Kazakistan’ın başkenti Astana şehri 3 Kasım 2023 tarihinde Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) 10. Devlet Başkanları Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. “Türk Devri (TURKTIME)” başlığı altında gerçekleştirilen Astana Zirvesi, liderlere kritik bölgesel meseleleri ele alabilecekleri, işbirliğini güçlendirebilecekleri ve kültürel bağları pekiştirebilecekleri bir forum sunmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl kutlamalarının akabinde gerçekleşen Zirve, “ortak geçmiş ve ortak gelecek” vizyonuyla bir araya gelen liderlerin işbirliğini daha da geliştirme çabalarını ele aldıkları kritik bir dönemece işaret etmektedir.
TDT çatısı altındaki devletler arasında kültürel ve tarihi bağları vurgulamak, birlik ve beraberliği teşvik etmek ve ileriye dönük bir vizyona işaret etmek amacıyla Zirve’nin teması olarak Türk Devri seçilmiştir. Bu kapsayıcı tema, güçlü bir iletişim aracı olarak hizmet etmekte ve teşkilat için bir gelecek perspektifi sunmaktadır. Buna ek olarak, Türk Devri; gelenek, birleşme, reform, bilim, güven, yatırım, arabuluculuk ve enerji gibi çeşitli unsurları öne çıkaran bir anlatı görevi üstlenmektedir. Kültürel mirasın ve tarihi değerlerin korunmasını ifade eden “gelenek“; üye devletler arasında uyum ve işbirliğinin önemini vurgulayan “birleşme“; kapsamlı ve uyumlu entegrasyon sürecine duyulan zorunlu ihtiyacın altını çizen “reform“; bilgi, yenilik ve teknolojik ilerlemeye öncelik verilmesini destekleyen “bilim“; teşkilatın özünü oluşturan ve ortak geleceğin en önemli unsuru olan “güven“; ekonomik kalkınmanın ve ortak projelerin önemini vurgulayan “yatırım”; Türk Devletleri’nin barışçıl yönüne odaklanan ve örgütün çatışma çözümlerinde rol alabileceğini ifade eden “arabuluculuk“; ve zengin enerji kaynaklarına ve enerji güvenliğine odaklanan “enerji” kavramları “Türk Devri” temasının altında birleştirilmiştir. Bu unsurların uyumunu temsil eden “Türk Devri”, Türk Dünyası için tutarlı ve bütüncül bir çerçeve oluşturmaktadır. TDT tarafından bildirildiği üzere bu kapsamlı vizyon, Türk Dünyası’nın gelecekteki çabalarını yönlendiren dinamik bir itici güç olarak hizmet edecektir.
Ayrıca, benimsenen “Türk Devri” temasının Türkiye’nin yüzüncü yılında benimsediği “Türkiye Yüzyılı” söylemiyle uyumu dikkat çekicidir. Astana Bildirisi’nde bu nokta vurgulanarak, 2023 yılı “Türk Medeniyetinin Yükseliş Yılı” olarak adlandırılmıştır. Birbiriyle uyum içerisinde gelişen “Türk Devri” ve “Türkiye Yüzyılı”anlatıları, Türkiye’nin ve Türk Dünyası’nın bölgesel ve küresel sahnede değişen rolünün altını çizen iç içe geçmiş temaları temsil etmektedir. “Türkiye Yüzyılı”, Türkiye’nin önümüzdeki yüzyıl bölgesel ve küresel meselelere katkıda bulunan kilit bir oyuncu olma arzusunu vurgulamaktadır. Bu anlatı, TDT içerisinde de karşılık bulmakta ve üye devletler arasında işbirliği, dayanışma ve ortak geleceği teşvik etmektedir. Bu nedenle, zirve bildirisinde güçlü bağların kurulmasında ve iş birliğinin geliştirilmesinde Türkiye’nin oynadığı kritik rolün altı çizilmiştir.[1] Türkiye’nin merkezi rolü, Türk Dünyası’ndaki diplomatik ve stratejik etkisini öne çıkarmaktadır. Kısacası, Türkiye ve Türk Dünyası’nı birbirine sıkı sıkıya bağlayan bu ilişkinin tanınması ve güçlendirilmesi hem Türkiye’nin hem de daha geniş Türk Dünyası’nın önümüzdeki yıllarda potansiyelinin tam olarak gerçekleştirilmesi açısından önem arz etmektedir. Özellikle Türk Dünyası’nın birlik ve beraberliğinin pekiştirilmesi için dil birliğinin önemi ortadadır. Astana Zirvesi’nin kilit sonuçlardan biri de alfabe birliğine duyulan zorunlu ihtiyacın vurgulanması olmuştur. Ortak alfabe taahhüdü sadece sembolik bir girişim olmayıp Türk devletleri arasında daha derin kültürel ve dilsel bağların geliştirilmesine yönelik somut bir adımı temsil etmektedir. Hem dilde hem fikirde hem de işte sağlanan bu birlik, önümüzdeki yıllarda Türk Dünyası’nın ilerlemesi için bir köşe taşı niteliğindedir.
TDT tarafından ana hatları çizilen kapsayıcı vizyon ve ilkeler ele alındıktan sonra Astana Zirve Bildirisi’ndeki ekonomik ve siyasi çıktıları incelemek gerekir. Bu sayede, zirveden çıkan somut eylem ve anlaşmaların Türk Dünyası’nın ekonomik ve siyasi manzarası üzerindeki etkisi daha net anlaşılabilir.
Ekonomik Çıktılar
Astana Zirvesi ekonomi, ticaret ve yatırım üzerindeki potansiyel etkisi bakımından Türk Dünyası için büyük önem taşımaktadır. TDT 10. Zirvesi öncesinde düzenlenen Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda bunun altını çizen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, üye ülkelerin özellikle ticaret, ekonomi, enerji ve ulaştırma alanlarında büyük bir potansiyele sahip olduğuna işaret etti.[2] Bu zirvede alınan kararlar ve varılan anlaşmalar, Türk Dünyası genelinde ekonomik işbirliğinin, ticaret dinamiklerinin ve yatırım fırsatlarının geleceğini şekillendirme potansiyeli taşımakta ve bölgesel kalkınma ve refah açısından geniş kapsamlı sonuçlar doğurmaktadır.
Zirvenin ekonomik ve ticari açıdan öne çıkan gündem maddelerinden birisi üyeler arasında ticaretin kolaylaştırılması, standardizasyonun sağlanması ve “Turan Özel Ekonomik Bölgesi (TURANSEZ)” konseptinin işlevsel hale getirilmesiydi. TDT’nin 8. Zirvesinde Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ilk olarak TURANSEZ konseptini önermiş ve TDT’nin 9. Zirvesinde Devlet Başkanları bu konsept için anlaşma sürecini hızlandırma kararı almışlardı. Astana Zirvesi’nin toplanmasıyla birlikte, bu vizyonun Türk Dünyası için işleyen bir özel ekonomik bölgeye dönüştürülmesi yönünde önemli ilerleme kaydedileceğine dair ortak bir beklenti oluştu. TURANSEZ’in kurulması ve başarılı bir şekilde faaliyete geçmesi Türk Dünyası için büyük önem taşımaktadır. Bu girişim sadece ekonomik işbirliğine yönelik derin bir taahhüdü ifade etmekle kalmayıp aynı zamanda üye ülkeler arasında daha fazla entegrasyon için bir katalizör görevi görmektedir. TURANSEZ ile üye ülkeler arasında standardizasyonu teşvik ederek ticari faaliyetleri geliştirmek amaçlanmaktadır. Bunun doğal bir sonucu olarak ekonomik büyümenin artmasını, istihdam yaratılmasını ve Türk devletleri için daha müreffeh bir gelecek oluşturulmasını vaat etmektedir. Bu proje, Türk Dünyası’nın ekonomik potansiyelini ortaya çıkarma ve küresel sahnedeki konumunu sağlamlaştırma yolunda büyük bir adım olarak değerlendirilebilir.
Astana Zirvesi’nde üzerinde durulan diğer bir önemli konu ise “Orta Koridor” meselesiydi. Orta Koridor’un önemine yapılan vurgu, büyük bir ekonomik ve jeopolitik anlam taşımaktadır. Öte yandan, Ukrayna’da devam eden savaş ve Rusya’ya yönelik yaptırımlar, Kuzey Koridor üzerinden yük taşımacılığını sekteye uğrattığı için Orta Koridor stratejik açıdan avantajlı bir konuma gelmiştir. Ticaret ve taşımacılığı kolaylaştırmayı amaçlayan bu koridor, bölgenin rekabet gücünü ve cazibesini artırma potansiyeline sahip olup sadece üye devletlere değil daha geniş küresel ticaret ağlarına da fayda sağlayacaktır. Orta Koridor sadece Türk devletleri için değil, enerji güvenliği bakımından Avrupa devletleri için de oldukça önemlidir. Bu nedenle, Orta Koridor Hazar doğal gazının Türkiye’ye ve oradan da Avrupa’ya taşınmasını sağlayarak Türk Dünyası için ekonomik büyümeyi teşvik etmektedir.
Astana Zirvesi’nin ele alınan konulardan birisi olan Türk Yatırım Fonu, Türk dünyasının ekonomik gelişimi ve entegrasyon çabaları açısından büyük önem taşımaktadır. TDT 9. Devlet Başkanları Zirvesi’nde, Türk Yatırım Fonu’nun kurulmasına karar verilmişti. Bu fon, üye ülkeler arasında ekonomik işbirliğinin ve ortak projelerin geliştirilmesine yönelik önemli bir adımı temsil etmektedir. Türk Yatırım Fonu’nun faaliyete geçebilmesi için üye devletlerin iç prosedürleri sağlaması gerekmektedir. Toplantıya günler kala Türk Yatırım Fonu Anlaşması TBMM’de kabul edilerek meclis onayı 2023 Astana Zirvesi’ne yetiştirilmiş oldu. Son olarak Kırgızistan’ın da iç prosedürleri tamamlayıp onay vermesi ile fonun resmi olarak faaliyete geçmesi beklenmektedir. Ayrıca zirvede gözlemci üyelere Türk Yatırım Fonu’na katılmaları için yapılan davet, fonun daha geniş bölgesel katılım ve işbirliği potansiyelini vurgulamaktadır. Bu nedenle, önümüzdeki yıllarda özellikle Macaristan’ın fona dahil olması beklenebilir.
Siyasi Çıktılar
Astana Zirvesi’nin siyasi sonuçları mevcut küresel belirsizlik, kutuplaşma ve çatışmalar ışığında önem kazanmaktadır. Değişen jeopolitik dinamikler ve artan küresel zorluklarla karakterize edilen bir çağda, TDT üye ülkeler arasında işbirliği, diyalog ve istikrarı teşvik eden bir platform olarak çok önemli bir rol üstlenmektedir.
Astana Zirvesi önemli siyasi sonuçlarından birisi Türk Dünyası’nın bölgesel ve küresel sorunlara karşı Türk devletlerinin çıkarlarına uygun ortak bir tutum geliştirme ve birlikte hareket etme arzusudur. Zirve sırasında yapılan çeşitli deklarasyon ve açıklamalarda da görüldüğü üzere TDT, bu birlikteliğin teşvik edilmesinde merkezi bir rol oynamaktadır. Bu durum, Türk Dünyası’nın değerlerini ve çıkarlarını hem bölgesel hem de uluslararası platformlarda ilerletme rolünü güçlendirmek için üye devletler arasında paylaşılan bir taahhüdü yansıtmaktadır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan zirvede yaptığı konuşmada bu noktaya değinerek, “Küresel sınamalarla mücadelemizde en önemli gücümüz Türk dünyasının birlik beraberlik ve dayanışmasıdır.” dedi.[3] Benzer şekilde, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ise “Böyle istikrarsız bir dünyada Türk halklarının birliği çok önemli. Bu, ortak güvenliğimizin güvencesidir.” ifadesini kullandı.[4] Türk devletlerinin liderlerinden gelen bu güçlü açıklamalar ışığında Astana Zirvesi, birlik ve dayanışmanın sağlanması ve nihayetinde tüm üye devletlerin ortak yararı ve güvenliği için Türk Dünyası’nın küresel sahnedeki konumunun güçlendirilmesi yönündeki kolektif kararlılık açısından çok önemli bir işarettir.
Bu zirve sadece Türk devletleri arasında ortak hareket etme arzusunu vurgulamakla kalmamış aynı zamanda acil jeopolitik meselelerin ele alınmasında da önemli bir rol oynamıştır. Zirvenin bu açıdan önemli gündem maddelerinden birisi İsrail-Filistin çatışması oldu. Gazze ve Filistin topraklarında tırmanan şiddet bağlamında insani bir ateşkes sağlanmasına açık bir öncelik verilerek ilkeli ve insani bir yaklaşıma odaklanıldığı görülmektedir. Ek olarak, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Filistin meselesine dair “TDT olarak bununla ilgili ortak ve kati tutumumuzu dünyaya açıklamalıyız.” dedi. Türk Dünyası’na yapılan birlik ve dayanışma çağrısı, böyle bir işbirliğinin sadece acil bir ateşkesin sağlanmasında değil aynı zamanda kalıcı bir barışın önünün açılmasında da etkili olacağına olan inancın altını çizmektedir. Zirvedeki liderler İsrail-Filistin sorununun uluslararası hukuka, ilgili Birleşmiş Milletler kararlarına bağlı kalınarak ve iki devletli çözümün temel alınmasıyla barışçıl bir şekilde çözülebileceğini savunmaktadır. Ayrıca liderlerin mutabık kaldığı zirve bildirisinde vurgulanan garanti mekanizması çağrısı, TDT’nin diplomatik kanallar aracılığıyla çatışma çözümünde aktif rol alma istekliliğini de göstermektedir.
Son olarak, Astana Zirvesi’ne genel olarak olumlu bir atmosfer ve ortak bir amaç duygusu altında gerçekleşirken, zirvede göze çarpan bir eksiklik vardı: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC). 2022 Semerkant Zirvesi’nde gözlemci üye olarak TDT’ye katılan KKTC, 16 Mart 2023’te Ankara’da gerçekleştirilen TDT Olağanüstü Zirvesi’nde yer almıştı. Ancak buna rağmen KKTC, Kazakistan’a davet edilmedi. KKTC yönetiminin davet beklediği ancak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin uyguladığı diplomatik baskılardan dolayı davet edilmediği düşünülmektedir.[5]
Bu durum, TDT’nin uluslararası baskı ile karşı karşıya kaldığı ikinci büyük sınavı olarak görülebilir. TDT daha önce Karabağ Savaşı sırasında Azerbaycan’ın yanında yer alarak uluslararası baskıya dayanma kapasitesini göstermişti. Bu dirayetli duruş sadece Karabağ’ın Ermeni işgalinden kurtarılmasıyla sonuçlanmakla kalmamış aynı zamanda Türk Dünyası’nın birlik ve bütünlüğünü güçlendirme konusundaki kararlılığının da altını çizmişti. Dolayısıyla, TDT’nin ortaya koyduğu emsal, KKTC meselesinin ele alınmasında da benzer şekilde kararlı ve azimli bir duruş benimsenmesinin hayati önem taşıdığını göstermektedir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan KKTC’ye desteğini “Büyük Türk ailesinin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türkleri ile dayanışma içinde hareket etmek hepimizin yükümlülüğüdür. Müteakip zirvede Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni karar verdiğimiz şekilde gözlemci üye statüsüyle aramızda görmemiz gerektiğine inanıyorum. Bu konuda sizlerin dirayetli liderliğine güveniyorum.” şeklinde ifade etti.[6] Böyle bir duruşun benimsenmesiyle, KKTC’ye uygulanan uluslararası izolasyon ve tecrit kademeli olarak hafifletilebilir. Dirençli bir duruş, adada uzun süredir devam eden siyasi anlaşmazlığın ele alınmasında elzem olan KKTC’nin egemenliğini ve haklarını koruma taahhüdünü gösterir. TDT, diplomatik baskılar karşısında güçlü durarak sadece birliğini güçlendirmekle kalmaz aynı zamanda üye devletlerin birbirlerine olan desteklerinde tereddütsüz oldukları fikrinin de pekişmesini sağlar. Bu birlik, sadece KKTC ile ilgili değil daha geniş jeopolitik konularda da çeşitli zorlukların üstesinden gelmek için kullanılabilecek güçlü bir kuvvettir.
Sonuç
Astana Zirvesi’nin ekonomik ve siyasi sonuçları Türk Dünyası’nın geleceği için bir rota çizmektedir. “Türk Devri” teması, sadece üye devletler arasındaki tarihi ve kültürel bağları değil aynı zamanda ortak bir gelecek için sahip olunan vizyonu da kapsamaktadır. Türk devletleri, ekonomik potansiyellerini kullanarak ve birlikteliklerini güçlendirerek küresel sahnede daha etkili bir rol üstlenmeye hazırdır. Artan çatışmalar ve ekonomik krizlerle dolu gelecek yüzyılda TDT üyesi ülkeler arasında ortak bir gelecek arayışı üç kritik faktöre bağlıdır: Üye ülkeler ve bölgelerinde istikrar, küresel sınamalara karşı ortak bir tutum ve başta ekonomik alanda olmak üzere çeşitli alanları kapsayan kurumsallaşmış işbirliğinin ve entegrasyonun tesis edilmesi.
[1] “Türk Devletleri Teşkilatı 10. Zirvesi Astana Bildirisi”, Türk Devletleri Teşkilatı, 3 Kasım 2023, https://www.turkicstates.org/tr/haberler/turk-devletleri-teskilati-10-zirvesi-astana-bildirisi_3113, (Erişim Tarihi: 3 Kasım 2023).
[2] “Dışişleri Bakanı Fidan, TDT Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda konuştu”, Anadolu Ajansı, 3 Kasım 2023, https://www.aa.com.tr/tr/ayrimcilikhatti/ayrimcilik/disisleri-bakani-fidan-tdt-disisleri-bakanlari-konseyi-toplantisinda-konustu/1817856, (Erişim Tarihi: 3 Kasım 2023).
[3] Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Küresel sınamalarla mücadelemizde en önemli gücümüz Türk dünyasının birlik, beraberlik ve dayanışmasıdır.”, TRT Avaz, 3 Kasım 2023, https://www.trtavaz.com.tr/haber/tur/avrasyadan/cumhurbaskani-erdogan-kuresel-sinamalarla-mucadelemizde-en-onemli-gucumuz-turk/65449c074e167d8dc5b77455, (Erişim Tarihi: 3 Kasım 2023).
[4] “Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev: Türk devletlerinin tehditlere karşı birleşmesi çok önemli”, Anadolu Ajansı, 3 Kasım 2023, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/kazakistan-cumhurbaskani-tokayev-turk-devletlerinin-tehditlere-karsi-birlesmesi-cok-onemli/3042268, (Erişim Tarihi: 3 Kasım 2023).
[5] “Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyi’nin 10. Zirvesi dolayısıyla açıklama yaptı”, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, 3 Kasım 2023, https://www.kktcb.org/tr/cumhurbaskani-ersin-tatar-turk-devletleri-teskilati-devlet-baskanlari-konseyinin-10-11659, (Erişim Tarihi: 3 Kasım 2023).
[6] ““Türk dünyasının barışı, refahı ve güvenliği yönünde adımlar atmayı sürdüreceğiz”, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, 3 Kasım 2023, https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/150055/-turk-dunyasinin-barisi-refahi-ve-guvenligi-yonunde-adimlar-atmayi-surdurecegiz-, (Erişim Tarihi: 3 Kasım 2023).