Yakın dönemde Danıştay, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Yargıtay gibi anayasal yargı organlarının verdiği bazı kararlar ve bu organlar arasındaki kamuoyuna yansıyan ihtilaflar yeni anayasa ihtiyacını bir kez daha gösterdi. Öyle ki bu ihtiyaç, yoğun yerel seçim atmosferine rağmen tekrar gündemin ön saflarında yer aldı. Buna bağlı olarak da yakın dönemde anayasa hazırlık ve katılım süreçlerine ilişkin fikirlerin ileri sürülmesi ve fiili adımların atılması bekleniyor.
En son Danıştay 5. Dairesi’nin FETÖ ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle ihraç edilen 450 hâkim ve savcının göreve iadesi yönündeki kararı oldukça tepki çekti. Nitekim bu karardan kısa süre sonra HSK göreve iade edilen isimlerin çoğu hakkında yeni inceleme süreci başlattı. Bunun yanında, uzun süredir devam eden AYM’nin yetki sınırı meselesi, Can Atalay dosyasında AYM ve Yargıtay’ın aldığı pozisyonlar sebebiyle tekrar belirginleşti. Bu ve benzeri gelişmeler Türkiye’de ivedilikle yeni bir anayasa hazırlanması gerekliliğini gündemde tutuyor.
Yamalı bohça haline dönüşmüş yürürlükteki 1982 Anayasası’nın yerine yeni bir anayasa hazırlanması gerektiği konusunda hemen hemen ihtilaf yok. İktidar ve muhalefet tarafından bu ihtiyaç, çeşitli taleplere bağlı olarak sıklıkla gündeme getirilmekte. Hâl böyle olunca yerel seçimler sonrası yeni anayasa tartışmalarının tekrar esas gündem olacağı beklenmeli. Tartışmaların yanı sıra, yeni adımların atılmasıyla fiili olarak da yeni anayasa hazırlık sürecinin başlaması ihtimal dahilinde. Bu sebeple anayasaların hazırlık aşamaları, toplumun katılımı ve ikna süreçleri oldukça önemli ve öncelikli meseleler haline geliyor.
Anayasaların meşruiyeti hazırlık süreçlerine halkın katılımıyla sağlanabileceğinden bu amaca yönelik pratikte etkili fikirlerin üretilmesi gerekiyor. Bir başka tabirle, fiili açıdan halkın katılımının nasıl sağlanacağı tartışılmalı. Teknolojik imkânların bu süreçte ne şekilde kullanılabileceği meselesi uluslararası kamuoyunu meşgul ediyor. Türkiye gibi kalabalık nüfuslu ülkeler için teknolojik imkânların değerlendirilmesi özellikle önem taşımakta.
Anayasa Süreçlerine Halkın Katılımının Önemi
İlk anayasacılık hareketlerinin başladığı dönemlerde ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde anayasa hazırlık süreçlerinin bir elit meselesi olarak kabul edildiği anlaşılıyor. Bu süreçler büyük oranda halkın katılımına açık değildi. Bununla birlikte 20. yüzyılın sonlarından itibaren gelişen modern anayasacılık hareketi açısından ise halkın anayasa hazırlık süreçlerine katılımı, metnin meşruiyetinin sağlanması için kesin surette gerekli kabul edildi. Bu kabul neticesinde halkın katılımı anayasa yapım süreçlerinin vazgeçilmez bir aşaması haline geldi. Bu husus zorunlu olarak kabul edilmesine rağmen mukayeseli anayasa hukuku açısından dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmelere bakıldığında geçmişte hazırlanan çoğu anayasa hazırlık sürecinde vatandaşla kurulan etkileşimin basın açıklaması, televizyon ya da radyo yayınları veya gazetelerle sınırlı kaldığı görülüyor. Yani halkın hazırlık süreçlerine katılımı çoğu zaman pasif şekildeydi. Belki de bu durumun bir sebebi olarak, halkın hazırlık sürecinde dolaylı da olsa aktif rol almadığı süreçler neticesinde hazırlanan anayasalar çoğunlukla meşruiyet sorunları yaşadı ve kısa zaman içinde tadil ihtiyaçları hissetti.
Anayasa hukuku teorisi halkın aktif katılımını arzular. Geçmişte oldukça sınırlı da olsa bazı bölgelerde de bu yönde teşebbüslerin ve uygulamaların olduğu biliniyor. Vatandaşların anayasa hazırlık süreçlerine dahil edilmesi noktasında çeşitli yolların tercih edildiği görülmekte. Tercih edilen veya edilebilecek usul her ülkenin kendi münhasır şartlarına göre farklılık gösterir. Örneğin; nüfus, halkın katılımının temini için anayasa hazırlık sürecinde seçilen yolu etkileyebilir. Nitekim nispeten az nüfuslu ülkelerde halkın anayasa hazırlık sürecine çeşitli yollarla aktif katılımının daha kolay sağlanabildiği görülürken, nüfusun çok olduğu veya kutuplaşmış toplumlarda halkın katılımının daha pasif düzeyde kalabildiği görülmekte. Dolayısıyla halkın anayasa hazırlık sürecine katılımı kesin surette gerekli olmakla beraber katılımın hangi usulle sağlanacağının tespiti için toplumun özelliklerinin ciddi şekilde tetkik edilmesi gerekiyor.
Anayasa Hazırlık Sürecinde Teknolojik İmkânların Önemi
Türkiye’nin kendine münhasır şartlarına bakıldığında yeni anayasa hazırlık sürecinde teknolojik imkânların kullanılması mümkün ve gerekli gözüküyor. Yani mevcut taslağın halka sunulup, halk oylamasının teknolojik imkânlarla yapılabilmesinin dışında anayasa hazırlık sürecine katılım noktasında da bu araçlara başvurulabilir. Nitekim demokratik toplumların özelliklerinden olan müzakere ve bilgiye erişim gibi gerekliliklerin, teknolojik olanaklar sayesinde halkın fiziksel olarak bir araya toplanma gerekliliği olmadan yapılabilmesi mümkün. Bu açıdan, teknolojik olanaklar özellikle nüfusun kalabalık olduğu Türkiye gibi ülkeler açısından gündeme getirilmesi gereken bir öneri. Yakın döneme kadar yalnızca nüfusu az olan ülkelerde söz konusu olabilen doğrudan demokrasi örnekleri, teknolojinin sunduğu fırsatlar yardımıyla Türkiye gibi kalabalık nüfuslu ülkeler için de katkılar sunabilir.
Aslında Türkiye’de yakın dönemde anayasa hazırlık sürecinde bu yönde bir teşebbüs söz konusu oldu. 2011 ve 2012, yeni anayasa konusunda yoğun gündemin oluştuğu senelerdi. Sivil ve demokratik bir anayasa arzusuyla yeni anayasa hazırlık sürecinde katılım aşaması önemsendi. Bu amaçla, evrensel gelişmelere uygun şekilde teknolojik imkânlara da başvuruldu. Örneğin; 2012 senesinde TBMM web sayfasına bağlı olarak yeni anayasa için bir alt web sayfası hazırlandı. Hazırlanan sayfada dönemin TBMM başkanı Cemil Çiçek, vatandaşları bireysel ve kitlesel olarak yeni anayasa sürecine çağırmaktaydı. Web sayfası üzerinden herkes yeni anayasa konusundaki görüşlerini ve taleplerini e-posta yoluyla iletebilmekteydi. Toplanan e-postalar her siyasi partiden temsilcilerin yer aldığı bir heyet tarafından tasnif edilecekti. Sadece bu web sitesi üzerinden 66.015 kişi görüş bildirdi. Ayrıca belirtmek gerekir ki bu rakam kitlesel başvuru ve taleplerden bağımsız olarak yalnızca bireysel talep ve görüşleri yansıtmakta. Anayasa hazırlık sürecinin çeşitli sebeplerle sekteye uğramasından dolayı bu uygulama teşebbüs aşamasında kaldı.
Yeni Anayasa Gerekliliği Teknolojik İmkânlara Başvurmayı Mecbur Kılıyor
Türkiye’nin gündemi tekrar yeni anayasa ihtiyacı. Dünyada anayasa yapım süreçleri gittikçe şeffaf hâle geldiğinden bu süreçlerin olabildiğince halka açık ve katılımcı olması önem taşıyor. Türkiye’de de bu gerekliliklere bağlı olarak e-posta, Facebook veya X gibi sosyal medya platformları başta olmak üzere web veya cep tabanlı teknolojiler ile vatandaşların katılımı sağlanabilir. Fikirlerin ve taleplerin toplanmasında sosyal medya imkânları kullanılabileceği gibi İzlanda örneğinde olduğu gibi hazırlanan taslağın kamuoyuyla paylaşılması ve değişiklik taleplerinin toplanmasında da benzer yollara başvurulabilir. Türkiye şartlarına en uygun yolun benimsenmesi için bu yönde fikirler üretilmeli.
Anayasa hazırlık süreçlerinde teknolojik vasıtaların kullanılmasının yararları gözden kaçırılmamalı. Her şeyden önce yeni teknolojiler anayasal süreçlere halkın katılımını oldukça kolay şekilde sağlayacağından, halk nezdinde anayasa metninin meşruiyeti basit şekilde sağlanabilir. Ayrıca kolay erişim sebebiyle halkın anayasaya ilgisi de artabilir. İlave olarak, eskiden tercih edildiği şekliyle halk seminerler, TV ve radyo yayınlarına pasif katılım sağlamak mecburiyetinde kalmayacaktır. Aktif katılım teknoloji sayesinde oldukça kolay şekilde mümkün olabilir.
Son olarak oldukça fazla değişkenin olduğu anayasa hazırlık ve katılım süreçlerinde teknolojik imkânların süreci kolaylaştırabilecek birer vasıta olduğunu burada vurgulamak gerekir. Halk nezdinde sivil ve demokratik bir anayasa için sağlanan uzlaşı ve isteğe bağlı olarak bu araçlardan üst düzeyde fayda sağlanabilecektir. Teknolojik araçlar ancak yeni anayasa konusunda tam mutabakatın sağlandığı hâllerde önem taşıyabilir. Aksi takdirde 2012 senesindeki teşebbüste olduğu gibi sürecin tıkanması imkân dahilinde.
[Dr. Abdullah Musab Şahin, Türkiye Araştırmaları Vakfı araştırmacısıdır.]