Türkiye ve Sudan İlişkilerini Yeniden Okumak

Türkiye ve Sudan arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi her iki devlet için birçok fayda sağlayacak. Türkiye Sudan’da sahip olduğu saygınlığı üzerine bir barış girişiminde bulunabilir.

Bu yazımda Türkiye Sudan ilişkilerini, özellikle Sudan’da 2023 senesinin Nisan ayından beri devam eden savaş sürecini gündeme alarak, yaşanan gelişmeler doğrultusunda analiz edeceğim.

Sudan’ın coğrafi ve jeostratejik konumla ve sahip olduğu doğal kaynaklarla Türkiye’nin Afrika politikasının önceliği ve Türkiye’nin kıtaya açılmada bir gözlem noktası görevi yapabiliyor. Özelikle Türkiye’nin Sahra altı Afrika’daki çok boyutlu yöntemini anlamak için Sudan aslında Afrika’nın küçük bir örneğini teşkil ediyor.

Yakın Dönemde Türkiye ve Sudan İlişkileri

Sudan’ın Türkiye ile ilişkileri diğer ülkelerle ilişkilerinden ayrılıyor. Bu ayrımın temel özelliği, şimdiye kadar iki ülke arasındaki ilişkileri bozacak herhangi bir siyasi veya diplomatik krizin yaşanmamış olması.

30 yıl iktidarda olan Sudan Devlet başkanı Ömer el-Beşir ve Ulusal Kongre Partisi hükûmeti dönemi (1989-2019) boyunca Türkiye Sudan ilişkileri zirveye ulaştı. Özelikle Aralık 2017 de Türkiye başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sudan’a iki yüze yakın iş adamı ve yatırımcının da bulunduğu dev bir heyetle yaptığı tarihi ziyaret önemliydi. Aynı ziyaret, bugün Sudan topraklarında yer alan Osmanlı devletinin Kızıldeniz’deki 1517-1865 yılları arasında en önemli adası olan ve Mısır sınırına sadece yaklaşık 250 km, kutsal toprakları ve Mekke’ye yaklaşık 200 km mesafede yer alan Sevakin Adası’nın Türkiye’ye tahsis edilmesi ile dünya gündemine oturmuştu. Bahsedilen ziyaret kapsamında iki ülke çeşitli alanlarda 22 anlaşma ve mutabakat zaptı imzalamıştı.

Türkiyenin yurtdışında kalkınma yardımlarının koordinasyonundan sorumlusu Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı TİKA’nın Sudan’ın başkenti Hartum ofisi şu anda 18 Sahra altı Afrika ülkede kurulmuş olan, alt kıtadaki en eski ajanslardan biri olup Türkiye’nin Sudan’daki işbirliğinin ana aktörü olmaya devam ediyor. Ayrıca Sudan, 2019’da Türk yardımlarından en çok yararlanan onuncu, Afrika’dan da ikinci ülke oldu. Keza Sudan’daki Türk büyükelçiliği, 30 ila 35 kişi arasında insan kaynağı ve çalışan ile Sahra Altı Afrika’nın en büyüğüdür. 15 Nisanda patlak veren savaşa dek Sudan’da Türk varlığı 6 bin üstündeydi.

Ayrıca nadir göreceğimiz bir örnek olarak; diyanet İşleri Başkanlığı’nın Hartum’daki büyükelçilik bünyesinde bir koordinasyon şubesi bulunduğundan bahsedilebilir. Yine Anadolu Ajansı’nın 2018 yılından beri Hartum’da bir ofisi mevcut. Keza Enerji sektöründe 2018 yılından beri Türk şirketi olan ‘Kardeniz powership’, Sudan’ın elektriğinin %10’unu Kızıldeniz’de, Sudan Limanı kurulu yüzer platform aracılığıyla sağlıyor. Keza Elektrik şirketi “Aksa Jeneratör” başkent Hartum’da ofis açtı ve batı Sudan’da, Darfur’da faaliyet gösteriyor. Ayrıca 2018 yılında inşaat şirketi Summa, Sudanın yeni Hartum havaalanının inşası için bir anlaşma imzaladı. Aynı yıl, Türk devletine ait bir kuruluş olan Maden Arama Genel Müdürlüğü, devletin Kızıldeniz altın arazisinin 2 kilometrekarelik kısmında maden çıkarma izni aldı. Keza Türkiye bankacılık sektöründe Afrika’da bir ilk olarak bir devlet bankası “Ziraat Katılım”, ilk yurt dışı şubesini 2020 yılında Sudan’da açtı. Bütün bunlar, özel ve aynı zamanda alanda kurulan toplumsal ve ekonomik bağlantıları gösteriyor.

Türkiye Sudan arasındaki ticaret hacminde de hareketlik yaşandı. 2021 yılında 290 milyon dolara yükselen ihracat, 2022’de de artmaya devam ederek 460 milyon dolar olmuştur. Türkiye’nin Sudan’dan yaptığı ithalat, 2021 yılında 105 milyon dolar olarak kaydedilmiş, 2022’de ise %122 oranında artarak ve 233 milyon dolarlık rekor seviyeye ulaşmıştır. Yine de bu miktar iki ülkenin kabiliyetleri ile orantılı ve uyumlu değildir.

Aynı dönem Sudan’ın İhracatında Türkiye(BAE, Çin, İtalya, Suudi Arabistan ve Mısırdan sonra) ve Hindistan, Fransa ve ABD gibi ülkeleri de geride bırakarak 6.sırada, Sudan’ın İthalatında ise (Çin, BAE, Hindistan, Mısır, Suudi Arabistan’dan sonra) ABD, Almanya ve İtalya gibi ülkeleri geride bırakarak 6.sırada yer aldı.

Ayrıca Sudan’daki Türk yatırımları yaklaşık 650 milyon doları buluyor ve ülkede inşaat, hizmet ve gayrimenkul alanlarında 200’ün üzerinde Türk şirketi faaliyet gösteriyor. Bunların yanında Türkiye gerek çatışma, kuraklık, sel felaketi, ramazan ve kurban yardımları ve kovid-19’la mücadele döneminde TİKA, Kızılay,İHH gibi Resmi ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla Türk yardım kuruluşları, her daim Sudanlılar’ın yanında oluyor. Örneğin; TİKA’nın 2014 yılında Batı Sudan Darfur eyaletinde, inşa etmiş olduğu “Türkiye Sudan Nyala Hastanesi” sadece Darfurlular’a değil Çad, Orta Afrika ve Güney Sudan gibi komşu ülkelerden hastalara da bedava tedavi veriyor. Türkiye ayrıca, Türkiye Burs Programı kapsamında 1992 yılından beri Sudanlı öğrencilere her yıl Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora bursları sağlıyor.

Ömer el-Beşir Dönemi Sonrası Türkiye Sudan İlişkileri

Ancak 2018 sonunda başlayan protestolar sonucunda Nisan 2019’da Sudan’ın eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir (1989-2019) ve rejiminin iktidardan uzaklaştırmasıyla Türkiye-Sudan ilişkileri geriledi. İki ülke ilişkileri tam olarak askıya alınmasa da siyasi olarak bir soğukluk yaşandı.

Görevi devralan geçiş hükümeti Sevakin Adası’nın tahsis anlaşması dahil, daha önce Türkiye ile imzalanan anlaşmaları askıya almıştı.

Genel olarak Sudan el-Beşir rejiminin 2019’da devrilmesi ile istikrarsız bir siyasi gidişatın önü açıldı. Türkiye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır liderliğindeki Arap rakipleri lehine bu durumdan arka sıralar çekildi.

Diplomatik Ziyaretler ve İkili Görüşmeler

İki ülke arasındaki bu mesafe çok uzun sürmedi ve iki taraf yeniden yakınlaşmaya başladı. Bu yakınlaşma, geçtiğimiz 12-13 Ağustos 2021’de Sudan’daki geçiş dönemindeki en yüksek makamı olan “Egemenlik Konseyi” Başkanı Korgeneral Abdülfettah el-Burhan’ın 4 bakanla birlikte Türkiye’ye yaptığı ziyaretle başladı. Bu,2019 yılında el-Beşir’in görevden alınmasından bu yana, devlet düzeyinde Türkiye’ye yapılan ilk ziyaretti. Öncesinde dönemin Sudan Geçiş Konseyi Başkan Yardımcısı Mohamed Hamdan Dagalo, 2020 yılında Türkiye’yi ziyaret etti. Nisan 2021’de Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay Nijer’i ziyaret ederek Dagalo ile görüştü. Ayrıca Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türk istihbarat şefi olduğu dönemde (Ocak 2023) Hartum’u ziyaret eden son en üst rütbeli Türk yetkili oldu.

Mevcut savaşta da gerek Egemenlik Konseyi başkanı el-Burhan gerek kabine bakanları Türkiye’ye bir dizi ziyaretler gerçekleştirdi. Söz konusu ziyaretler darbe sonrasında uzun süre Türkiye’den uzaklaşan Sudan geçiş hükümetinin, çalışmalarını çeşitlendirmesi gerektiğinin farkına vardığını gösteriyor.

Sudan ve Türkiye Yakınlaşmasının Arkasındaki Motivasyon

Söz konusu ziyaretler sırasında daha önce askıya alınan anlaşmaların tekrar canlandırması üzerinde mutabık kalındı. Ziyaret sırasında Sudan’ın resmi açıklamaları  Ankara ile iş birliği yapma konusunda istekli olduğunu gösteriyor. Ayrıca Sudanlılar’ın Rusya ve Türkiye’ye yönelik hamleleri, Sudan liderliğinin tarafsız olmadığına ve gizli bir gündeme sahip olduğuna inandığı Washington ve AB’nin Hartum üzerindeki baskısını azaltmayı amaçlıyor. Ayrıca 2021’de Katar’a yönelik ablukanın kaldırılmasıyla Suudi Arabistan, BAE, Mısır ile Türkiye arasında bir dizi normalleşme rüzgârı atmosferi Sudan’ı Türkiye’ye yaklaştı.

Mevcut Savaşta Türkiye’nin Sudan Politikası

Türkiye Sudan’da Hızlı Destek Güçleri’nin (RSF) başlattığı savaşta hem orduya hem de Hızlı Destek Güçleri’ne eşit mesafede kalmayı tercih etti

Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Nisanda Sudan’ın meşru otoritesi olan Egemenlik Konseyi’nin başkanı ve ordu komutanı Korgeneral el-Burhan ile RSF komutanı Korgeneral Hemedti ile telefon görüşme yaparak her iki lidere diyaloga dönme çağrısında bulundu.

Ayrıca Erdoğan, Ankara’nın Sudan’da devam eden çatışmayı sona erdirmek için ‘kapsamlı müzakerelere’ ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu ifade etti, ancak çatışmanın taraflarından hiçbiri bu girişime resmi olarak yanıt vermedi.

Türkiye bu çağrıları yaparken Sudan’daki geçiş dönemindeki en yüksek otorite olan Egemenlik Konseyi’ni tanıyor. Savaş başladıktan sonra Konsey başkanı el-Burhan Türkiye’yi iki kez ziyaret etti. Ayrıca Sudanlı bakanlar da sık sık Türkiye’ye ziyaret etti.

Keza ABD, Fransa ve İngiltere gibi ülkeler Sudan’da savaş patlak verdiğinde büyükelçiliklerini kapattığında Türkiye, Rusya, Arabistan ve Mısır ile büyükelçiliğini kapatmadan Sudan’da varlığını devam ettirdi.

Ayrıca savaşın olumsuz insanı şartlarını gidermek için Türkiye’de farklı insanı yardım kuruluşları savaştan etkilenen Sudanlılara yardım ulaştırdı. Örneğin İHH 15 Nisan’dan bu yana Sudan’a devam eden savaşta “Rotamız Sudan Yükümüz İyilik” sloganıyla İyilik Gemisi Türkiye’den Sudan’a gıda, battaniye, giyim, ayakkabı ve temizlik malzemesi gibi çeşitli ihtiyaç kalemlerinden oluşan 30 konteynerlik insani yardım gönderdi. Yürütülen yardım çalışması kapsamında Temmuz ayında da 15 konteyner dolusu insani yardım ülkeye ulaştırılmış ve 9 farklı şehirdeki  200 bine yakın kişi bu yardımlardan istifade etmişti. Bu ve onlarca başka örnekler Türkiye’nin Sudan’da sahip olduğu yumuşak güç ve prestijin göstergesidir.

Türkiye Sudan’da Ne Yapabilir?

Türkiye, çatışmanın her iki tarafıyla da iyi ilişkileri olan tarafsız bir arabulucu olarak çalışabilir. İki taraf arasındaki çatışmayı sonlandıracak ve mevcut askeri rekabete son verecek bir anlaşmanın ortaya çıkmasına yardımcı olabilir. Ayrıca Sudan’da barış için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’nin Sudan’da taraflar nezdinde sahip oldukları saygınlık ve prestij sayesinde taraflar İstanbul’da bir masaya oturtturulabilir.

İkinci aşamada ise, ülkenin nerdeyse %70’ini etkileyen savaş bittiğinde kazan kazan politikası doğrultusunda savaştan sonraki Sudan’ın imarı için, hastane havalimanı, altyapı, okul, fabrikaları inşası için Türk yatırımcılar devreye girebilir. Sonuç olarak yakın gelecekte iki ülke arasında yoğun ikili iş birliği bekleyebiliriz. Devam eden savaş durumuna rağmen Sudan Türkiye için önemli bir ülke olmaya devam edecek.

[Dr. Mayada Kamal Eldeen, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde görev almaktadır]

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu