Kızıldeniz ve Aden Körfezi üzerindeki çatışmaların yoğunlaştığı bir dönemde, bu sorunlu suların güney tarafı Afrika Boynuzu’nda bir başka potansiyel çatışma patlak veriyor.
Afrika Boynuzu bölgesinin iki komşu ülkesi Somali ve Etiyopya arasında tarihsel anlaşmazlıkların gerginliği devam ederken Etiyopya ile Somali’nin kuzeyinden ayrılan ve egemenlik iddiası uluslararası alanda tanınmayan ayrılıkçı Somaliland arasında imzalanan Deniz Mutabakat Zaptı (MoU) iki ülkeyi yeni bir savaşın eşiğine getirdi.
MoU Afrika Boynuzunda Çatışma Riskini Artıyor
Afrika Boynuzu, COVID-19 salgınının sosyal ve ekonomik etkisinin, döngüsel doğal afetlerin, iklim değişikliğinin ve yerinden edilmenin yarattığı çok sayıda önemli ve karmaşık zorluklarla karşı karşıyadır. Etiyopya’da, Tigray bölgesinde zorlu bir iç çatışma ve bölge için vahim sonuçlar doğuran endişe verici insani durum Kasım 2020’den bu yana devam ederken, Somali’de seçim süreci bir dizi siyasi krizle noktalandı ve ülkenin siyasi istikrarı ve güvenliğini tehdit eden Eş-Şebab terör örgütü canlılığını koruyor. Bu geniş yelpazedeki sorunlara kalıcı çözüm arayışları devam ederken Etiyopya ve Somaliland arasından imzalanan MoU, bölgede silahlı bir çatışmayı kışkırtma riski taşıyor.
MoU, denize kıyısı olmayan Etiyopya’nın Somaliland’ın 20 kilometrelik kıyı arazisini deniz ve ticari amaçlarla kiralamasına olanak tanırken buna karşılık Etiyopya’nın da Somaliland’ı bağımsız bir ulus olarak tanımasını öngörüyor.
1991’de Somali’den bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana Somaliland, kendi tanımlanmış toprakları, para birimi, parlamentosu, nüfusu, hükümeti ve denizaşırı diplomatik misyonları ile tamamen işlevsel bir de facto devlet olarak faaliyet gösteriyor. Bölgenin istikrar adası olarak tanınan Somaliland, Birleşmiş Milletler (BM) üyeliği gibi küresel sisteme tam katılımını sağlayacak uluslararası tanınırlıktan yoksun olduğu için yatırım çekmekte zorlanıyor. Dolayısıyla tanınmaya yönelik resmi bir onay, Hargeise hükümeti için uluslararası hukuk kapsamındaki korumalara ve ekonomik fırsatlara erişimin kilidini açacaktır. Somaliland Dışişleri Bakanı Essa Kayd’a göre, söz konusu anlaşma ülkesinin kendi kaderini tayin hakkını meşrulaştırarak diğer ülkelerin de bölgeyi tanıması yönünde bir domino etkisi yaratacak. Diğer yandan Somaliland, bir süredir demokratik güvenirliliğine zarar veren ve klan dinamiklerini daha da kırılgan hâle getiren, sürekli ertelenen seçimlerin yaratmış olduğu iç siyasi gerginliklerle mücadele ediyor. Bu açıdan anlaşma Somaliland’ın uluslararası tanınırlığını sağlayarak ülkedeki huzursuzlukların yatıştırılması, diğer bir ifadeyle Cumhurbaşkanı Muse Bihi Abdi’nin itibarının yeniden tesis edilmesi anlamını da taşıyor.
Somaliland açısından kritik birçok eksik halkayı sağlamaya yönelik bir adım olan anlaşma Etiyopya tarafında da önemli ekonomik kazanımlar ifade ediyor. Etiyopya, Eritre’nin 1993 yılında bağımsızlığını kazanmasının ardından Kızıldeniz kıyı şeridiyle birlikte çekilmesiyle dünyanın denize kıyısı olmayan en büyük ülkesi hâline geldi. 1998’den bu yana Etiyopya, ithalat ve ihracat ticaret hacminin %95’inden fazlasını Cibuti koridorundan gerçekleştiriyor. Etiyopya’nın, kıyı erişimi için Cibuti’ye ödediği yılda 1,5-2 milyar dolar göz önüne alındığında Aden Körfezi’nin güney kıyısında, Kızıldeniz’e ve daha kuzeyde Süveyş Kanalı’na açılan kapıda bir Afrika üssü sunan Somaliland’daki Berbera Limanı, Etiyopya ekonomisi için can damarı niteliğinde. Bu açıdan bakıldığında Etiyopya açısından anlaşma, küresel pazarlara erişim sağlayarak Cibuti koridoruna bağımlılığını azaltacak ve ekonomik kalkınmayı hızlandıracaktır.
Somaliland ve Etiyopya açısından uluslararası tanınma ve ekonomik iyileşme gibi bir dizi fırsat anlamına gelen MoU, ulusal bütünlüğünü sağlamlaştırma yönünde önemli çabalar harcayan Somali’nin bu yöndeki çabalarını baltalayacak bir içeriğe sahip. Somali ve Somaliland arasında, Somaliland’ın tartışmalı anayasal statüsüne ilişkin müzakerelerin yeniden başlatıldığı bir süreçte imzalanan anlaşma müzakerelerin sona ermesine neden oldu. Anlaşmayı keskin bir dille reddeden Somali hükümeti anlaşmayı bölgesel egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün ihlali olarak nitelendirdi. Addis Ababa ve Hargeisa arasındaki anlaşmanın hükümsüz olduğunu belirten Mogadişu, Addis Ababa’daki elçisini geri çağırdı. Etiyopya’nın Somaliland’da bir liman inşa etmesini engellemek için savaşa girmeye hazır olduğunu belirten Mogadişu, ayrıca Afrika Birliği ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne konuyla ilgili toplantılar düzenleme çağrısında bulundu. Hem İslam İşbirliği Teşkilatı hem de Arap Birliği bu konuda Somali’nin yanında yer aldı. Birleşik Arap Emirlikleri Etiyopya’yı desteklerken, Cibuti, Mısır ve Türkiye Somali’nin toprak bütünlüğünü destekleyici açıklamalarda bulundu. Bölgesel blokların mevcut şekillenmesi göz önüne alındığında gelecekte Afrika Boynuzu’nda bir savaş ihtimali oldukça yüksektir. Somali’nin ve bölgenin güvenliğini tehdit eden Eş-Şebab terör örgütü de MoU’yu reddederek, Somaliland ve Etiyopya’ya karşı savaş tehditi içeren bir bildiri yayınladı. Öte yandan Etiyopya’nın anlaşmayı devam ettirmesi Mogadişu’nun, Somali’de Eş-Şebab’a karşı savaşmak üzere görevlendirilen Etiyopya birliklerinin sınır dışı edilmesi ile sonuçlanabilir. Geri çekilme, güney ve orta Somali’de Eş-Şebab’a karşı sürdürülen terörle mücadele kampanyalarını zayıflatarak şiddetin yayılmasına neden olacaktır.
MoU’nun Gölgesinde Afrika Birliği Zirvesi
Afrika Birliği 37. Zirvesi, Etiyopya’nın ev sahipliğinde Addis Ababa’da devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla 17-18 Şubat tarihlerinde gerçekleşti. Zirveye katılan Afrikalı liderler, kıtanın 2024 ve sonrası için barış ve güvenlikten iklim değişikliğine, ekonomik kalkınmaya ve Afrika’nın daha geniş küresel çok taraflı bağlamdaki rolüne kadar uzanan temel kıtasal öncelikleri tartıştı.
Bölgenin siyasi ilişkilerinin ve toprak iddialarının tartışmalı niteliğini vurgulayan Somali ve Etiyopya tarafları arasındaki anlaşmazlık zirvenin öne çıkan gündem başlıkları arasında yer alarak zaman zaman tansiyonun yükselmesine neden oldu. Zirveye gölge düşüren olay ise Abiy Ahmed hükümetinin tüm Afrikalı liderlere eşit davranma yükümlülüğünü ihlal ederek Somali Cumhurbaşkanı ve heyetinin zirveye katılımlarını engellemeye çalıştıkları yönündeki iddialar oldu.
Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Moussa Faki Mahamat, Somali ve Etiyopya’yı çatışmanın eşiğine getiren MoU’nun, Somali’nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün ihlali olduğunu belirterek anlaşmazlığın taraflarını sükûnet ve itidalli davranmaya çağırdı. Ancak Abiy Ahmet yönetiminin son dönemde diplomasinin yerleşik kalıplarına meydan okuyan dış politikası karşısında Afrika Birliği’nin mevcut tutumu, bölgesel krizlerin çözümüne dair kurucu ilkelerine aykırı davrandığı yönünde tartışmalara neden oldu. Afrika kıtası, etnik/dinsel çatışmalar, sınır çatışmaları, iç çatışmalar, iç savaşlar ve soykırımların yüksek düzeyde yaşandığı bir bölgedir. Afrika Birliği, 2002 yılında kuruluşundan itibaren birçok çatışma önleme girişimi geliştirdi. Ancak Afrika Birliği’nin devlet egemenliğinin mutlak bir ilke olduğu selefi Afrika Birliği Örgütü’nün aksine, kayıtsızlık kuralıyla faaliyet gösterdiği ve dolayısıyla çatışmalara daha etkili tepkiler vermesine yönelik talepler son yıllarda daha yüksek sesle dile getirilmeye başladı.
Somali’nin anlaşmayı yasa dışı ilan eden bir yasa çıkarması ya da uluslararası kınamalar Etiyopya ve Somaliland’ı henüz caydırmış görünmüyor. İki taraf da MoU’ya devam etme niyetlerini beyan ederek, ilgili ordularının genelkurmay başkanları askeri iş birliğini keşfetmek için bir araya geldi. MoU’nun bölgesel bağlamda istikrar bozucu etkiler doğurma potansiyeline sahip olduğu dikkate alındığında Mahamat’ın anlaşmazlığın çözümüne ilişkin Etiyopya ve Somali’yi itidalli davranmaya çağırması şeklindeki çözüm önerisinin etkisiz kaldığı söylenebilir. Öte yandan ayrılıkçı Somaliland’ın uluslararası tanınırlık kazanması çok sayıda ayrılıkçı grubun bulunduğu Afrika’da deyim yerindeyse Pandora’nın kutusunun açılamasına neden olabilir. MoU, jeopolitik öneme sahip bölgede nüfuz elde etmek isteyen ülkelerin bu tür gruplarla anlaşmaya başlamaları için bir emsal teşkil edebilir ve birçok ülkenin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal edebilir. Bu durum tüm kıtayı geri dönüşü olmayan iç savaşlara ve çatışmalara sürükleyebilir. Afrika Boynuzu’nda çatışmasızlığın sağlanması Somali’nin yeniden birleşmesi ve istikrara kavuşması ile doğrudan bağlantılıdır. Sonuç olarak Etiyopya’nın bir başka Afrika ülkesinin toprak bütünlüğünün ihlaline neden olacak şekilde uluslararası hukukun ilkelerini yok sayan davranışı karşısında Afrika Birliği’nin pasif tutumu, Afrika Birliği Kurucu metninin hükümlerinin de ihlali anlamına geleceğinden Afrika Birliği, Etiyopya’yı kınamalı ve uluslararası hukuku desteklemelidir.
Kıta genelinde barışı koruyacak olan şey, uluslararası hukukun uygulanmasına sarsılmaz ve ayrım gözetmeksizin bağlılıktır. Çatışmaların çözümünde değişen derecelerde başarı göstermiş olan Afrika Birliği’nin daha etkili ve zamanında çözümler için çatışmaları önleme ve barışı sürdürme hedefiyle uyumlu olacak şekilde politika çerçevelerini uygulama yeteneğini geliştirmesi gerekir.
[Gözde Söğütlü, İstanbul Üniversitesi çatışma çözümü ve uyuşmazlık analizi alanında doktora öğrencisidir.]