Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadelenin en önemli ayaklarından biri de bu örgütün yurtdışındaki yapısıyla mücadeledir. Görünen o ki, FETÖ faaliyet gösterdiği ülkelerde darbe yemeye devam ediyor. Uzun yıllar boyunca örgütün yaygınlık kazandığı ülkelerde son günlerde yaşananlara bakarsanız örgütün ciddi darbeler aldığını görebilirsiniz.
Bunların başında Azerbaycan geliyor. Azerbaycan Polis Teşkilatı tarafından Temmuz 2023’te FETÖ’nün Azerbaycan yapılanmasına yönelik gerçekleştirilen operasyon çerçevesinde aralarında bir siyasi parti genel başkanının da bulunduğu çok sayıda kişi tutuklandı. Azeri makamları yaptıkları açıklamalarda örgüt mensuplarının Azerbaycan devleti aleyhine faaliyetler yürüttüklerini, benzeri faaliyetlerin diğer Türk Cumhuriyetleri ve Balkanlar da gerçekleştirildiğini ifade etti.
Diğer taraftan Arnavutluk’ta “Müslüman Topluluğu Başkanı” olan FETÖ iltisaklısı Bujar SPAHIU’nun usulsüz şekilde kurum kadrolarına örgüt mensuplarını yerleştirmesine tepki olarak Arnavutluk İmamlar Birliği tarafından Ağustos 2023’te geniş katılımlı bir protesto gösterisi düzenlendi. Gösteride Arnavut yargısı ve güvenlik kuruluşlarına örgüte karşı harekete geçmeleri çağrısında bulunuldu.
Son dönemde örgütün zararlı faaliyetlerinin rahatsızlık oluşturduğu ülkelerden biri de Kazakistan. Kazakistan Müslümanları Dini İdaresi’nin internet sitesinde 28 Ağustos 2023’te yayımlanan “Gülenciler” başlıklı makalede özetle şunlar dile getirilmiş.
- “Dünyanın 140’tan fazla ülkesinde okul açan örgütün Fetullah GÜLEN’e ait birçok kitabı Kazakça ve Rusçaya çevirerek halka dağıttığı, okullardan mezun olan şahısların, mezuniyetleri akabinde örgüt sorumluları ile düzenli görüşmeye devam ettiği, eğitim merkezlerinin amacının Gülenci ideolojinin yayılması olduğu,
- FETÖ mensuplarının her ortamda yandaşlarını aradıkları, kendilerinden olmayanları dışladıkları, bu hareket tarzı ile toplumda bölünmenin yolunu açtıkları, devlet içinde, sosyal gruplarda, kamusal ortamlarda illegal çalışmalarını dikkat çekmeden yaptıkları, hedeflerine ulaşana kadar gerçek yüzlerini gizledikleri,
- Gizli faaliyet yürüten örgüt üyelerinin ince bıyıklı veya sakallı olması, kadın mensuplarının ise başörtülü olması gerekmediği, her kılıkta karşımıza çıkabilecekleri, dini terimleri açıkça kullanmadıkları, abdesti “bilet”, namazı da “uçmak” gibi başka kelimelerle ifade ettikleri, ne yazık ki milli duyguları ve vatanseverlik bilinci düşük kişilerin bu örgütün ideolojisine bağlanabildiği” dile getirilmiştir.
Bu ve benzeri örneklere bakıldığında örgütün yurtdışında gün geçtikçe daha fazla ülkede sorunlu hale gelebileceği anlaşılıyor. Bazı ülkelerde toplumsal bir farkındalık meydana geliyor. Bazı ülkelerde de güvenlik kurumları FETÖ’nün işleyişinin daha yakından kavramaya başlıyor. Türkiye’nin çeşitli vesilelerle FETÖ hakkında yaptığı uyarılar zaman içinde sonuç üretecek gibi görünüyor.
Öte yandan son dönemde örgüt içindeki anlaşmazlıkların daha görünür hale geldiği de görülüyor. Eskiden “kol kırılsın yen içinde kalsın” diyen örgüt mensupları artık kendilerini zor duruma düşüren kararları kimin aldığını ve sorumluların bedel ödemesi gerektiğini ifade ediyor.
Örgüt mensuplarının bu çerçevede en rahat oldukları mecra ise sosyal medya platformları. Geçmişte “abileri” eleştirmenin günah olduğu örgütte şimdi bazen açık isimlerle bazen de anonim hesaplarla bırakın “abileri”, geçmişte “mesih” olarak görülen örgüt elebaşı bile sert şekilde eleştirilebiliyor.
Bununla birlikte FETÖ elebaşının da eski bilinç düzeyinde olmadığı daha fazla konuşulur hale geldi. Yayınlanan videolarda bunun açıkça dikkati çektiği düşünülüyor. Öyle ki geçmişte örgütün ideolojisi çerçevesinde uzun vaazlar verirken, son yayınlanan videolarında kendisine sorular sorulara, çocukluk anılarını bağlamdan kopuk anlatarak cevaplar veriyor.
Konu ile ilgili uzmanlar ise demans hastalığının belirtilerinden bir tanesinin de hastanın uzak hatıraları net şekilde hatırlaması, güncel gelişmeleri, isimleri ve yüzleri ise unutması olduğunu, F.GÜLEN’in söz konusu belirtileri gösterdiğini, bu hastalığın bir sonraki aşamasının Alzheimer olabileceğini ifade ediyor.
Bu durumdaki hastalarda ayrıca tekrarlayan ifadeler/sorular, sosyal aktivitelerden uzaklaşma, kişilik ve mizaç değişikliği, yürümede zorluk, beden hareketlerinde aksama gibi belirtilerin de görüldüğü belirtiliyor.
Nitekim son alınan haberlerde GÜLEN’in Pensilvanya’daki “malikanesinde” lavaboda düştüğü, kendisini kaldırmaya gelenleri tanıyamadığı, sadece Cevdet TÜRKYOLU’nun yardım etmesine izin verdiği belirtiliyor. Uzmanlar ayrıca bu durumdaki hastalar için en uygun çözümün doğup büyüdükleri yerlere dönme ve temiz hava aktivitelerine iştirak etme olduğunu ekliyor.
Cevdet TÜRKYOLU, sadece GÜLEN’in en güvendiği isim olması nedeniyle değil, aynı zamanda örgüt içindeki güç mücadelesinin tarafı olmasıyla da gündemden düşmüyor. Dikkat çeken mal varlığı nedeniyle eleştiri oklarının hedefindeki TÜRKYOLU, son olarak kavgalı olduğu, örgüt içinde öne çıkan Osman ŞİMŞEK’in açıklamaları nedeniyle eleştiriliyor.
Asım YILDIRIM’ın 08 Temmuz 2023’teki yayınına konuk olan Osman ŞİMŞEK’in TÜRKYOLU ve Mustafa ÖZCAN’ı işaret ederek GÜLEN’i manipüle ettiklerini açıklaması örgüt içindeki kavgaları yeniden alevlendirdi. ÖZCAN-TÜRKYOLU ekibi ŞİMŞEK’i hain ilan ederken, ŞİMŞEK taraftarları ise GÜLEN’in yerine örgütü idare edenlere ateş püskürüyor. Kısacası, GÜLEN’e yakın gruplar örgüt liderinin ölmesini beklemeden adeta bir iç savaş başlatmış görünüyor.
Bu haliyle bakıldığında FETÖ üst yönetimi içindeki en büyük sorun, örgüte ait mali kaynakların GÜLEN’in ölümünden sonra kimin tarafından kontrol edileceği konusudur diyebiliriz. Kurumsal bir yapıdan uzak, denetlenmeyen ve hesap verilebilir olmayan örgütün mali kaynaklarının herhangi bir kayıt tutulmadan, çeşitli örgüt mensuplarının kontrolüne bırakılmıştır. Bu kaynaklarla yurt dışında lüks bir hayat süren bu mensupların ise GÜLEN sonrası döneme hazırlandıklarını düşünebiliriz. GÜLEN’den sonraki ilk gün tüm yöneticilerin pastadan paylarını alıp yapıdan uzaklaşmaya başlayacakları bile tahmin edilebilir.