Azerbaycan'ın Tazminat Talepleri ve Muhtemel Etkileri

Uzun yıllardır devam eden Karabağ sorunu, Kafkasya bölgesinin en önemli güvenlik meselelerinden biri olmuştur. Ermenistan’ın 1990’larda Dağlık Karabağ’ı işgal etmesi ve bölgede Azerbaycan topraklarını kontrol etmesi, bölgede derin ve karmaşık bir çatışmanın fitilini ateşlemişti. Ancak, 2020 yılında Azerbaycan’ın Karabağ’daki askeri operasyonları sonucunda yaşanan değişimler yeni bir dönemin başladığını işaret ediyor.

İşgalin Bilançosu ve Taleplerin Konusu

Ermenistan’ın 30 yıllık Karabağ işgali, Azerbaycan için ciddi maddi ve manevi zararlara neden oldu. Bu süre zarfında, işgal altındaki topraklarda bulunan kaynaklar Azerbaycan için erişilemez hâle gelmiş ve bölgenin ekonomik potansiyeli büyük ölçüde zarar görmüştü. Ayrıca, işgal altındaki bölgelerde yaşayan Azerbaycanlılar, evlerinden ve topraklarından zorla çıkarılarak yerlerinden edilmiş ve bu durum ciddi manevi acılara yol açmıştı.

Maddi tazminat, işgal altındaki topraklarda bulunan kaynakların ve altyapının restore edilmesini, ekonomik kayıpların telafi edilmesini ve yeniden inşa sürecinin desteklenmesini içerebilir. Karabağ, 30 yıl önce işgal edildiğinde, zaten bölgede 5’i altın madeni olmak üzere 155 maden sahası vardı. İşgalden kurtarılan Karabağ’da çalınan yaklaşık 60 milyar doları geri almak için dava açması veya tazminat istenmesi şart.

Ayrıca yerlerinden edilen insanların acılarının ve kayıplarının telafi edilmesini, psikolojik destek ve yeniden yerleşim programları için de maddi ve manevi tazminat talebi kadar doğal bir durum olamaz.

Zaten ilk dava geçtiğimiz günlerde Lahey Adalet Divanında açıldı. Azerbaycan adına kürsüye çıkan Bonn Üniversitesi Uluslararası Hukuk Profesörü Stephan Talmon, Azerbaycan’ın açtığı davanın beklenen ve öngörülen bir dava olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

“Kendimize şu soruyu sormamız gerekir: Bir başka ülkenin topraklarının beşte birini işgal eden, yaklaşık 23 bin insanın ölümüne neden olan, takriben 3 bin 900 kişinin ortadan kaybolmasına neden olan, 1 milyon insanı yerinden eden, mallarına el koyup kültürünü yok eden ve doğal kaynaklarını sömüren bir ülke nasıl olur da kendisine dava açılmamasını makul bir şekilde bekleyebilir?”

İşgal döneminde Karabağ’daki madenleri işleten uluslararası şirketlerin de Azerbaycan’a tazminat sorumluluğu da dava konusu yapılabilir. Asıl sorumlu Ermenistan olsa da işgal altındaki topraklarda madenleri işleten firmalar da müteselsil sorumlu olabilir ve tazminat rücu ettirilebilir.

Muhtemel Taleplerin Dayanakları

  1. Uluslararası Hukuk ve İşgal: Uluslararası hukuk, işgal altındaki bölgelerdeki doğal kaynakların kullanımıyla ilgili belirli prensipleri içerir. İşgal altındaki bir bölgedeki kaynakların kullanımıyla ilgili faaliyetler uluslararası hukuka aykırıdır ve işgalci güçlerin sorumluluğunu doğurur.
  2. Sözleşmeler ve Yatırım Anlaşmaları: Karabağ’daki madenlerin işletilmesi genellikle uluslararası yatırımcılarla yapılan anlaşmalara dayanmaktadır. Bu anlaşmaların tazminat sorumluluğunu ele alıp almadığı, işgal durumunda ortaya çıkan riskleri kapsayıp kapsamadığı önemlidir. Anlaşmaların şartlarına ve uluslararası hukuka uygunluğuna bağlı olarak, bu şirketlerin Azerbaycan’a tazminat ödeme sorumluluğu olabilir.
  3. Uluslararası Ceza Hukuku ve Savaş Suçları: İşgal altındaki bölgelerdeki kaynakların yağmalanması veya işgalciler tarafından haksız yere kullanılması, uluslararası ceza hukukunda savaş suçu olarak kabul edilebilir. Bu durumda, uluslararası yargı organlarında sorumluların hesap vermesi ve zararların telafisi için adımlar atılması gerekebilir.
  4. Uluslararası Toplumun Tepkisi: Uluslararası toplumun, işgal altındaki bölgelerdeki doğal kaynakların kullanımına ilişkin tavrı da önemlidir. Bu tür faaliyetlere karşı uluslararası yaptırımların veya diplomatik baskıların oluşması mümkündür. Bu da işgalci şirketlerin Azerbaycan’a tazminat ödeme sorumluluğunu artırabilir.

Tazminat Talebi Bölgeyi Nasıl Etkiler?

Karabağ işgali nedeniyle Ermenistan’dan maddi ve manevi tazminat talebi, bölgede çeşitli gelişmelere neden olabilir ve bu gelişmelerin doğası birçok faktöre bağlı olacaktır. Olası etkilerden bazıları:

  1. Diplomatik Gerilimler: Ermenistan’dan Azerbaycan’a yönelik tazminat talebi, iki ülke arasındaki diplomatik gerilimi artırabilir. Bu talep, Karabağ sorununun çözümüne ilişkin müzakereleri daha da karmaşık hâle getirebilir ve taraflar arasındaki güveni zedeleyebilir.
  2. Uluslararası İlişkilerde Değişim: Ermenistan’ın tazminat talebi, uluslararası toplumun bölgedeki pozisyonunu etkileyebilir. Bazı ülkeler, bu talebi desteklerken, diğerleri taraf tutmayabilir veya karşı çıkabilir. Bu durum, bölgedeki dengeyi ve ilişkileri etkileyebilir.
  3. Ekonomik Etkiler: Ermenistan’ın tazminat ödemek zorunda kalması durumunda, bu ülkenin ekonomisi üzerinde önemli bir yük oluşabilir. Bu durum, Ermenistan’da iç siyasi gerilimleri artırabilir ve ekonomik zorluklara neden olabilir.
  4. Barış Sürecinde Etki: Tazminat talebi, bölgedeki barış sürecini etkileyebilir. Eğer taraflar arasında anlaşma sağlanamazsa, bu talep çatışmayı yeniden alevlendirebilir veya müzakereleri zorlaştırabilir.
  5. İnsan Hakları ve İnsani Durumlar: Tazminat talebi, işgal altındaki bölgelerde yaşayan insanların hakları ve insani durumlarına da etki edebilir. Bu talep, yerinden edilmiş insanların geri dönüşü ve topraklarının iadesi gibi konuları da etkileyebilir.

Ermenistan’dan Azerbaycan’a yönelik maddi ve manevi tazminat talebinin bölgede çeşitli etkilere neden olabileceği açıktır. Bu etkilerin doğası ve boyutu, talebin nasıl karşılandığına, taraflar arasındaki ilişkilere ve uluslararası toplumun tepkisine bağlı olacaktır. Bu nedenle, bu sürecin dikkatle yönetilmesi ve diplomatik çözümlere odaklanılması da önemlidir.

Adem Hacıosman, iktisat, deniz hukuku ve uluslararası anlaşmalar konularında çalışmaktadır.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu