Haziran ayında Prigojin’in Ukrayna savaşının gidişatıyla ilgili itirazlarını dile getirmesi ve ilk kez Putin’i doğrudan hedef almasıyla başlayan kalkışma sonrası beklenen oldu ve Prigojin, kalkıştığı isyandan 2 ay sonra uçak kazasında hayatını kaybederek Moskova’daki güç denkleminden elimine oldu. Bu kalkışma ilk andan itibaren Putin’in otoritesinin zayıfladığının kanıtı ve Prigojin’in önemli bir güç gösterisi olarak yorumlansa da iki ay içerisinde resim tersine döndü.
Eski bir hükümlü olarak Putin’le özel ilişkisi sayesinde hızla yükselse de, ordu emir komuta zincirinden yarı özerk bir şekilde Putin’e bağlı Wagner grubunu Ukrayna’daki olaylar sebebiyle 2014’te kurmuştu. Bu süreçte Wagner’in Amerikan tarzı bir özel askeri şirket mahiyetinde olduğu söylense de Putin’le olan özel ilişkisi ve Rus iç kamuoyundaki özgül ağırlığı sebebiyle benzersiz bir role sahipti. Özellikle ordunun emir komuta zincirinden kopuk olması ve doğrudan devlet başkanına bağlı olmasıyla aslında (tüm farklı iç politik dinamikleri gözardı ederek) pratikte İran rejimi içerisindeki Kudüs ordusu ve Kasım Süleymani benzeri bir rejim aygıtı işlevine sahipti.
Her ne kadar ünü Wagner üzerinden Suriye, Libya ve Afrika’da yaptıklarıyla yayılsa da Prigojin yükselen bir figür olarak Kremlin’deki güç mücadelesinin bir parçası olmuştu. Ukrayna özelinde yaptıkları ise onu Rus iç kamuoyunda bir halk kahramanı statüsüne yükseltmiş, gönüllü savaşçıları ve Telegram üzerinden medyatik bir savaş yürütüyor oluşu bir Wagner miti oluşmasını sağlamıştı.
Prigojin, Putin’in SSCB’den kalan hantal ve eski ordunun reformu ve modernizasyonu için görevlendirdiği Savunma Bakanı Şoygu ve onun görev verdiği Genelkurmay Başkanı Gerasimov ile çekişme içindeydi.
2022’de başlayan Ukrayna “Özel Askeri Operasyonunda” Rus ordusunun harekat stratejisinin başarısız olması ve ciddi kayıplar vermesi, Dugin ve Prigojin gibi aktörlerin Rus iç politikasında hesaplaşması için bir fırsat doğurmuştu. Özellikle Wagner birliklerinin mühimmat veya cephe hattında hava desteği taleplerinin karşılanmadığı üzerinden Şoygu ve Gerasimov’a karşı tepkisini dile getiriyordu.
Ukrayna’da savaş cephelerinde her geçen gün Wagner’in insan kaynağına olan bağımlılığın artması Prigojin’e büyük bir güç verse de ciddi kayıplar yaşaması da önemli bir sıkıntı doğurmuştu. Üzerine, Şoygu’nun Wagner birliklerini Savunma Bakanlığı ile sözleşme yapmaya zorlaması Prigojin’in etkisini kırmaya çalışmak şeklinde okunmuştu.
Tüm bunların üzerine Prigojin, Haziran ayında eleştirilerinde ilk kez doğrudan Putin’i hedef almış ve birlikleriyle cephe hattını bırakıp Moskova’ya yürüyeceğini ilan etmişti. 24 saat süren kalkışma sırasında Rostov gibi şehir merkezlerini ele geçirmiş, yerel halk tarafından da büyük destek görmüştü. Ancak Belarus liderinin arabuluculuğuyla bir anlaşmaya varılmıştı.Anlaşmaya göre Prigojin hakkındaki suçlamalar düşürülecek, talepleri dikkate alınacak ve Wagner birliklerinin Belarus’a kaydırılması sağlanacaktı. Ayrıca Wagner yanlıları Şoygu ve Gerasimov’un görevden alınacağı sözünü aldıklarını iddia etmekteydi.
“Uçak Kazasına” Yol Açan Sebepler
2 ay içerisinde yaşanan gelişmeler ise süreci tersine çevirdi. Ukrayna’nın uzun süredir beklenen karşı taarruzunun Rus birliklerini zorlayacağı düşünülse de Rus savunma hatları görece başarılı oldu. Öyle ki, Wagner’in cephe hattından çekilmesi sonrası Rusların geçmiştekinden bile daha kötü bir performans göstermesi bekleniyordu. Ancak Rusların yakın hava desteği ve mayınlama ile Ukrayna’ya ciddi kayıplar verdirmesi, savaş sahasında Wagner’e olan ihtiyacı görece azalttı.
Bunun yanı sıra, Wagner’in Afrika’da görevlendirilmesi üzerine Nijer’de yaşanan darbe de Prigojin’in Moskova’dan uzaklaşması ve meşgul edilmesine yaradı. Darbe sonrası Nijer’de artan Wagner etkisi sebebiyle Prigojin 2 gün önce Afrika’dan bir video paylaşarak Wagner’in Afrika’yı özgürleştirdiği ve Rusya’yı tüm kıtalarda olduğundan bile daha büyük hale getirdiğini iddia etmişti. Bu da Prigojin’in motivasyonunu ve kalkışma sonrası pozisyonunu görmek açısından değerliydi.
Prigojin’e karşı bir hamlenin ilk sinyali ise, kendisi gibi Şoygu – Gerasimov ile güç mücadelesine giren ve kalkışmasında açıktan Prigojin’i desteklemese de yakın ilişkisi olduğu bilinen General Sergey Surovikin’in 1 gün önce görevden alınması oldu. Ukrayna savaşından sorumlu komutan olarak görevli olan Surovikin, Rusya’nın Suriye’deki operasyonlarında görev alırken acımasız taktikleri sebebiyle General Armageddon lakabını almış, Ukrayna’da görevlendirilmesi de Suriye tecrübesini Ukrayna savaş sahasına taşıma niyeti şeklinde yorumlanmıştı. Ancak son kalkışma sonrası onun da Prigojin yanlısı olarak görevden alınması Putin’in 2 ay önceye göre elinin güçlendiğinin en büyük kanıtlarından biri olarak gösterilebilir.
Tüm bunların sonucunda Putin, belki de kendisinden bekleneni hayata geçirme ve devlet otoritesine karşı isyan eden eski yakın çalışma arkadaşı Prigojin’i tasfiye etme fırsatını ele geçirmiş gibi görünüyor. Prigojin’i taşıyan uçağın düşme sebebiyle ilgili henüz herhangi bir resmi açıklama yapılmamış olsa da Moskova yakınlarında düşen bir uçağın olağan şüphelisi olarak Putin ve Rus devlet birimlerini görmek pek de irrasyonel olmayacaktır.
Sonuç olarak Rusya, genel resimde başarısızlıklarla dolu Ukrayna savaşının yansımalarını yaşamaya devam ediyor. Prigojin’in Moskova’daki güç denkleminden çıkması sonrası Wagner’in geleceği sadece Rusya için değil, Libya’dan Suriye’ye, Afrika’dan Ukrayna cephesine küresel sonuçlar doğurabilecek öneme sahip. Kısa vadede Putin’in, Prigojin’in ayaklanması sonrası zedelenen imajını ve merkezi otoritesini onardığı ve sürecin kazananı olarak ortaya çıktığı söylenebilir. Orta ve uzun vadede ne olacağını ise hep birlikte takip edeceğiz.