AK Parti Kongresinden Yansımalar

AK Parti’nin 4. Olağanüstü Büyük Kongresi 7 Ekim’de Ankara Spor Salonu’nda yapıldı. Kongre’de Genel Başkan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan delegelerin oyuyla yeniden Genel Başkan seçildi. Kuruluşundan bu yana her kongrede olduğu gibi yine coşku ve heyecan salona ve etrafına hakimdi. AK Parti Teşkilatlarının ve vatandaşların yoğun ilgisiyle salonun içi ve dışı dolmuştu. Öyle ki Cumhurbaşkanı Erdoğan salona girmeden önce ilk selamlama konuşmasını salonun dışına taşan kalabalığa yaptı.

Organizasyon konusunda AK Parti’nin artık geleneğe dönüşen bir başarısı var. Diğer partilere de örnek oluyor. Genellikle muhalefet partilerinin kendi organizasyonlarını kıyasladığı bir düzen ve sistematik içinde yürüyor işler. Bu tablo aynı şekilde devam etti. Kimin nerede oturacağından kimlerin hangi kapılardan gireceğine ve salon içindeki ses-sahne düzenine kadar aksamayan bir süreç işledi.

AK Parti’nin Kongre öncesinde belirlediği “Hep Yeni, Hep İleri” sloganı söylemin merkezindeydi. Bu slogan pek çok yerde kullanılmıştı. Bununla ilişkili olarak yine bu kapsamda salonda “Türkiye Yüzyılı için hep yeni, hep ileri” ve “Cumhuriyetin yüz akı, Türkiye’nin yüz akı” sloganlarının yazıldığı afişler yoğun şekilde kullanılmıştı. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın salona girmesinden önce ve sonra tribünlerde renkli görüntüler vardı.

Tribünleri dolduran binlerce AK Partilinin heyecanı, coşkusu ve tezahüratları program boyunca hep devam etti. Farklı şehirlerden gelen AK Partililerin yöresel giyimleri, kendilerine özgü pankartları ve Erdoğan’ın konuşmasına başlarken şehirlerin isimlerini söylediğinde verdikleri coşku dinamik atmosferin göstergeleri arasındaydı.

Hatta program çıkışında tanık olduğum üzere pek çok AK Partili vatandaş birbirleriyle şehirlerinin adının yazılı olduğu flamaları değişmekte ve bunun için sağına soluna seslenmekteydi. Bu gösterge dayanışmanın ve parti bağının gücünü göstermesi açısından dikkat çekiciydi. Bu anlamda gençlerin daha heyecanlı olduğunu eklemek gerekir.

Diğer taraftan AK Parti Gençlik Kolları tarafından hazırlanan Başkan Erdoğan ve annesinin yer aldığı koreografide Öyle bir evlat yetiştirdin ki, binlerce evladın daha oldu” yazısı göründüğünde salonda duygusal bir atmosfer oluştu. Kameralara yansıyan görüntülerde Başkan Erdoğan’ın gözlerinin dolduğu görülüyordu.

Basına ayrılan kesimde de çeşitlilik vardı. Sadece AK Parti ve Cumhur İttifakına yakın isimler değil aynı zamanda kamuoyunda muhalif kimlikleriyle bilinen bazı gazeteciler de salonda yerini almıştı. Dolayısıyla bu gözlemler AK Parti’nin mevcut kapasitesini, gücünü, özgüvenini ve sağduyusunu göstermesi açısından önemlidir. Kongre, bu planlı ve çalışılmış detayların bulunduğu atmosferde yapıldı.

Bu bahsi kapatmadan önce bir tespit yapmakta fayda var. Salonun ve dışarısının kalabalık olması ve tribünlerdeki coşkunun program boyunca devam etmesi önemli fakat nihayetinde diğer parti kongrelerinde de salonların genellikle dolduğu bilinmektedir. Oy oranı çok az olan partiler bile kongrelerinde salonu doldurarak belirli bir atmosfer oluşturabilmektedir. Bu yüzden AK Parti’nin gücünün kongre salonlarından değil esasında çok daha fazla bir şekilde kendi halinde işine gücüne giden insanlardan geldiğini hatırlatmak gerekir. Erdoğan’ın 2001’de yola çıkarken AK Parti için söylediği “kimsesizlerin kimsesi ve sessiz yığınların sesi” vurgusu geçen 22 yılda yerini korumuş ve 21 yıldır AK Parti’yi iktidarda tutmuştur. Dört ay önce yapılan 14-28 Mayıs seçimlerinde bu teveccühün yeni bir yansıması ortaya çıkmış ve yine Erdoğan bağlamında toplumun teveccühü ete kemiğe bürünmüştür. Bu yüzden Erdoğan liderliğindeki AK Parti’nin gücünü salonlar değil toplumun kahır ekseriyetini oluşturan geniş kitleler oluşturmaktadır.

Temel Mesajlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kongre’deki konuşmasında öne çıkan farklı başlıklar bulunuyor. Yerel seçimlerin yaklaştığı bir düzlemde hem konuşmasının başında hem de içinde Cumhur İttifakı vurgusu yapması oldukça dikkat çekiciydi. Erdoğan “Cumhur İttifakı’nın kılavuzluğu, Cumhur İttifakı’nın kararlılığı, Cumhur İttifakı’nın öncülüğü, Cumhur İttifakı’nın dimdik ayakta oluşu vb.” gibi farklı içeriklerle İttifak vurgusu yaptı. Bu yaklaşım biçimi önemli çünkü CHP’nin başını çektiği muhalif blokta seçim yenilgisinin ortaya çıkarttığı kaos devam ederken Cumhur İttifakı tarafından birliğin devam ettiğine dair mesajların Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından verilmesi seçim sürecinde belirleyici bir etki oluşturacaktır. Bu anlamda Erdoğan’ın ifadelerinde yer alan “İnşallah 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak mahalli idareler seçimlerinde bu kararlı tutumu tekrar sergileyerek, Türkiye Yüzyılı’nın muştusunu bir kez daha cümle aleme beraber ilan etmeye hazır mıyız?” ifadeleri siyasetin tüm taraflarına yönelik mesaj barındırmaktadır.

Kongre konuşmasında yer alan “Türkiye Yüzyılı” vurgusu ise Erdoğan’ın temel yaklaşımlarından birini oluşturdu. Cumhuriyetin yüzüncü yılında yapılan genel seçimleri kazanmanın da özgüveniyle Erdoğan bölgesel ve küresel ölçekte devam eden problemlerin ortasında Türkiye’nin ortaya koyduğu performansla önemli kazanımlar elde ettiğini ve bunları sürdüreceğine işaret etti. AK Parti kadroları ve Cumhur İttifakı’nın bu anlamda öncü olduğuna değindi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sivil bir anayasa yapılması yönündeki çağrısı yeni değil. Kongre konuşmasında da buna değinen Erdoğan Türkiye Yüzyılının yeni ve sivil bir anayasa ile taçlandırılması bağlamında ifadeler kullandı. Erdoğan’ın bu bağlamda zikrettiği “Cumhurla Cumhuriyet’in arasındaki duvarları yıktığımız gibi, Cumhuriyeti gerçek demokrasiyle kucaklaştıracak sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasayı inşallah ülkemize kazandıracağız” ifadeleri bir anlamda AK Parti hareketinin Türkiye’de merkez-çevre ilişkilerindeki sosyolojik dönüşümde oynadığı role de işaret etmektedir. Erdoğan’ın yeni anayasa vurgusu AK Parti’nin önümüzdeki süreçteki en güçlü hedeflerinden biri olmaya devam edeceğini gösteriyor.

Erdoğan’ın konuşmasında salonda en fazla etki oluşturan diğer başlıklar arasında Suriye ve Irak’taki PKK-PYD bölgelerine yapılan operasyonlardaki kararlılık vurgusuydu. Terör örgütüne operasyonların devam edeceğine yönelik Erdoğan’ın yaklaşımı salondan büyük alkış aldı. Bir diğer alkış alan nokta ise Erdoğan’ın LGBT konusunda ve Ailenin korunması yönündeki güçlü mesajıydı. AK Parti ve Cumhur İttifakı’na LGBT’nin giremeyeceği ve Ailenin korunmasına verdikleri önem noktasındaki mesaj salondan güçlü bir etkileşim aldı. Kuşkusuz Filistin topraklarında İsrail işgalinin neden olduğu sorunlar ve son hadiseler konusundaki “itidal çağrısı” söylemi dikkat çekiciydi. Bölgesel ve küresel bağlam gereği kamuoyunun da en fazla dikkatini çeken kısımlardan birisi bu mesaj oldu.

Kongre ve Değişim

Kongre öncesinde yapılan değerlendirmelerde Parti yönetiminde önemli değişiklikler yapılacağı noktasında bir yaklaşım ağırlıktaydı. Bunun kalkış noktasını ise milletvekilliği seçiminde yapılan yüzde 70’ler oranındaki yenilenme oluşturuyordu. AK Parti kurulduğu günden bu yana değişim ve yenilenme noktasında en gerçekçi davranışları gösteren bir parti konumunda. 14-28 Mayıs seçimlerin önce ve sonra da bunun yansımaları görüldü. Seçim başarılarının arkasında Erdoğan gibi güçlü bir lider olmasına ilaveten toplumsal değişimi iyi yakaladığı ve bunu partiye yansıtabildiği yönündeki başarısı bir diğer faktör olarak kodlandı.

Erdoğan’ın konuşmasında yer verdiği “Değişim iradesini kaybetmeleri halinde bir kısırdöngüye düşecekleri” yönündeki ifade biraz da AK Parti’nin serencamını anlatmaktaydı. Kongre’de de özellikle Merkez Karar Yürütme Kurulu’nda (MKYK) bu değişimin yansımaları görüldü. MKYK üyelerinde yüzde 60 civarında bir değişime gidildi. Bu bağlamda listede Hasan Basri YalçınSerdar KılıçHayati İnançAhmet Arslan ve Kuddusi Müftüoğlu gibi birçok yeni isme yer verildi. Ayrıca Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın’ın akşam saatlerinde açıklanan Parti yönetiminde de İnsan Haklarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görev alması dikkat çekici oldu. Değişim oranı MYK’da ise daha sınırlı kaldı. Böylece bu Kongre ile AK Parti Genel Merkez yönetimi de belirlenmiş oldu. AK Parti’yi Mart’taki Yerel Seçimlere bu kadro hazırlayacak ve Erdoğan’ın çizdiği hedefler doğrultusunda hem mevcut belediyelerin korunması hem de yeni belediyelerin kazanılması noktasında siyaset üretecek. Dolayısıyla AK Parti, Kongresini yaparak Yerel Seçim sürecini de aslında başlatmış oldu. Erdoğan’ın güçlü liderliği ve bunun sağladığı özgüven ve siyasi iradeyle gidilen Kongre parti teşkilatları ve kadroları açısından yerel seçimler öncesinde bir güven tazeleme ve motivasyon olmuş gibi görünüyor.

[Prof. Dr. Yusuf Özkır, Türkiye Araştırmaları Vakfı kıdemli araştırmacısıdır.]

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu