Kenya’da Krizin Kökenleri

1963 yılında İngilizlerden bağımsızlığını kazanan Kenya, 55 milyon nüfusu ile Doğu Afrika bölgesinde jeostratejik önemi olan ülkelerden biridir. Kenya, genç nüfus oranı (takriben yüzde 60) oldukça yüksek olan bir Afrika ülkesidir. Ülke nüfusunun yüzde 50’den fazlası tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlamakta ve ülkede 40’tan fazla etnik grup bulunmaktadır. Bu etnik gruplar ülkenin siyasi ve toplumsal gelişiminde son derece önemli rol oynamaya devam etmektedir. Ülkedeki en büyük etnik grupları Kikuyular (%22) ve Luhyalar (%14) oluşturmaktadır. Kenya’da sömürü döneminin siyasi, ekonomik ve toplumsal etkileri günümüzde hala devam etmektedir. İngiltere, 1888 yılında bu ülkedeki sömürü faaliyetlerine başlayarak ülkenin ham madde kaynaklarını ve insan kaynaklarını sömürmeye başlamış, ülkedeki yerli halkın topraklarına ve mallarına el koymuş ve bu gelişmelerin ardından ülkede ortaya çıkan isyanlar İngiliz ordusunun sert müdahaleleri ile bastırılmıştır.  Mau Mau İsyanı (1952-1960), bu isyanlar içindeki en büyük ve en önemli isyan ya da direniş hareketi olarak bilinmektedir. Bu isyan hareketinde 12 bin Kenyalı, İngiliz askerlerince öldürülmüş ve binlerce Kenyalı da tutuklanmıştır. Bu yazıda Kenya’da son yıllarda yaşanan benzer siyasi, toplumsal ve ekonomik krizlerden bahsedilecektir.

Kenya’da Protestolar: Siyasi ve Ekonomik Sebepler

Kenya’da halk; hükümetin yolsuzluklarına, adaletsizliklerine ve ekonomideki başarısız politikalarına karşı sokaklara inerek hükümeti protesto etmektedir. 2023 yılında muhalefetin çağrısı ile vergi zamlarını ve hayat pahalılığını protesto etmek için sokaklara inen Kenyalılar hükümeti protesto etmişti. Bu protestolarda 15 kişi hayatını kaybetmiş ve 100’lerce kişi de tutuklanmıştı. Kenya’da ağırlıklı olarak gençlerden oluşan protestocular 2024 Haziran ayında da sokaklara inerek hükümetin vergileri artırmak için hazırladığı 2024 Vergi Yasa Tasarısı’nı protesto etti. Hükümet, 2024 Vergi Yasa Tasarısı ile ekmek, yağ, çocuk bezi gibi temel ihtiyaç ürünlerinden vergi alarak uluslararası kredi kuruluşlarına olan borçlarını ödemeyi hedefliyordu. Nairobi şehrinde başlayan protestolar kısa süre içinde ülkenin birçok şehrine yayıldı. Bu protestolarda en az 50 kişi hayatını kaybetti ve 100’lerce kişi de tutuklandı. Devlet Başkanı William Ruto, bu protestoların ardından 2024 Vergi Yasa Tasarısı’nı imzalamayacağını açıkladı. 11 Temmuz 2024 tarihinde de Devlet Başkanı Ruto kabine üyelerinin hepsini, dışişleri bakanı hariç, görevden aldı. Protestocular ise hükümet üyelerinin lüks tüketimlerinden vergi alınmasını, kamu kaynaklarının israf edilmemesini ve Devlet Başkanı Ruto’nun istifasını istiyordu. 2022 yılında refah içinde yaşama vaadi ile halkın ve bilhassa gençlerin desteğini alarak iktidara gelen Ruto Hükümeti, 2024 Haziran ayındaki protestolarla siyasi meşruiyetini halk nezdinde büyük ölçüde kaybetti.

Protestolarda Dış Faktörler

Protestocuların örgütlenmesi için sosyal medyayı aktif olarak kullanan Kenyalılar, Ruto Hükümetinin Batı ile olan ilişkilerini de eleştirmektedir. Örneğin IMF ve Dünya Bankası’ndan alınan kredilerin ardından ülke ekonomisinin şekillenmesinde büyük rol oynamaya başlayan finansal kredi kuruluşlarının politikaları Kenyalılar arasında ciddi bir eleştiriye neden oldu. 2024 Vergi Yasa Tasarısı’nın da oluşturulmasını tavsiye eden ve Ruto Hükümetinin ekonomi politikalarını da önemli ölçüde yönlendiren Batılı uluslararası kredi kuruluşlarının politikaları Kenyalılar arasında ciddi bir rahatsızlığa sebep oldu. Ayrıca Ruto Hükümetinin 2023 Ağustos ayında Haiti’de çetelerle mücadele etmesi ve bu ülkede şiddeti durdurması için Karayip ülkesi Haiti’ye 400 kişilik bir polis gücü göndermesi halk nezdinde ciddi bir şekilde hoşnutsuzluğun ortaya çıkmasına ve Ruto Hükümetinin ABD’nin çıkarlarına hizmet ettiğine dair eleştirilerin artmasına sebep oldu.  Kenya, ABD’nin Doğu Afrika’daki en önemli stratejik ortaklarından biridir. Uhuru Kenyatta döneminde (2013-2022) Kenya, Çin ile büyük altyapı anlaşmaları imzalayarak dış politikasını çeşitlendirmek, Çin ile siyasi ve ekonomik ilişkilerini güçlendirmek için önemli adımlar atmıştır.

Kenya’da Etnik Siyaset

Ülkenin en önemli siyasi sorunlarından bir tanesi iktidar partilerinin ve devlet başkanlarının kendi kabile ve etnik yapılarını devlet kademelerine yerleştirmeleridir. Böylece ülkedeki diğer etnik gruplara karşı ayrımcılık yapılması ile ülkedeki siyasi gerilim sürekli artmış ve bu durum ülkenin siyasi istikrarının önünde büyük bir engel oluşturmuştur. Örneğin 2008 yılında etnik çatışmaların sonucunda 1000’den fazla Kenyalı sivil hayatını kaybetmiştir. Ayrıca, ülkenin bağımsızlığından sonra ülkedeki iktidar partilerinin tek parti iktidarına dönüşmesi, ülkenin siyasi ve ekonomik gücünü tek partili otoriter bir sistem içinde kullanmaları da ülkenin siyasi çeşitliliğinin ortaya çıkmasına ve ülke siyasetinin gelişmesine sürekli engel oluşturmaktadır.

Sonuç

Kenya’nın Doğu Afrika’nın önemli ticari merkezlerinden birisi olarak siyasi ve ekonomik istikrarını güçlendirmesi, çevre ülkelerle ekonomik iş birliğini genişletmesi ve derinleştirmesi Kenya’nın siyasi ve ekonomik bağımsızlığı için büyük bir önem taşımaktadır. IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlarının Kenya’nın ekonomi politikalarını yönlendirmesi ve şekillendirmesi kısa vadede ülkenin ekonomisine olumlu etkide bulunabilir ama uzun vadede Kenya’nın ekonomik istikrarına katkı sağlamayacağını söyleyebiliriz. Kenya’nın siyasi ve tarihi tecrübelerini kullanarak kendi siyasi ve ekonomik geleceğini IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlardan bağımsız olarak inşa etmesi Kenya’nın stratejik gücüne önemli ölçüde katkı sunacaktır. Ayrıca Kenya’nın Çin, Rusya, Hindistan ve Türkiye gibi Batı dışı aktörlerle stratejik ilişkilerini güçlendirmesi Kenya’nın Batılı aktörlerle olan ilişkilerini de önemli ölçüde dengeleyecektir. Kenya’daki partilerin etnik siyaset anlayışının yerine tüm etnik yapıları kapsayacak bir anlayışla siyaset geliştirilmesi Kenya’daki siyasi ve ekonomik gerilimin de düşmesine önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Bu çalışmada Kenya’daki siyasi ve ekonomik krizlerin tahlili yapılmıştır. Sonraki çalışmalarda Doğu Afrika bölgesinde ülkelerin güvenlik politikalarını etkileyen faktörler analiz edilecektir.

Abdurrahim Sıradağ, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesidir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu