Yerel Seçimlere Doğru İYİ Parti

2023 yılı genel ve cumhurbaşkanlığı seçimi gündemiyle geçti. Hâlâ mayıs ayındaki seçimlerle ilgili tartışmalar devam ediyor. Bir yandan da 2024’ün mart ayında gerçekleşecek olan yerel seçimler yaklaşıyor. 2019 yerel seçimleri, Türk siyasi kültüründe var olan bazı kabul ve pratiklerin ne kadar devam ettiği ve etmediği konusunda ilginç bir süreç olarak yaşanmıştı. 2024 seçimleri, son beş yılda değişenler ve değişmeyenler açısından 2019’dan farklı olacak gibi gözüküyor.

2017 sonrasında cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili yaşanan değişim, yerel seçimlerde ve özellikle büyükşehirlerde ittifakların kurulmasına sebep oldu. Öyle ki geçmişte il genel meclisi oyları üzerinden partilerin tahmini halk desteği hesaplanırken 2019 seçimlerinde böyle bir şey mümkün olamadı. Bu durumun en önemli sebeplerinden biri, bazı büyükşehir ve il belediye başkanlıkları için ittifak partilerinin aday göstermemeleriydi.

2019 Seçimlerinin Görünümü

2019 yerel seçimlerinde iki ittifakın daha az oy oranına sahip partileri olan Milliyetçi Hareket Partisi ile İyi Parti, daha az sayıda büyükşehirde ve ilde belediye başkanı adayları göstermişlerdir. İki partinin belediye seçimlerinde oy oranları birbirine çok yakın olmasına rağmen kazandıkları belediye sayısı arasında büyük fark oluşmuştu. Seçimlerde İyi Parti %7,45; MHP ise %7,31 oranında oy almıştı. Büyükşehir belediye başkanlıkları için kullanılan oylarda İyi Parti’nin oranı %7,22; MHP’nin oranı %3,93’tü. İl, ilçe ve belde belediye başkanlıklarında İyi Parti, MHP’den biraz daha fazla oy almasına rağmen kazanabildiği ilçe ve belde belediye sayısı 25’te kaldı. 2019 seçimlerinde MHP, 1 büyükşehir, 10 il ve 226 ilçe ve belde belediye başkanlığı kazandı. Ayrıca MHP’nin kazandığı 9 il belediyesinde MHP ile AK Parti ayrı adaylarla seçime girmişti.

Riskler

İttifakla seçime girmenin ittifak ortakları açısından riskleri daima vardı ki 2023 seçimleri sonrasında bazı maliyet hesapları sonucunda Millet İttifakı’nın ikinci büyük partisi İyi Parti, ittifaktan çekilme kararı aldı. Siyaset yapmanın temel hedeflerinden biri güç mücadelesinde kendi lehine elde ettiği faydayı arttırmaktır. Şüphesiz ittifaklar kurulurken partiler ve yerel örgütler arasında karşılıklı fayda gözetilir. Hatta bu güç ve fayda mücadelesinde anlaşmazlıklar ve çatışmalar da ortaya çıkabilir. 2019 yılında ittifak partilerinin oy oranları ve kazanılan belediye başkanlıkları düşünüldüğünde Cumhur İttifakı’nda hem AK Parti’nin hem de MHP’nin, Millet İttifakı’nda ise sadece Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçimden kazançlı çıktığı tespit edilebilir. 2023 seçimlerinde MHP, çok az bir farkla İyi Parti’yi geçti ve daha çok milletvekili çıkardı. Halbuki medyada ve sosyal medyada 2018 ve 2023 seçimlerinde MHP’nin İyi Parti kadar oy alamayacağı çokça vurgulanmıştı. Bir ara bazı kamuoyu araştırmalarının sonuçları gösterilerek İyi Parti’nin CHP’den bile fazla oy alabileceği ve ana muhalefet partisi olabileceği bile yazılmıştı. Seçim sonuçları İyi Partililerin bekledikleri gibi olmadı. Parti, 2018 ve 2023 genel seçimlerinde hemen hemen aynı oy oranlarında kaldığı gibi milletvekili sayısı da 44’ten 43’e bir kişi azaldı. Her iki seçimde de MHP, İyi Parti’den daha fazla oy almış ve daha fazla sayıda milletvekili çıkarmıştır. Bu durumun oluşmasında öne çıkan birkaç sebep tespit edilebilir. Öncelikle İyi Parti’nin bir tepki partisi olarak kurulmasının analiz edilmesi gerekir.

İyi Parti’nin Söylemi

İyi Parti’nin siyasi söylemi, 1 Kasım 2015’te yinelenen genel seçimler sonrası MHP içinde Devlet Bahçeli yönetimine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şahsında AK Parti iktidarına yönelmiştir. AK Parti ile MHP’nin 2016 yılından itibaren ittifak halinde hareket etmeleri, İyi Parti’nin muhalif konumunu netleştirmiştir. Bir muhalif parti olarak CHP ile ittifak kurmuş ve kuruluşundan bu yana üç seçimde birlikte bu iki parti birlikte hareket etmiştir. Ancak 2019 yılında kazanılan İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlıkları, CHP’nin kazandığı belediyeler olarak CHP’nin hanesine yazılmıştır. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş ittifak adayları ve belediye başkanları olarak değil CHP’li adaylar ve başkanlar olarak kabul edilmişlerdir. En azından oluşan kamuoyu böyledir.

Cumhur İttifakı’nda her şeye rağmen ciddi sayıda il, ilçe ve belde belediye başkanlığı kazanan MHP ile kıyaslandığında İyi Parti, CHP’nin başarısı için kendisini feda eden bir görünüme sahip olmuştur. Bu durum, 2023 seçimlerinde de devam etmiştir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı dolayısıyla önce masanın dağılması, sonra tekrar toplanması ve seçimlerde istenen sonuçların elde edilememesinin ardından İyi Parti’nin kendi iddiasını öne sürerek ittifaktan ayrılması, beklenenlerin elde edilememesinin bir sonucudur. Ancak bu ikilem, kolayca ben kenara çekildim denilerek aşılabilecek bir ikilem değildir.

MHP-İyi Parti Ayrışması ve Konumlanma

İyi Parti’yi anlamak için Türk milliyetçiliği ile merkez sağ siyaset geleneklerini anlamak gerekir. Elbette bu iki siyasi hareket birbirine yakındır. 1970’li yıllarda sağ ile sol arasındaki siyasi kutuplaşma en belirgin halini alırken MHP hem Milliyetçi Cephe hükümetlerinde ortak olmuş hem de merkez sağın en büyük partisi olan Adalet Partisi’ne yakın durmuştur. O yıllarda MHP söyleminde CHP ve MSP ile mesafe AP’ye göre daha fazla vurgulanmıştır. Klasik MHP tabanı olarak kabul edilebilecek İç Anadolu, Çukurova, Karadeniz ve Doğu Anadolu’da yerleşik, Türk ve Sünni taban da bu yıllarda belirginleşmiştir. MHP 1990’lı yıllarda yeniden yükselirken bu tabanın desteğini almıştır ve 1999 yılında sağın en büyük partisi haline gelmiştir. Ancak bu tabanın 1970’li yıllarda AP’ye ve Milli Selamet Partisi’ne yakınlığı da bilinmektedir. 2002’den itibaren başlayan AK Parti iktidarı boyunca MHP geleneksel tabanından AK Parti’ye çok seçmen kaybetse de uzun yıllar zayıf kaldığı Ege, Güney Marmara ve Batı Karadeniz gibi bölgelerde yeni bir tabana sahip olmuştur. Bu yeni taban, AK Parti’ye muhalif ve seçmen tercihinde CHP’ye yakın yeni bir tabandır. MHP ile İyi Parti’nin ayrılmaları, iki farklı milliyetçi tabanın ayrılmasına dayanmaktadır. 2018 ve 2023 seçimlerde İyi Parti’nin Batı’da ve Güney’de, MHP’nin de Karadeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu’da daha yüksek oy alması, farklı milliyetçi tabanların oluşmasıyla ilgilidir. AK Parti karşıtlığı üzerinden oluşan tabanın Cumhur İttifakı’nı kabullenememesi, İyi Parti’ye destek sağlasa da partinin yerleşik CHP seçmeninden ciddi destek alamaması bir handikap doğurmuştur. Çünkü Cumhur İttifakı’nda yaşanan oy geçişleriyle MHP büyük bir bölünmeye rağmen az oy kaybetmiş, İyi Parti’den daha yüksek oy almış ve ciddi sayıda belediye başkanlığı kazanmıştır. Son iki genel ve bir yerel seçimde MHP, 1970’lerde oluşan kendi geleneksel tabanıyla uyumlu bir konumda siyaset yapmayı tercih etmiştir.

İddia ve Tez Meselesi

İyi Parti, bir anti tez ve reaksiyon üzerine kurulmuşsa da Türk siyasi tarihi ve kültürü açısından hangi konumu nasıl benimseyeceği konusunda belirsizlikler vardır. Sadece AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerine reaksiyon göstermek ve daha büyük muhalif partinin, yani CHP’nin daha fazla güç ve fayda elde etmesini sağlamak, İyi Parti’yi bir kıskaçta tutmaktadır. Bu partinin hangi siyasi geleneğe dahil olduğu ve hangi tezi ortaya koyduğu da başka meselelerdir. Yaklaşan yerel seçimlerde bütünüyle kendi adaylarıyla girme anlayışı bir cesaret örneği olarak sunulsa da bu hamle kendi içinde pek çok risk barındırmaktadır. Sadece İyi Parti için değil, bütün siyasi partiler için güncel olaylar ve tartışmalar önemsiz değilse de parti olma iddiası, kendini temsil sınırlarında tarihsel ve toplumsal geleneklere ve sürekliliklere bağlanmayı gerektirir. Bir tez ortaya koyamadığında reaksiyon ve karşıtlık, yöneldiği muhatabını daha da güçlendirebilir. İyi Parti tecrübesinin böyle bir sonucu da olmuştur.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu