Disney+, The Walt Disney Company tarafından sunulan internet tabanlı abonelik hizmetidir. Bu hizmet, çeşitli Disney içeriklerine, televizyon dizilerine, filmlere ve belgesellere anında erişim sağlar. Disney+’ın temel hedefi, Disney markasının geniş içeriğe sahip kütüphanesini dijital platformda izleyicilere sunarak onların eğlence ihtiyaçlarını karşılarken bir yandan da yerel ve küresel ölçekte yeni içeriklerin üretimini sağlamaktır. Ancak üretim ve yayın tercihlerinin ekonomik ve politik olgulardan etkilenmediğini söylemek pek mümkün görünmemektedir. Türkiye örneğinde, Disney+ uzun bir yatırım süreci ve büyük maliyetlerle Atatürk’ün dizisini çekmiş olmasına rağmen hem yerel hem de küresel ölçekte diziye yayın platformunda yer vermemiştir. Ardından da Türk seyircisi tarafından Amerika’daki Ermeni lobisinin baskısı ve açıklaması ile dizinin iptal edildiği öğrenilmiştir. Disney+ tarafından süreç yanlış yönetildiği gibi Türk toplumunun, siyasetinin ve popüler figürlerin, özellikle de oyuncuların buna nasıl tepki gösterdiği sorunun bir başka tarafını temsil etmektedir. Dijital platformların ilk elden büyük bir acelecilikle yeni imkanlar yaratmasının, geleneksel medya karşısında özgürlüğün kalesi olarak temsil edilmesinin ne kadar yanlış olduğu bu olay örneğinde bir kez daha fark edilmektedir.
Dijital Yayın Platformlarının Etki ve Etkilenme Alanları
Dijital yayın platformları, internet üzerinden film, dizi, belgesel ve müzik gibi çeşitli medya içeriklerini kullanıcılara sunan çevrimiçi platformlardır. Geleneksel medya yayıncılığına alternatif olarak gelişen bu platformlar genellikle abonelik tabanlı hizmet modelleriyle işlerler. Dijital yayın platformları, kullanıcılara kişiselleştirilmiş içerik seçimi, esnek izleme saatleri ve geniş bir medya kütüphanesine erişim gibi avantajlar sunar. Dijital yayın platformlarında film, dizi, belgesel, spor etkinlikleri ve müzik gibi birbirinden farklı türlerdeki içerikleri bulmak mümkündür. Bu süreçte kullanıcılara kişisel bir izleme deneyimi ile esneklik sağlanır. Dijital yayın platformları, internet bağlantısına sahip olunan her yerde içeriklere erişim imkânı sunar.
Birçok platform, özgün içerikler üreterek kendini öne çıkarır. Bu, popüler dizilerin veya filmlerin sadece o platformda izlenebileceği anlamına gelir. Aynı şekilde, Disney+ da kendi içerikleri için yatırım yaparak özel içerikler sunar. Bu kapsamda Atatürk dizisi Disney+ tarafından yatırım yapılan ve hazırlanan özel bir içerik örneğidir. Platformlar, kullanıcılara içerik seçme özgürlüğü sunarken ekonomik ve politik etkilere de açıktır. Disney+ gibi bazı platformlar, tercihlerini ve önceliklerini Amerikan pazarına ve değerlerine göre belirleyebilir, bu da yerel izleyiciyi gruplarını, örneğin Türk seyircisini ikinci plana itebilir. Kültürel ve ideolojik faktörler, medyanın rolünü şekillendirmeye devam ederken, dijital platformlar da benzer zorluklarla karşılaşabilmektedirler. Bugün Ermeni lobisinin baskısı gibi dış etmenlerle karar mekanizmaları etkilenen platformlar, yarın ekonomik nedenlerle de kararlarını değiştirebilirler. Bu durum sadece Disney+ ile sınırlı olmadığı gibi diğer platformları da etkileyebilir. Kültürel, ideolojik ve ekonomik faktörler, platformların içerik üretimi, sunumu ve karar alma süreçlerini şekillendiren önemli unsurlar içerisinde yer almaktadır.
Dijital Yayın Platformlarında Ekonomik Dinamiklerin Rolü
Dijital yayın platformları, herhangi bir işletme gibi çeşitli yöntemlerle gelir elde eder. Birçok dijital yayın platformu, abonelik tabanlı bir model sunar. Kullanıcılar, belirli bir abonelik ücreti karşılığında platformun içeriğine erişim sağlar. Bu abonelik ücretleri, platformların toplam gelirlerinin önemli bir bölümünü oluşturur. Örneğin, Netflix, Disney+ ve Amazon Prime Video gibi platformlar, abonelik modelini kullanır. Diğer bir gelir modeli ise içeriklerin ücretsiz sunulduğu ve reklamlarla desteklendiği modeldir. Bu tür platformlar, içeriklerin arasına reklamlar yerleştirerek gelir elde ederler. Hulu gibi platformlar bu tür bir gelir modelini benimserler. Türkiye’de ise Exxen, her iki modeli de bir arada kullanarak kullanıcılara, tercihlerine göre hareket etme esnekliği sunar. Genel olarak, dijital yayın platformları, farklı gelir modellerini kullanarak gelir elde ederler ve bu gelir modelleri, platformların işletme stratejilerine ve kullanıcı taleplerine göre şekillenir.
Gelir kaynakları, platformların içerik kalitesi, kullanıcı talepleri ve pazar dinamikleriyle değiştiği için geniş bir kullanıcı kitlesi, platformların üzerinde etki sahibi olabilir. Disney+’ın Türkiye’de karşılaştığı durum da buna örnek olarak verilebilir. Amerika’da etkili olduğu bilinen Ermeni lobisinin ekonomik ve politik gücü, platformun Atatürk dizisini yayınlama kararını değiştirmesine neden olmuştur. Bu örnek olay, platformların içeriklerini sunarken kullanıcı gruplarının ekonomik ve politik güçlerinin nasıl bir belirleyici role sahip olduğunu gösterir. Bu nedenle, platformların tamamen yeni bir özgürlük alanı yaratma iddiasının abartılı bir yaklaşım olduğu rahatlıkla söylenebilir. Ayrıca, küresel ölçekte yayınlanması planlanan bir Türk dizisinin yerel düzeyde dahi gösterimine izin verilmemesi, platformun güç dinamikleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu göstermektedir.
Dijital Yayın Platformlarının Politikayla İlişkisi
Dijital yayın platformlarının politika ile ilişkisi karmaşık ve çok yönlü bir konudur. Bu platformlar, içerik sunma, kullanıcı deneyimi sağlama ve gelir elde etme amacıyla tasarlanmış “ticari girişim”lerdir. Platformların ekonomik ve politik sınırlamalardan tamamen bağımsız olması beklenmemelidir. Burada yadırganması gereken ana husus hem Türkiye’de hem de dünyada platformların her türlü ekonomik ve politik sınırdan azade bir tavır içerisinde sunulmasıdır. Halbuki platformların içerik üretimi ve dağıtımı, zaman zaman politikayla, toplumsal değerlerle ve dünya görüşleriyle çakışabilir. Dijital yayın platformları, içerikleri filtreleme ve denetleme konusunda bir politika benimseyebilir. Bazı içeriklerin yayınlanmasını veya gösterilmesini sınırlayarak, topluluk standartlarını koruma amacı güdebilirler. Bu durum, platformların belirli politika tercihlerini veya toplumsal değerleri yansıtabileceği anlamına gelir.
Disney+, Atatürk dizisi örneğinde Ermeni lobisinin baskısına boyun eğerek ve diziyi platformda yayınlamaktan vazgeçerek ister istemez politik bir tutumun parçası olmuştur. Ermeni lobisi dizinin yayınlanmasını hem de Türkiye’de engelleyerek politik bir tavır takınmış, platformu da bu hususta baskı altına alabilmiştir. Bu tür durumlar, platformların içerikleri üzerinde dışsal etkilerin olduğunu ve politik tercihlerin içeriği şekillendirebileceğini gösterir. Türk toplumunun tepkisi ise tartışmalı bir konudur. Gösterilen tepkilerin yeterli olup olmadığı başka açılardan değerlendirilebilir.
Dijital yayın platformları, özgün içerik üretimi yoluyla politik görüşleri veya toplumsal konuları ele alabilirler. Özellikle Atatürk dizisi gibi projeler, tarihi figürleri ve dönemleri anlatarak politik veya toplumsal mesajlar iletebilirler. Örneğin, Atatürk dizisiyle amaçlanan, Türkiye Cumhuriyet’inin kurucusu olan Atatürk’ün hayatını ve o dönemi anlatmaktı. Ancak, Ermeni lobisinin direkt ve ağır suçlamalara dayalı bir tavra sahip olması, Disney+’ın ekonomik ve politik bağlarının etkisini ortaya koymuş oldu. Bu durum, dijital platformların içerik üretiminde ekonomik ve politik etkilerin rol oynayabileceğini açıkça göstermiştir.
Bu süreç, en azından Türk kullanıcılar için bir ders niteliği taşıyabilir. Dijital platformların, kategorik olarak iyi veya kötü bir zemine sahip olmadığını ve bu platformların içeriklerinin ve kararlarının değişebileceğini anlamalarına yardımcı olabilir. Bu tür olaylar, izleyicilere medyanın nasıl şekillendiği ve içeriklerin nasıl politik veya toplumsal olgulardan etkilenebileceği konusunda farkındalık kazandırabilir.
Türkiye’de Oluşan Tepki ve Yapılması Gerekenler
Dijital yayın platformları, faaliyet gösterdikleri ülkelerin yasalarına uymak zorundadır. Bu nedenle, yerel hükümetler ve düzenleyici kurumlarla etkileşim içerisindedirler. Disney+’ın Atatürk dizisini gerekçe göstermeksizin iptal etmesi toplumsal bir tepkiye neden olduğu için RTÜK tarafından sorgulama ve inceleme başlatılmasına zemin oluşturmuştur. Bununla birlikte Türk kullanıcılar platformdan çıkış kampanyaları ve etiketleri başlatmıştır. Ancak, kaç kişinin gerçekten platformdan çıktığı ve bu durumun platforma ekonomik açıdan ne gibi maliyetler ürettiği bilinmemektedir. Gelen tepkiler üzerine platformun Türkiye genel müdürlüğü, diziyi sadece Türkiye’de iki film şeklinde ve platform dışında seyirciyle buluşturacaklarını açıklamıştır. Bu olay, dijital yayın platformlarının içeriklerini yerel yasaların, düzenlemelerin ve toplumsal tepkilerin nasıl etkileyebileceğini göstermektedir. Platformlar, içeriklerini sunarken sadece ticari değil, aynı zamanda yasal, politik ve toplumsal faktörleri de dikkate almak durumundadır.
Bu süreçte Türkiye’nin Amerika’daki Washington Büyükelçiliği de bir açıklama yaparak “Ermeni lobisinin girişimlerine cevap verilmemesi” gerektiğini ifade etmiştir. Kısa vadede bu tür tepki ve tutumların doğru olabileceği göz önüne alındığında, orta ve uzun vadeli planlarda dijital yayıncılığın doğasını anlamak, yerel içeriklerin üretilmesi, uluslararası baskı mekanizmalarının oluşturulması büyük önem taşımaktadır. Küresel ve yerel kültürel iktidar yapılarının analiz edilmesi, kültürel çatışmaların farkına varılması ve bu alanlarda mücadele stratejilerinin geliştirilmesi gereklidir.
Türk toplumunun ve medyasının yeterince güçlü tepki vermediği, ani reaksiyonların yerine uzun vadeli stratejilerin medya alanında devreye sokulması gerektiği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, medya ve toplum açısından daha geniş ve küresel hedeflere odaklanmanın önemi vurgulanmalıdır. Aynı zamanda, medya okuryazarlığının hayati bir önemi olduğu görülmektedir. Kullanıcıların dijital platformları nasıl anladıkları, eleştirdikleri ve değerlendirdikleri, ancak medya okuryazarlığı sayesinde gelişebilir. Medya okuryazarlığı, içerikleri eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirebilme, gerçek ve yanıltıcı bilgileri ayırt edebilme yeteneği gibi becerileri içerir. Bu nedenle, bireylerin ve toplumun medya okuryazarlığının artırılması, dijital platformları daha bilinçli bir şekilde kullanmayı ve içerikleri daha iyi anlamayı sağlayabilecektir.
Küresel kültür endüstrisi, genellikle kendi belirlediği rol ve kalıplar içinde hareket etmeye mahkûm olan, dışarı çıktığında ekonomik ve politik zararlara uğrama riski taşıyan bir grup insanın sessizliğini bariz bir şekilde yansıtır. Sermaye, sektörlerin ve işletmelerin ötesinde, oyuncuları da etkileyerek pasif hale getirme yeteneğine sahiptir. Bu durum, susturulan ve etkisizleştirilen insanların kültürel bir hakimiyete direnme yeteneğinin sınırlı olduğunu gösterir. Sermayenin baskısı altında olan oyuncular ve endüstri temsilcileri, küresel kültür endüstrisinin kurallarına uymak zorunda kaldığı için özgürce ifade edemedikleri veya belirli değerleri savunamadıkları bir durum içerisinde kalmışlardır. Bu nedenle, toplumsal görünürlüğü yüksek kişilerin Atatürk dizisi gibi konularda sessiz kalmaları, ekonomik ve politik risklerden kaçınma eğiliminin bir yansımasıdır. Bu durum bu bireylerin kültürel hegemonyaya karşı direnme yeteneğinin zayıflığını ve çıkar ilişkilerinin gücünü göstermektedir.
Sonuç olarak, dijital yayın platformlarının politika ile ilişkisi oldukça karmaşıktır ve içerik sunumu, kullanıcı deneyimi ve toplumsal etik gibi farklı boyutları içerir. Platformların politik tercihleri, genellikle ticari çıkarlar, kullanıcı talepleri ve toplumsal hassasiyet dengesi temel alınarak şekillenir. Ancak Ermeni lobisinin yaptığı gibi dış müdahaleler, dengeyi bozarak tek bir tarafın lehine kayabileceğinden, iktidar mücadelesi ve kültür savaşı sürdürülmek zorundadır.