Türkiye’nin Afrika’ya yönelik politikası önce açılım olarak başlamış, 2013 yılından itibaren de ortaklık ve işbirliğine dönüşmüştür. 2002’de 12 olan Afrika’daki büyükelçilik sayısı 2022’de 44’e, dış temsilcilik sayısı 49’a ulaşmıştır. Dünya genelindeki 255 dış temsilciliği ile Türkiye dünyanın en geniş beşinci temsil ağına sahip ülke haline gelmiştir.
Türkiye’nin Afrika ile ilişkilerinin açılım üzerinden tanımlandığı dönemlerde, ilişkilerdeki ilerleyişin temel göstergelerinden birisi kıtadaki dış temsilcilik sayısının artışı olmuştur. İlişkilerin ortaklık ve işbirliği safhasına geçmiş olması ilişkilerde hem genişlik hem derinlik ortaya çıkarmıştır. Bunun da temel göstergeleri ise imzalanan anlaşma ve protokol sayılarının artması, anlaşma ve protokollerin konu ve alan bakımından çeşitliliğinin artması, anlaşma ve protokollerin kapsamlarının detaylanmasıdır.
Türkiye-Afrika ilişkileri sadece siyasi ve askeri ve hatta sadece ticari hedefler üzerinden ilerlememekte, daha farklı konuları içeren işbirlikleri de geliştirilmektedir. İşbirliklerinin bu boyuta ulaşması, sadece dışişleri ve askeri bürokrasinin değil farklı kurumların da birbirleri ile iletişim ve ilişkiler geliştirmesine, işbirliğinin her iki tarafta da tabana doğru yayılmasına imkân vermektedir.
54 Afrika ülkesi ile ilişkilerin yeknesak ve hemen her konuda bütün Afrika ülkeleriyle eş zamanlı olması elbette mümkün değildir. Buna bağlı olarak her bir ülkenin ve Afrika içerisindeki alt bölgelerin kendine özgü koşulları içerisinde ilişkiler çok boyutlu şekilde ilerlemektedir. İlişkiler hem genişlemekte hem derinleşmektedir. Genişleme ve derinleşme hem ilişki kurulan ülke sayısının artması hem de ilişki kurulan konu çeşitliliğinin, imzalanan işbirliği ve protokollerin artmasıyla mümkün olmaktadır.
Türkiye’nin Afrika politikası; hem her bir ülkeye münhasır olarak hem de daha yukarıdan bakıldığında kıtaya yönelik genel olarak kademeli ve tedrici bir şekilde, emin ve sağlıklı adımlarla ilerlemektedir. Bu ilerleyişi görmenin ve gözlemleyebilmenin temel göstergelerinden birisi de yine imzalanan protokol ve anlaşmalardır. İlişkilerdeki gelişmeden bahsedebilmek için ise protokol ve anlaşmaların sürekliliğini gözlemlemek gerekmektedir.
Libya örneğinde olduğu gibi bazı anlaşmalar ilişkilerde köklü bir dönüm noktası mahiyeti taşıyabilir. Ancak muhtelif anlaşmaların hepsinin fonksiyonu bu ölçekte olmayabilir. Ama pek çok anlaşma ilişkileri bir sonraki safhaya taşıyan önemli bir adım özelliği taşımaktadırlar. Örneğin bazı ülkeler ile ilişkiler oldukça yenidir. Buna bağlı olarak imzalan anlaşma ve protokoller kimi Afrika ülkeleri ile işbirliğini sürdürme, geliştirme, derinleştirmek üzere olurken kimi Afrika ülkeleriyle ise işbirliği oluşturma, inşa etme perspektifinin tezahürüdür.
16 Eylül 2023 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 17 milletlerarası antlaşmadan 6’sı Afrika ülkeleriyle ilişkilidir. Afrika’nın kuzey, sahel ve güney gibi farklı bölgelerinden Gine Bissau, Angola, Zambiya, Moritanya, Tunus ve Cezayir gibi farklı Afrika ülkeleriyle; tarım, hayvancılık ve balıkçılıktan – iletişime, bilim ve teknolojiden – sosyal güvenliğe kadar muhtelif konularda olması Türkiye’nin hem Afrika kıtası geneli, hem Afrika’daki alt bölgeler hem de farklı ülkelerine yönelik münhasır ilişkilerdeki genişleme, derinleşme, emin adımlarla, işbirliğini ilerletme, çok boyutluluk perspektifi bakımından önemlidir. Geniş kıtanın hemen her bölgesinde var olabildiğinin, kıtaya yönelik politikalarda sürekliliği sağlayabildiğinin birer göstergeleridir.
Türkiye’yi, Afrika’da var olan var olmaya çalışan diğer aktörlerden ayıran temel hususlardan birisi de ilişkilerinde ve yaklaşımında eşitlik ve karşılıklı saygı ilkelerini referans almasıdır. Bu husus oldukça dikkat çekmekte ve pek çok analizde özellikle vurgulanmaktadır. Protokol ve anlaşmaların kapsamı incelendiğinde de bu hususlar ya hissedilmektedir. Ya da doğrudan belirtilmektedir
16 Eylül’de Resmi Gazete’de yayınlanan önemli anlaşmalardan birisi Gine-Bissau Cumhuriyeti Toplumsal İletişim Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı arasında imzalanan “Medya ve İletişim Alanlarında İş Birliği Protokolüdür.” İlişkileri çok yeni olan iki ülke açısından bu protokol oldukça önemlidir. 2014 yılında iki ülke arasında Güvenlik İşbirliği, 2018 yılında Ticaret ve Ekonomik işbirliği anlaşmalarından sonra 2019 yılında iki ülke Dışişleri Bakanları bir araya gelerek ilişkileri hızla ilerletme konusunda mutabık kalmışlardır. Buna bağlı olarak 2021 yılında Gine Bissau’nun Ankara Büyükelçiliğinin resmi açılışı yapılmıştır. O tarihte Türkiye’nin de yakında Büyükelçilik açacağı belirtilmiştir. Geçtiğimiz ay onayı Resmi Gazetede yayınlanan Protokolü 2022 yılında hükümetleri adına; Türkiye’den İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin ALTUN, Gine Bissau’dan da Toplumsal İletişim Bakanı Fernando Mendonça imzalamışlardır. İletişim Başkanlığının Türkiye’nin önemli kamu diplomasisi araçlarından ve kurumlarından biri olması göz önüne alındığında, bu yeni protokolün iki ülke halkları nezdinde kamu diplomasisini de geliştireceği değerlendirilebilir. Ancak Protokolü önemli kılan husus kapsamının sadece eğitim ve staj ile sınırlandırılmamış olması, daha öte bir mahiyet ve anlam taşımasıdır. Nitekim protokolün 2. Maddesinde; taraflarının birbirlerinin mevcut ekonomik, siyasi, kültürel ve sosyal hayatlarını daha yakından tanımayı bu amaçla medya ve iletişim dünyasından karşılıklı ziyaretleri teşvik edeceklerini, 3. Madde de medya mensupları ve kanaat önderlerinin periyodik olarak bir araya geleceklerinin ifade edilmiş olması, tarafların birbirlerini tanıtımına katkı sunacak karşılıklı bir “kamu diplomasisi” faaliyeti inşasının ilk adımlarıdır.
Güney batı Afrika ülkesi Angola Cumhuriyeti ile 2021 yılında imzalanmış ve geçtiğimiz ay Resmi Gazetede yayınlanmış olan “Tarım Alanında İşbirliği Anlaşmasının.” ilk önemli hususiyeti bizzat tarım ile ilgili olmasıdır. Angola, her ne kadar Afrika’nın en önemli petrol ve maden ülkelerinden birisi olsa da nüfusunun %85’i tarım sektöründe yer almaktadır. Ülkede 2 milyondan fazla aile çiftliği bulunan ve aynı zamanda bir tarım ülkesi olan Angola ile tarım anlaşması hiç kuşkusuz önemlidir. 2 milyondan fazla aile çiftliği bulunan ülkede muz, yeşil altın olarak görülmektedir. İkinci husus bu anlaşma iki ülkenin Tarım Bakanlıkları ve ilişkili diğer kurumlarının birbirleri arasındaki işbirliğini artıracak, iki ülke arasındaki ilişkilerin kurumsal tabanını geliştirecektir. Üçüncü ve önemli bir ayrıntı ise bu anlaşmanın da hemen başında, Anlaşmanın maddeler metnine geçmeden önce, iki ülke arasındaki “dostane işbirliği ve ilişkilerin göz önünde bulundurulduğu” belirtilerek “dostluk” vurgusu yapılmaktadır.
Güney Afrika ülkesi olan Zambiya ile imzalanmış ve geçtiğimiz ay aynı gün yayınlanmış olan ”Balıkçılık ve Hayvancılık alanında İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının.” hemen başında, maddelerden önce “dostluğu artırma” “balıkçılığı ve hayvancılık alanındaki ticareti” geliştirme arzusu birlikte ifade edilmekte, karşılıklı çıkarlar vurgulanmaktadır. Her ne kadar denize kıyısı olmasa da gölleri ve nehirleri ile balıkçılık alanında oldukça önemli bir ülke olan Zambiya ile yapılan bu kapsamlı anlaşma önemlidir. Balıkçılık ve hayvancılık ile ilgili 10 başlıkta mutabakata varılmıştır. Bunların yanı sıra seminer, sempozyum, sergiler ve konferansların da düzenleneceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ortaya konulan hedefler ikili ilişkilerde hem derinleşme arzusu taşımaktadır.
Afrika’da Sahel bölgesinde yer alan Moritanya İslam Cumhuriyeti ile Türkiye arasında diplomatik temsilcilikler için arsa takasına ilişkin protokolde ise ilişkileri daha da geliştirmek ve diplomatik temsilciliklerin çalışma koşullarını iyileştirilmek arzusuyla Türkiye’ye 9868 metrekare alanın devredildiği ifade edilmiştir. İki ülke arasında oldukça yenidir. 10 yıl kadar kısa bir süre içerisinde çalışma koşullarını iyileştirme, geliştirme, genişletme ihtiyacının ortaya çıkmış olması da önemli bir gelişme ve ayrıntıdır. Zira 2010 yılında Moritanya Cumhurbaşkanı Abdel Aziz Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirmiş akabinde Türkiye’nin Moritanya Büyükelçiliği Nisan 2011’de açılarak ilk Büyükelçi ataması yapılmıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 28 Şubat 2018’de Moritanya’ya resmi bir ziyarette bulunmuştur. 2018 yılında Cumhurbaşkanı Abdel Aziz ve 2021 yılında Cumhurbaşkanı Mohamed Ould Cheikh El Ghazouani Türkiye’ye gelmişlerdir. 2011 yılı sonrasında karşılıklı bakan düzeyinde ziyaretler de gerçekleşmiştir.
Kuzey Afrika ülkeleri olan Tunus ve Cezayir ile imzalanmış anlaşmaları da bu genel bağlamda değerlendirmek gerekmektedir. Türkiye’den Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Tunus Sosyal İşler Bakanlığının imzaladıkları Sosyal Güvenlik Anlaşmasının uygulanmasına dair anlaşma 5 bölüm 25 madde ile oldukça detaylandırılmıştır.
Cezayir ile 2022 yılında imzalanmış ve geçtiğimiz ay Resmi Gazetede onayı yayınlanmış olan üniversiteler ve enstitüler arasındaki işbirliğini geliştirmeye yönelik “Bilim Teknoloji ve Yenilik Alalarında İşbirliği Mutabakat Zaptı” belgesinin hemen başında “eşitlik ve karşılıklı yarar ifadesine” sarih olarak yer verilmesi dikkat çekicidir. Zaptın dikkat çeken özelliği ise uygulamaların nasıl olacağına, nasıl yürütüleceğine yönelik ayrıntılar içermesidir.