Nijerya: Değişen “Elitler” Değişmeyen “Serencam”

Nijerya’yı; yeraltı zenginlikleri, kültürel çeşitliliği ve genç nüfusuyla birlikte Afrika’nın siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan öne çıkan birkaç ülkesi arasında sıralayabiliriz. Bağımsızlığından itibaren askeri ya da sivil iktidarlar değişse de ülkenin yaşadığı kalıtsal sorunlar devam ediyor. Bu yazı, bir Afrika ülkesinin doğal ve insani zenginliklerine rağmen neden ekonomik olarak kalkınamadığı ve yoksulluğun devam ettiği sorusuna cevap vermeyi amaçlıyor.

Çözülemeyen Sorunlar ve Sebepler

Nijerya, Fransız sömürgesi ülkelerle çevrelenmiş olsa da uzun yıllar İngiltere’nin koloni yönetimine maruz kaldı. Müslüman ve Hristiyanların birlikte yaşadığı ülke, 1960 yılındaki bağımsızlığı sonrası Afrika’nın en kanlı savaşlarından Biafra iç savaşına sahne oldu. 2000 yılına kadar ardı sıra gelen askeri ve sivil yönetimlerle idare edilen Nijerya, 24 yıldır seçimle gelen sivil iktidarlar tarafından yönetilmekte. Ülke tarihine genel olarak bakıldığında ise belli iktidar dönemleri haricinde Nijerya’nın neredeyse her dönem kalıtsal sorunlarla mücadele ettiği ve bu sorunlara yenilerinin eklendiği görülüyor. Nitekim ülke çapında işçi sendikaları başta toplumun farklı kesimlerince son zamanlara gerçekleştirilen protesto gösterileri de bu sorunların bir sonucu olarak karşımızda duruyor.

Afrika’nın “ekonomik devi” olarak tanımlanan Nijerya’daki protesto gösterileri, yüksek enflasyon ve gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle yaşanıyor. 230 milyona yaklaşan nüfusun 90 milyona yakını yoksulluk içinde. Nijerya’da geçen sene iktidara gelen hükümet ekonomik tedbirler alsa da bu adımlar ülkedeki tansiyonun düşmesini sağlayamadı. Aslında hükümetin uzun yıllara dayanan kalıtsal sorunlara karşı hızlı çözümler bulmasını beklemek de haksızlık olur; çünkü zengin kaynaklarıyla Nijerya’da iktidarlar, sadece bu dönem değil, önceki dönemlerde de ülke ekonomisini düzeltip yoksulluğa kalıcı çözüm bulamadı.

Nijerya’da yaşanan ekonomik sorunlar ve yoksulluğun yıllardır devam etmesinin ise farklı nedenleri bulunuyor. Afrika’nın petrol zengini ülke, dünyada en fazla petrol rezervine sahip 8., petrol ihracatı bakımından ise 6. sırada yer alıyor. Petrol haricinde Afrika’da Cezayir’den sonraki tek doğal gaz ihracatçısı Nijerya 5 trilyon metreküpü aşan doğal gaz rezerviyle dünyada 9. sırada yer alıyor. Bu iki doğal kaynak bile bir ülkenin kalkınması ve refahı için yeterli olacakken 2022 itibarıyla aşırı yoksulluk içindeki küresel nüfusun yaklaşık 13’ünün Nijerya’da bulunması dikkat çekiyor. Bir ülkede ekonomik kalkınma ve refah sağlanamadığında ise Nijerya örneğinde olduğu gibi güvenlik sorunları ortaya çıkıyor, yoksulluk artıyor, toplumsal huzursuzluklar yaşanıyor, eğitim-sağlık gibi temel ihtiyaçlar karşılanamıyor ve tüm bunların sonucunda daha iyi yaşam umuduyla göç yollarında can veren Nijeryalılar haber manşetlerine yansıyor.

Nijerya’da iktidara gelen hükümetler ekonomik kriz ve yoksullukla mücadelede birçok adım atsa da ülkenin kuzeyinde 2010’dan itibaren düzenlediği saldırılarla ismini duyuran Boko Haram, Müslüman çoğunluğun yer aldığı ülkenin kuzeydoğusunda sivillerin hayatını olumsuz etkiliyor. Boko Haram ile birlikte sınırlarda güvenliğin sağlanamaması, gençlere yönelik istihdam alanlarının oluşturulamaması ve dağılan aile yapısı nedeniyle ülkenin kuzey bölgesi adeta yaşanmaz duruma geldi. Ülkenin güneyi ise petrol boru hatlarına yönelik saldırılar düzenleyen militanların tehdidi altında bulunuyor. Silahlı örgütler ve çeteler nedeniyle binlerce kişi için hayat yaşanmaz hâle gelirken bu durum ekonomiyi olumsuz etkiliyor ve yoksulluğu artırarak birbirini etkileyen kısır bir döngünün oluşmasına neden oluyor.

Ekonomik alanda atılan adımlarla refahı amaçlayan Devlet Başkanı Bola Ahmed Tinubu yönetimi, işsizliğin azaltılması amacıyla yabancı işçiler için uyguladığı yıllık vergi oranının 10 bin dolara yükseltilmesi, petrol ürünlerine 2000’den beri uygulanan sübvansiyonu kaldırılması ve Nijerya Merkez Bankasının kontrol ettiği dolar ile naira kurunu serbest bırakma planlaması gibi bir dizi tedbirler aldı. Gerek Tinubu yönetimi gerek önceki yönetimler döneminde bu ve bunlara benzer adımlar atılsa da ekonominin kalıcı şekilde düzelmesi sağlanamadı.

Nijerya’nın En Önemli Sorunu “Liderlik”

Nijerya tarihi ve bugünü incelendiğinde, farklı sorunlarına rağmen ülkenin en başta gelen meselesinin ‘liderlik’ olduğu herkesin hemfikir olduğu konuların başında geliyor. İktidara gelen lider ya da politik/etnik grupların kendi etnik grubu merkezinde hareket etmesi ve toplumun geneline katkısı olacak adımları atmaması Nijerya için normal bir durum olarak görülüyor.

Farklı etnik grupların yaşadığı ülkede toplumun önemli bir kısmının ‘Nijeryalı’ kimliğini ya da ‘vatan’ bilincini özümseyememiş olması da dikkatlerden kaçmıyor. Ülkenin bağımsızlığından hemen sonra patlak veren iç savaşın da ana etmeni olan etnik mücadele bugün dahi devam ediyor ve bu durum siyasi iktidar savaşlarına da yansıyarak sistemli yönetimin önüne geçiyor. Ülke sosyolojisinin siyasete yansıdığı bu durum ülke ekonomisinin siyasete yansıması örneğinde de yaşanıyor. Nitekim Nijeryalı elitlerin önemli bir kısmının bitmek bilmez yolsuzlukları, doğal kaynakların ülke menfaati ya da halkın çıkarı yerine kendi çıkarları için kullanmaları, Nijerya’nın güvenlik, ekonomik ya da sosyal sorunlarına kalıcı çözüm bulmak yerine bu krizleri kendi menfaatlerine yönelik daha da derinleştirmeleri birkaç örnek olarak sıralanabilir. Gelinen noktada ise Nijerya örneğinde görüldüğü gibi bir ülkenin kaynakları, yanlış yönetim anlayışı ve çıkar hesapları nedeniyle ülke halkı için kalıcı yoksulluğa dönüşüyor.

Yakın Gelecekte Nijerya ve Bazı Tespitler

Tarihi arka plan, atılan adımlar ve ortaya çıkan sonuçlara bakıldığında geleceğe yönelik Nijerya’yı ne bekliyor sorusunun cevabına dair pek iç açıcı bir tablonun çıkmadığı muhakkak. Zengin tarım alanlarına rağmen ülke ekonomisinin on yıllardır petrol ve doğal gaz kaynaklarına endekslenmesi sadece ekonomiyi olumsuz etkilemekle kalmıyor aynı zamanda ülkedeki gıda sorununu da artırıyor. Nitekim bir zamanlar zengin ve verimli tarım sektörüyle bilinen ülkede petrol ve doğal gaz kaynaklarından ekonomiye gelen yüksek ve hızlı para girişi tarımın geri plana itilmesine ve tarım sektöründeki zincirin kırılmasına neden oldu. Gelinen süreçte Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, yaklaşık 25 milyon Nijeryalı gıda kriziyle karşı karşıya kaldı ve 10 milyon kişi de açlık tehlikesi altında yaşıyor.

Afrika’nın en kalabalık ülkesi olan Nijerya’da hızlı nüfus artışına rağmen gençlerin eğitimi ve istihdamına yönelik adımların yeterli olmaması da ülkenin önündeki en büyük engeller arasında bulunuyor. Nitekim gerek kuzeyde Boko Haram ve silahlı suç örgütleri gerek ülkenin güneyindeki militanlar ve korsan faaliyetlerin en büyük kaynağını işsiz gençler oluşturuyor.

Hiç kuşkusuz sadece Nijerya için değil, dünyanın herhangi bir ülkesindeki sorunların çözümü, doğru tespitten geçiyor. Şunu da ifade etmek gerekir ki Nijerya, fakir ve ekonomisi harap bir ülke olarak kurulmadı. Her ne kadar her ülkede görülebilecek iç sorunlar yaşasa da Nijerya’nın, bağımsızlığından itibaren gerek çevresinde gerek Afrika’nın diğer bölgelerindeki ülkelere olumlu katkıları oldu. Liberya iç savaşının bitmesinde oynadığı rol, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’nun (ECOWAS) kurulmasındaki etkisi, Nijer örneğinde olduğu gibi enerji alanında çevre ülkelere katkısı ve Nollywood başta kültürel alanda Afrika kıtasını aşan etkisi Nijerya’nın sadece birkaç özelliği olarak sıralanabilir. Bu örnekler çoğaltılabilir olsa da yazımızın ana eksenini oluşturan Nijeryalı elitlerin kendi çıkarlarını gözetmesi çözüm yolundaki en büyük engeller arasında bulunuyor.

Nijerya’nın sahip olduğu doğal zenginlikleri ve insan kaynağı, ülkenin önünü açabilecek etmenler olarak masada duruyor. Ülkenin doğru bir liderlik ve yönetim tarzıyla ekonomiyi çeşitlendirmesi, eğitim alanındaki eksikliklerin giderilip meslek sahibi gençlerin yetişmesine olanak sağlanması, yeni iş alanlarının artırılıp istihdamın sağlanması, güvenlik sorunlarıyla mücadelede etkili ve kalıcı çözümler bulunması ve tarım sektörünün güçlendirilerek gıda sorununun çözülmesi sorunların yok edilmesinde atılacak ilk adımlar arasında geliyor.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu