Savunma ve Stratejik İş Birliği Çerçeve Anlaşması’nın ardından Türkiye ve Somali, Enerji ve Stratejik İş Birliği Anlaşması imzaladıklarını duyurdu.
21 Şubat 2024’te Ankara ve Mogadişu arasında Somali deniz kuvvetlerinin yeniden inşasını öngören 10 yıllık bir Savunma ve Ekonomik İş Birliği Anlaşması imzalandı. Somali’nin ve bölgenin güvenliğine yönelik tehditlerle mücadele kapsamında önemli bir işleve sahip olan savunma anlaşması uyarınca Türkiye’nin Somali donanmasına hem eğitim hem de ekipman sağlaması öngörülüyor. Savunma anlaşması bir bakıma uzun yıllardır Türkiye’nin, Somali’de eş-Şebab terör örgütü ile mücadele kapsamında oynadığı kritik rolünün devamı niteliğinde. Keza Türk Donanması 2009 yılından itibaren Aden Körfezi’nde faaliyet gösterirken Somali, askeri eğitim noktasında da Türkiye’nin yurt dışındaki en büyük askeri üssüne ev sahipliği yapıyor.
Savunma anlaşması aynı zamanda 2011 yılından itibaren uluslararası kuruluşlarının dahi güvenlik kaygısıyla kayıtsız kaldığı Somali’ye eğitimden sağlığa, güvenlikten enerjiye birçok alanda müdahil olan Türkiye’nin Afrika Boynuzu’ndaki varlığını güçlendirmeyi amaçlıyor.
Enerji ve Stratejik İş Birliği Anlaşması Neyi Kapsıyor?
Türkiye Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar ve Somalili mevkidaşı Abdirizak Mohamed tarafından İstanbul’da imzalanan anlaşma, Somali’nin kara ve deniz bloklarında petrol, doğal gaz gibi hidrokarbon kaynaklarının araştırılması, değerlendirilmesi, geliştirilmesi ve üretilmesini kapsıyor. Anlaşma, Somali’nin deniz yetki alanı içindeki balıkçılık ve hidrokarbon zenginliklerinin ülke halkının geçim kaynaklarının artırılması yönünde kullanılmasını hedefliyor. Bu doğrultuda Ankara ve Mogadişu arasında yakın zamanda hem kara hem de deniz güvenliğini içeren savunma anlaşmasının kapsamı dahilindeki Enerji ve Stratejik İş Birliği Anlaşması Somali ve bölgenin kalkınması adına kritik öneme sahip. Bununla birlikte Türkiye ve Somali arasında enerji ve madencilik sektörlerindeki iş birliğinin geliştirilmesine ilişkin çalışmalar 2016 yılına dayanmaktadır. Türkiye’yi ilk kez 2016 yılında denizlerinde petrol aramaya davet eden Somali ve Türkiye arasında karşılıklı saygı ve her iki tarafın çıkarları temelinde petrol, gaz, elektrik ve madencilik sektörlerinin geliştirilmesi ve tanıtılması amacıyla Mutabakat Zaptı imzalanmıştı.
Somali’nin Kalkınmasının Bel Kemiği Enerji Potansiyeli
Afrika Boynuzu’nun uzun kıyı şeridinde yer alan Somali, uluslararası deniz ticaret yollarının kavşağında yer alan jeostratejik konumu dolayısıyla uluslararası şirketlerin ilgisini çekmiştir. Chevron, ExxonMobil ve Shell gibi uluslararası petrol şirketleri 1950’lerde Somali’de petrol arama çalışmalarına başlamış ancak 1991’de ülkede meydana gelen iç savaş nedeniyle çalışmalar kesintiye uğramıştır. Somali, yıllar süren çatışma ve istikrarsızlığın ardından petrol ve doğal gaz arama faaliyetleri ile yeniden küresel rekabetin merkezi hâline geldi. Jeosismik araştırmalar henüz tamamlanmamış olsa da 15 açık deniz bloğunda Somali’nin en az 30 milyar varil petrol ve gaz rezervine sahip olabileceği düşünülüyor.
Somali’nin çehresini tamamen değiştirme potansiyeli taşıyan enerji kaynaklarının verimli bir şekilde kullanılmasıyla enerji bağımsızlığının elde edilmesini hedefleyen Somali hükümeti, 2020 yılının başlarında, kara ve denizdeki petrol kaynaklarını keşfetme, geliştirme, kullanma ve yönetme konusundaki egemenlik haklarını düzenleyen Petrol Yasası’nı kabul etti. Mogadişu, Petrol Yasası uyarınca petrolün geliştirilmesi aracılığıyla Somali halkının ülke kaynaklarından maksimum fayda sağlaması, petrol arama çalışmalarında çevrenin korunması, petrol operasyonlarını düzenleyecek yetkili makam olarak Somali Petrol İdaresi’nin kurulmasının hedeflendiğini açıkladı.
Somali’nin keşfedilmeyi bekleyen hidrokarbon kaynaklarının kullanılmaya başlaması, jeostratejik dengeleri değiştirmekle kalmayıp ülkeyi enerji haritalarında önemli bir konuma getirecektir. İç savaş, kuraklık ve sel gibi kalkınmayı engelleyen zorlu bir tarihi paylaşan Somali, büyük ölçüde uluslararası insani yardıma bağımlıdır. Somali hükümetinin önceliği yoksulluğu en aza indirmek ve ekonomik kaynakları çeşitlendirmektir. Petrolün keşfinin yarım asır önce Avrupa uluslarının kalkınmasında oynadığı kritik rol düşünüldüğünde Somali’de de hidrokarbon kaynaklarının keşfi ile petrolden elde edilecek gelir ülke halkının refah ve istihdamını artırarak ekonomik ve sosyal kalkınmayı teşvik edecektir. Ülkenin kalkınması adına ileriye doğru atılmış büyük bir adımı ifade eden enerji endüstrisinin geliştirilmesi, enerji bağımsızlığı, yeni vergi gelirlerinin yanı sıra ülkeye daha fazla yabancı yatırım çekme noktasında bir dönüm noktasını niteliğinde. Sonuç olarak Somali’nin balıkçılık, su ürünleri yetiştiriciliği, turizm, gemicilik ve açık deniz petrol ve gaz çıkarımı dahil olmak üzere okyanus ve kıyı bölgelerindeki ekonomik faaliyetleri ifade eden mavi ekonomisini geliştirmeye yardımcı olacak Enerji ve Stratejik İş Birliği Anlaşması önemli bir ekonomik potansiyeli haizdir.
Güvenlik Aktörü Olarak Türkiye’nin Bölgede Artan Rolü
Türkiye’nin başta güvenlik yardımı ve yeniden inşa çabaları olmak üzere Somali’yi destekleme konusundaki rolü uzun yıllara dayanıyor. Ortak askeri tatbikatlar, istihbarat paylaşımı ve insani yardım konularını kapsayan savunma anlaşması, savunma iş birliğinin geliştirilmesine yönelik geniş tabanlı bir yaklaşımı sergilerken, Enerji ve Stratejik İş Birliği Anlaşması da Türkiye’nin Somali’nin yeniden inşası ve kalkınmasına yardım etme noktasındaki kararlılığını ve iki ülke arasındaki ortaklıkların derinliğini yansıtıyor. Bu bağlamda hem özel hem de devlete ait Türk şirketlerinin, Somali denizlerinin güvenliği ve enerji kaynaklarının keşfedilmesiyle bölgesel güvenlik ve istikrara sağlayacakları katkı Türkiye’nin Afrika Boynuzu’ndaki nüfuzunu ve rolünü güçlendirecektir.
Uluslararası sistemde son dönemde yaşanan çok boyutlu çatışmalar kapsamında enerji tedarik zincirlerinin ve enerji güvenliğinin önemi giderek artırıyor. Afrika Boynuzu bölgesinde nüfuz sahibi olmak isteyen küresel aktörler Türkiye’nin Somali’deki varlığını kendilerine bir tehdit olarak algılıyor. Bu kapsamda Ankara ve Mogadişu arasındaki stratejik iş birliğinin 2024 yılının başlarında Etiyopya’nın Kızıldeniz’de ticari ayak izine sahip olmasına imkân tanıyacak olan Somali’nin ayrılıkçı bölgesi Somaliland ile imzaladığı Mutabakat Zaptına bir tepki olup olmadığı da tartışmaları beraberinde getirdi. Ancak Ankara’nın Addis Ababa yönetimi ile ticari ve ekonomik ilişkilere sahip olmasının yanı sıra Etiyopya’nın Tigray bölgesindeki çatışmalar karşısında barış kurucu rolü de bulunuyor. Türkiye’nin son dönemde Mısır, Suudi Arabistan gibi Körfez ülkeleriyle yeniden canlandırılan ilişkileri de dikkate alındığında Türk siyasi karar alıcılarının Somali ile imzalamış oldukları çok boyutlu stratejik iş birliği anlaşmaları Ankara’nın bir bölgesel ittifaklar sisteminin parçası olmaktan ziyade bölgesel güvenlik aktörü rolünün bir parçasını oluşturuyor.