“NETANYAHU BİR AY BİLE İKTİDARDA KALAMAZ!”
İşgalci İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik ablukası sürüyor. Can kaybının her geçen gün daha da arttığı Gazze’de gelinen son durumu ve yaşanan soykırımı Türkiye Araştırmaları Vakfı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Enes Bayraklı ile ele aldık.
İşgalci İsrail, abluka altına aldığı topraklarda katliamın dozunu her geçen gün daha da artırıyor. İşgalci ordunun Nusayrat Mülteci Kampı’na düzenlediği son saldırı ile en az 15 bin 517’si çocuk, 10 bin 279’u kadın olmak üzere 37 bin 84 Filistinli katledilirken 84 bin 494 sivil ise yaralanmıştı. Yaşanan katliam karşısında uluslararası organizasyonların işlevi de tartışılır hale geldi. Peki İsrail, Gazze katliamını neden sonlandırmıyor? İsrail kabinesinde yaşanan görüş ayrılıkları Tel Aviv yönetimini ve Gazze savaşını ne yönde etkiler? Netanyahu liderliğindeki Tel Aviv hükümeti ile ateşkes anlaşması ne kadar mümkün? Soruların cevabını Türkiye Araştırmaları Vakfı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Enes Bayraklı ile konuştuk.
KATLİAM DEĞİL “SOYKIRIM”
İşgal altındaki topraklarda yaşanan kıyımların bir “soykırım” olduğu vurgusunu yapan Türkiye Araştırmaları Vakfı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Enes Bayraklı “İsmin doğru konulması gerek. Baktığımız zaman zaten şuan biliyorsunuz; İsrail, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. Bu hafta yaşananlar İsrail’in ne kadar ileriye gittiğini de bize gösteriyor.” dedi.
Tüm dünya siyasetinde olduğu gibi İsrail siyasetinde de çok güçlü bir aşırı sağcı, ırkçı-faşist kanadın varlığına dikkat çeken Bayraklı, bu aşırı sağın artık İsrail siyasetini de domine ettiğini söyleyerek “Geçmişten beri zaten aşırı sağ İsrail’de çok güçlüdür. Fakat soğuk savaş sonrası dünyada yaşanan dönüşümle birlikte İsrail siyasetine tamamen hâkim oldular. Dolayısıyla dünya siyasetine baktığımız zaman Netanyahu gibi bir ismi, Marine Le Pen ile Geert Wilders ile karşılaştırabilirsiniz. ” ifadelerine yer verdi.
Netanyahu’nun ideolojik anlamda Avrupa siyasetindeki neo-faşist/neo-nazi partilerle aynı fikre sahip olduğunu ifade eden Enes Bayraklı, Netanyahu’nun ve koalisyondaki ortaklarının Filistinlileri göçe zorlayıp apartheid sistemine tabi tutarak ve onları kendi topraklarında zamanla eriterek bu topraklara hâkim olma planına dikkat çektiği açıklamasında Filistinlilerin haklarını ihlal edip iki devletli bir çözümü tamamen reddettiğinin de altını çizdi. Dolasıyla Tel Aviv’in bu çerçevede bir yok etme, bir etnik temizlik ve soykırım politikası güttüğünü vurgulayan Bayraklı, sözlerine şöyle devam etti: “Bunun nedeni işte bu Siyonizm ideolojisinden gelen bir düşünce. Buranın tarihsel olarak İsrail’e ayrılmış topraklar olduğu düşüncesi.”
NETANYAHU SAVAŞI SÜRDÜRMEK İSTİYOR!
Binyamin Netanyahu’nun bilhassa kendi siyasi geleceğinin garanti altına alma noktasında İsrail siyasetinde ciddi bir baskı altında olduğunu vurgulayan Bayraklı, Netanyahu’nun bu savaşı olabildiğince sürdürmek istediğini ifade ederek “Netanyahu her ne kadar özellikle Gazze’de bir soykırım gerçekleştiriyor olsa da askeri bir başarı elde edemedi. Filistinlileri askeri olarak bir yenilgiye uğratamadı. Onun da ötesinde oradaki İsrailli esirleri kurtarmak gibi bir hedefi olduğunu açıklamıştı. Bunu da gerçekleştiremedi. Şuanda özellikle Biden yönetimi İsrail’e baskı uyguluyor. Amerikan yönetimi böyle bir fotoğrafla seçimlere gitmek istemiyor. Netanyahu bundan kaçınmak için savaşı bölgeye yaymak istiyor.” dedi.
İSRAİL, LÜBNAN’A SALDIRACAK
Önümüzdeki günlerde İsrail’in büyük ihtimalle Lübnan’a bir kara operasyonuyla saldıracağını söyleyen Bayraklı, açıklamalarının devamında “Malum; öncesinde Suriye’de İran büyükelçiliğine saldırdı ve onun sonrasında yaşananlar aslında Netanyahu’nun neyi hedeflediğini bize çok açık ve net gösterdi. Saldırı sonrasında İran cevap verdiği zaman bütün Batı ülkelerinin İsrail’in arkasında hizalandığını; askeri olarak, iktisadi olarak İsrail’e Amerikan kongresinden büyük yardımlar açıklandığını ve silah yardımları gönderildiğini gördük” ifadelerine yer verdi.ve ekledi: “Dolayısıyla Netanyahu aslında savaşı bölgeye yayarak ve özellikle Batı’yı arkasına hizalayarak hem bütün dünyayı susturmak hem de İsrail iç kamuoyunda da bu savaşın İsrail için bir ‘ölüm kalım savaşı’ olduğunu iddia ederek İsrail kamuoyunu tam manasıyla arkasına almayı hedefliyor.”
Şuanda İsrail’deki mevcut protestoların zayıf bir niteliğe sahip olduğunu vurgulayan Bayraklı, Netanyahu karşıtı protestoların esirlerin bırakılması ve ateşkese varılması talebiyle gerçekleştiğine dikkat çekti. Mevcut protestoların özünde Filistinlilerin maruz akladığı muamele ve soykırıma karşı herhangi bir tepkinin yer almadığını söyleyen Bayraklı, “Çünkü Netanyahu yönetimi ve İsrail devleti İsrail’de ülke medyasını yüzde 100 kontrol ediyor ve Gazze’de olup bitenlerle ilgili çok ağır bir sansür uygulanıyor zaten.” dedi.
ABD’NİN DESTEĞİ OLMADAN İŞGALİN SÜRMESİ MÜMKÜN DEĞİL
İsrail’in aslında ABD’nin Orta Doğu’daki ileri bir karakolu olarak dizayn edilmiş bir devlet olduğunu vurgulayan Bayraklı, “Dolayısıyla burada İsrail’i kontrol eden aslında ABD. Tam tersi iddia edilir genelde. Ben bunun böyle olduğunu düşünmüyorum. ABD, İsrail’i bir ileri karakol olarak, bir garnizon devlet olarak Orta Doğu’da konumlandırmış durumda.” ifadelerine yer verdi. Biden’ın geçmişte yaptığı konuşmasında yer verdiği “Bizim için çok karlı bir yatırım İsrail. İsrail’i desteklemeye devam etmeliyiz.” söylemlerini hatırlatan Bayraklı, “Dolayısıyla (İsrail) Amerikan çıkarları açısından çok karlı bir enstrüman. ABD siyasetinde bu enstrümanı koruyup kollama konusunda herhangi bir kafa karışıklığı yok. Sadece Demokratlarlarla Cumhuriyetçiler arasında nüans var. Zaten bugün ABD’nin vermiş olduğu askeri yardım, siyasi yardım olmadan İsrail’in bu savaşı ve işgali sürdürmesi pek mümkün değil.” ifadelerine yer verdi.
ULUSLARARASI KURULUŞLAR BATI’NIN KONTROLÜ ALTINDA
İsrail’in Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılanma sürecine de değinen Enes Bayraklı “Dava açıldıktan sonra davanın savcısı açıklama yaptı. Bir Batı liderinin kendisini aradığını ve biz bu mahkemeleri Afrikalılar ve Putin gibi haydut liderler için kurduk dedi. Savcıları değil hâkimleri de aradıklarını söyleyebiliriz. Bu tarz uluslararası kuruluşlar çok ciddi oranda batılı ülkelerin ve ABD’nin kontrolü altında.” diyerek Biden yönetiminin Netanyahu üzerindeki baskıyı arıtmak için de bu enstrümanın kullandığını söyledi. Bayraklı konuşmasının devamında “Çünkü biden yönetimi seçimlere gidiyor. Trump karşısında çok zor durumda ve seçimlere böyle bir görüntüyle gitmek istemiyor. En azından ABD’de Müslümanların, azınlıkların ve diğer etnik grupların oylarını almak istiyor. Ama bu görüntüyle seçime giderse bunu alamaz. Dolayısıyla burada (Biden’ın) Netanyahu’yu sıkıştırmak için Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin de bir enstrüman olarak kullanıldığını düşünüyorum açıkçası.” dedi.
TEL AVİV’DE GÜÇ MÜCADELESİ
Açıklamalarının devamında “Savaş derinleştikçe, büyüdükçe İsrail’in kayıpları artıyor. Netanyahu üzerindeki baskılar da artıyor. İçerdeki radikal şahin kanat savaşı ne olursa olsun devam ettirmek istiyor. Netanyahu da bir taraftan Biden yönetiminin baskısı altında iki tarafı dengelemek istiyor. İçerde Benny Gant ve Yoav Galant gibi isimler Amerikalılara daha yakın oynuyorlar. İçerde bir güç mücadelesi ve Netanyahu sonrası döneme hazırlanma var.” diyerek yönetimde yaşanan güç mücadelesine dikkat çeken Bayraklı konuşmasının devamında “Savaş bittiği gün Netanyahu bir ay bile iktidarda kalabileceğini kimse düşünmüyor. Dolayısıyla orada çok ağır ve ciddi bir mücadele var. Ama ben Gazze savaşı sonucunda İsrail’in hedeflerine ulaşabileceğini düşünmüyorum. Haddizatında sekiz ayın sonunda, bütün yarattıkları yıkıma rağmen kendileri açısından herhangi bir stratejik başarı ortaya koyabilmiş değiller. Yıkımın askeri olarak bir başarı olarak gösterilmesi bir ilüzyondan ibaret diye düşünüyorum. ” dedi.
KABİNENİN DAĞILMA İHTİMALİ MEVCUT
İsrail Savaş Kabinesi üyesi Benny Gantz, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik yürüttüğü soykırım savaşının 8’inci ayında, Binyamin Netanyahu başbakanlığındaki olağanüstü hâl hükümetinden istifa ettiğini duyurmuştu. Bayraklı muhtemel istifaların kabinenin dağılma ihtimalini güçlendirdiğini açıklayarak “Kabinenin dağılma ihtimali tabi ki mevcut. Burada Amerikalıların pozisyonu ve baskıyı ne kadar artıracakları önemli. Buna bağlı olarak kabine dağılabilir.” ifadelerine yer verdi.
Doç. Dr. Enes Bayraklı Türkiye Araştırmaları Vakfı başkan yardımcısıdır.
Bu yazı ilk olarak 10.06.2024 tarihinde Akşam Gazetesi’nde yayımlanmıştır.