY, siyasi ve ekonomik eğilimleriyle rentier bir modelle benzeştiği Körfez monarşilerinin aksine vatandaşına en basit hizmetleri dahi tam olarak sunamıyor. Bölgede 30 yıllık devlet pratiğine rağmen bir türlü ihya edilemeyen altyapı sorunları, Irak’ın en sulak bölgesiyken yüzleşilen su kesintileri ve petrol kaynakları varken düzenli elektrik sağlanamaması ve memur maaşlarının düzensiz ödenmesi gibi görünür gerçekliğe rağmen partilerin kitlesinde ideolojik saikler etkili olabiliyor. Bu nedenle KDP ile KYB, bölge Bağdat’a karşı siyasi ve ekonomik olarak küçülürken oyunu yüzer bin civarında artırabiliyor. Yine İslami partiler de kitlesini tahkim tutabiliyor. Her ne kadar İslami partiler seçmen sadakatini dini referansla pekiştirse de KDP ile KYB ideolojinin yanında kaynak dağıtma siyasetiyle toplumsal sadakati satın alabiliyor.

KDP ve KYB’de parti içi liderliğin babadan oğula geçmesi ve IKBY Başkanlığı ile Başbakanlık gibi pozisyonlara Barzani kuzenlerin gelmesi bölgedeki gelenekselciliğin bir başka göstergesi. KDP ile KYB bölgede kendi kontrol alanlarında kurdukları klientalist ağ üzerinden de gücünü muhafaza etmeyi başarıyor. Zira sadece günlük hayattaki hizmet sorunları dahi dikkate alındığında iki partinin de oylarını artıramaması beklenirdi. Yaklaşık 6 milyonluk bölgede 1 milyonu aşkın memur bulunuyor. Bu durum partilere karşı zoraki bir sadakati pekiştiriyor. Sarı bölgede KDP ve yeşil bölgede ise KYB’ye üye olmanın birçok alanda vatandaşların iş ve pozisyon edinmesinin önünü açtığı gerçeği ise bu partileri muhalefete karşı avantajlı kılıyor. Aradan geçen 30 yıla rağmen peşmerge, istihbarat ve terörle mücadele gibi ayrı yapılarını birleştirerek kurumsal bir düzene geçmeyen KDP ve KYB, esasında diğer partilerde olmayan bu parti devleti benzeri niteliklerini ise düzenlerini sürdürmelerine yardımcı olduğu için yitirmek istemiyor. Muhalefetin umutsuz hâli seçmen nazarında düzenin sürmesi yönünde makes buluyor. Bütün eleştirilere rağmen seçimler, IKBY’deki kurumların demokratik meşruiyetinin ve muhalefet umudunun pekişmesi konusunda önemli bir adım. Ancak geleneksel siyasetin mevcut gücünü koruması bölgedeki mevcut düzenin süreceğine işaret ediyor.

[Mehmet Alaca, Anadolu Ajansı’nda Dış Haberler Muhabiri olarak görev yapmaktadır.]

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu