Rusya-Ukrayna savaşı sürmesine rağmen unutulmuş gibi devam etmesi, bunun üzerine hala ABD öncülüğünde ve Avrupalı müttefikleri tarafından silahlandırılması, hatta bu hafta ABD’nin ürettiği silahların Rusya’ya karşı kullanılmasına izin vermesi var olan savaşın kaotiğini tırmandırmaktır. Ve bunun üzerine Rusya Devlet Başkanı V. Putin’in demeçleri dikkate alındığında Rusya-Ukrayna savaşının uzatılması için tüm tarafların oyçokluğu değil, oybirliğiyle karar verir gibi ilerlediğidir. Nihayetinde Balkanları, Doğu Avrupa’yı ve en önemlisi Karadeniz Jeopolitiğini fazlasıyla ilgilendiren ve buralara ister istemez sirayet eden Rusya-Ukrayna savaşının yansımaları Avrupa başta olmak üzere, Karadeniz’e kıyıdaş tüm ülkelerin, hatta Kafkasya’ya kadar uzadığını görmek mümkündür. Rusya ile Ukrayna arasında gerçekleşmekte olan savaşın birçok aktörleri olduğunu biliyoruz. Bunlar ABD, AB ve NATO olarak bilinmekle beraber, Ukrayna’nın bir vekâlet olarak kullanıldığını söyleyebiliriz. Keza, İstanbul’daki görüşmelerden Rusya ile Ukrayna arasındaki barışın tesisi sağlanmış olacak iken geçmiş dönem B. Johnson İngiltere Dışişleri Bakanının Ukrayna yönetimine barış antlaşması imzalamayın gerekli tüm mühimmatları size vereceğiz demesi Ukrayna’nın öz savunması mı, yoksa Atlantik-Avrupa ittifakının Rusya ile savaşması mıdır?
Balkanlara bakıldığında Rusya’nın yüzyıllardır değişmez müttefik görevini gören Sırbistan’ın üst düzey yetkilileri, hatta devlet başkanın söylemlerine bakmak lazım, keza diğer tarafta daha çok Atlantik-Avrupa ittifakına yakın olan Slovenya ve Hırvatistan gibi devlet yetkililerinin söylemleri bunlara dâhil edilebilir. Pekâlâ, Rusya-Ukrayna savaşının yansımalarının göründüğü bir yer daha var; Moldova! NATO kanadında ve Avrupa’da (İngiltere hariç) Fransa’nın askeri bir güç olduğunu bilmeyen yoktur. Bundan dolayıdır ki, NATO ve ABD tarafından Fransa’nın Rusya’ya karşı cephe açabileceği yerinde Moldova olduğudur. Şöyle bir cephe açması; Fransa, Moldova ile askeri işbirliği antlaşması yaparak bunun Moldova’daki birliklerin eğitimi, bundan daha ilerisi de Moldova’ya olası saldırıda yanında olacağına dair ikili antlaşmalar gerçekleştirmesidir.
Fransa’nın Moldova özelinde askeri işbirliği yapması, Moldova’nın Transdinyester ve Gagavuzya gibi özerk bölgelerindeki liderlerin bizzat Rusya Devlet Başkanı V. Putin tarafından Kremlin’de (Moskova) karşılanması ve Putin tarafından güvence verilmesiyle Karadeniz jeopolitiğini etkileyeceği gerçektir. Bunun etkileri Türkiye’ye yansımayacak anlamı taşımamalıdır. Keza, Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye’nin arabulucu rolü üstlenmesi önemli olduğu kadar, NATO üyesi bir ülke olarak da baskılara dayanması ve iki ülke (Rusya ve Ukrayna) arasındaki komşuluk ilişkileri çerçevesinde de dikkat etmesi gerekir. Niye mi? ABD kongresi tarafından geride bıraktığımız aylarda Karadeniz’e ABD ve NATO’nun savaş gemilerinin açılması gerektiği ve bunun üzerinden Rusya ile Türkiye karşı karşıya getirilmek istendiğini biliyoruz. Rusya-Ukrayna sıcak çatışması Azak Denizi ve Kerç Boğazında yoğunlaşıyor olsa bile, aslında Karadeniz jeopolitiğinin stratejik önemde olduğunu fazlasıyla göstermektedir.
Sonuç olarak, Rusya-Ukrayna savaşının kısa sürmeyeceğini şuradan da anlaşılabilir; geçen günlerde V. Putin tarafından savunma bakanın görevden alınması ve yeni birinin atanmasından. Bu atama ile V. Putin Atlantik-Avrupa ittifakının Ukrayna üzerinden ülkesini hedef aldığının farkındadır. Bu farkındalık Rusya’nın savaş kabinesine tezahür etmektedir. Bu savaşın şu anına kadar Ukrayna’nın topraklarının beşte biri Rusya’nın eline geçmiştir. Ve bunun yani Ukrayna topraklarının bölüşümü ilerleyen zamanlarda nasıl olur, olacak muamma. Ancak, gerçek olanların bu sıcak çatışmanın Balkanlara ve Karadeniz jeopolitiğine fazlasıyla yansıdığıdır. 2018’den bu yana Karadeniz’de Moldova ve Gürcistan’a dikkat ile bakılması gerektiği vurgulayan biriyim.
Keza, bu hafta Gürcistan yönetimin aldığı kararla topraklarının Rusya’ya karşı kullanılmasını istemediklerini vurgulamaları ve bunun ABD ile NATO tarafından hoşnut olmayacak şekilde tavır takınmaları manidar, bir o kadar düşündüren! Keza, Romanya’da ABD’nin en çok asker barındırması ve NATO’nun Avrupa’daki en büyük üssünün burada olacak olması, bunun yanında Fransa’nın Moldova’ya asker konuşlandırması dikkate alındığında bu sıcak çatışmanın Rusya-Ukrayna savaşı olmadığını belirtmek gerekir. Nihayetinde ABD, AB ve NATO arasında Ukrayna’nın bocaladığını ve bu sıcak çatışmanın Ukrayna özelini aştığı malumdur! Zira şu unutulmamalı, Orta Doğu’yu projelerle şekillendirmek isteyenler ile Balkanları, Kafkasları ve Karadeniz Jeopolitiğini şekillendirmek isteyenlerin aynı aktörler olduğu gerçeğidir. Ve bu savaşın Avrupa’daki dengeleri birçok açıdan bozduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız.
[Güney Ferhat Batı Öğretim görevlisi ve yazardır.]