Türkiye-Mısır Yakınlaşması Ne Anlama Geliyor?

Türkiye’nin Ortadoğu ile kurduğu ilişkiler siyasal, ekonomik ve toplumsal alanları kapsayacak kadar kadim ve derindir. Son 10 yıllık dönemde bu ilişkiler bölgenin yaşadığı ciddi ve sarsıcı değişimler sebebiyle inişli çıkışlı bir seyir izlemiştir. Bu dönemde Türkiye ve Mısır arasında yaşanan bazı krizler, ikili ilişkilere gölge düşürmüş olsa da gerilimi azaltmak ve ilişkileri bir düzene sokmak için iki ülke adımlar atmış ve girişimlerde bulunmuştur. Bunların ışığında Türkiye-Mısır yakınlaşmasının ve ilişkilerin normalleştirilmesinin mümkün hale geldiği söylenebilir. Böylelikle her iki ülke değişen bölgesel ve uluslararası konjonktürde daha güvenli bir zeminde hareket etme imkanı yakalayacaktır.

Türkiye-Mısır İlişkisindeki Aşamalar ve Atılan Adımlar

Türkiye’nin Arap Baharı sürecinde değişimden yana tutum alması kimi bölge ülkeleri ile ilişkilerinde gerilimli ve hatta çatışmacı bir süreç başlatmıştır. Türkiye-Mısır ilişkilerini kopma noktasına getiren gelişme Mısır’da 2013’de meydana gelen ve seçilmiş devlet başkanı Muhammed Mursi’yi alaşağı eden askeri darbe ve sonrasında Mısır rejimiyle siyasi ilişkiler meselesiydi. Türkiye’nin Sisi yönetimini tanımaması krizin fitilini ateşlerken iki ülkenin karşılıklı siyasi ilişkileri kopma noktasına gelmiştir. Ayrıca bu yeni dönemde FETÖ’nün lobi ve kara propaganda faaliyetleri de Türkiye-Mısır ilişkilerine zarar veren dinamiklerden biri olarak göze çarpmıştır. Sonuç olarak 2013’ten itibaren iki ülkenin diplomatik ilişkileri konsolosluk seviyesine inmiş 10 yıl gibi uzun bir süre boyunca karşılıklı büyükelçi atanmamıştır.

Türkiye-Mısır ilişkilerinde diğer bir önemli kriz Türkiye ile Libya Ulusal Mutabakat hükümeti arasında 2019’da imzalanan denizcilik anlaşması ve onu takip eden ekonomik ve askeri işbirliği anlaşmalarıdır. Bu anlaşmalar sayesinde Türkiye, Doğu Akdeniz sahasındaki mevcudiyetini tahkim ederken bölgedeki varlığına yasal bir çerçeve çizme imkânı elde etmiştir.

Bütün olumsuz gelişmelere rağmen tüm bu süreçte iki ülke arasındaki ticaret hacmi küçülmemiş ve 5 milyar dolar üzerinde seyretmeye devam etmiştir. Ekonomik bağlantının süregelmesi iki ülke arasındaki gerilimin azalması için uygun bir zemin imkanının olduğuna dair önemli ipuçları barındırmaktadır. Benzer bir ilişkinin siyasi arenada da olması için son yıllarda çeşitli girişimlerin varlığı bilinmektedir. Farklı bir ifadeyle ilişkilerin eski dinamiklerine dönmesi noktasında atılacak adımlar için bölgesel ve uluslararası manada müsait zeminin varlığı son birkaç yıldır gözlemlenmektedir.

Arka kapı diplomasisi ile atılan karşılıklı adımlar bu süreçte çeşitli gelişmelerde kendini göstermiştir. 2017’de Mısır’da meydana gelen patlamalarda 47 kişinin hayatını kaybetmesi nedeniyle Dışişleri Bakanları düzeyinde temaslar kurulduğu bilinmektedir. Türkiye hayatını kaybedenler için taziye mesajı yayınlayarak yas ilan etmiştir.  Bu girişimlere ek olarak 2021’de atılan yeni adımlarla ikili ilişkiler daha sağlam bir zemine oturtulmaya çalışılmıştır. Türkiye’den yayın yapan bazı Mısırlı muhalif kanalların Türkiye’den ayrılması ve iki ülkenin parlamentoları arasında dostluk komitelerinin oluşturulması bu adımların başında gelmektedir. Aynı yılda iki ülkenin istihbarat ve Dışişleri Bakanlığı düzeyinde ilişkiler yeniden tesis edilmiş ve istikşafi görüşmelerle hız kazanmıştır. Bu çabalar, 2022’de Katar’da ilk defa iki ülke başkanının bir araya gelip el sıkışmasıyla son yıllardaki zirvesine ulaşmış ve en son Temmuz 2023’te Türkiye ve Mısır’ın karşılıklı büyükelçi atamasıyla neticelenmiştir. İlave olarak Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin Türkiye ziyareti planı da önemli gelişmeler arasındadır. Bu süre zarfında Mısır medyasında dikkat çeken gelişme hükümete yakın kanalların Türkiye’yi hedef almaktan ve FETÖ yanlısı yayınlar yapmaktan uzak durmasıdır.  Aynı zamanda ticaret hacmi yaklaşık 2 milyar dolar daha artış göstererek 2022’de toplam 7,5 milyar dolar üzerine çıkmayı başarmıştır. Siyasi ve ticari ilişkilerin gelişmesi ile ticaret hacminin 15 milyar doları aşacağı yönünde beklentiler sıklıkla dile getirilmektedir.

Uzlaşı Ortamı Nasıl Uygun Hale Geldi?

Ortadoğu ülkelerinin birbiriyle olan ilişkileri bölgesel ve uluslararası konjonktüre bağlı olarak değişim göstermektedir. Son yıllarda bölgesel manada Türkiye- Mısır ilişkilerini etkileyen en önemli gelişme 2017’de patlak veren Katar krizidir. Türkiye’nin Katar’dan yana saf tutmasıyla sönümlenen kriz yine 2021’de Körfez ülkelerinin Katar’la ilişkileri normalleştirmesi ile son bulmuştur. Krizin aşılması ve Türkiye’nin Körfez ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirme çabasına girmesi aynı zamanda Türkiye-Mısır ilişkilerinin de normalleşmesi için kapı aralamıştır. Uluslararası anlamda ise Amerika Birleşik Devletleri’nin Ortadoğu siyasetindeki değişimine paralel olarak Rusya ve Çin’in bölgede etkisini artırması ilişkilerde yeni bir dönemin habercisi olmuştur. Bu süreç 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna savaşı ile daha da keskinleşmiştir. Her iki düzeydeki gelişmeler ve konjonktür bölge ülkelerini geleneksel ittifaklar yerine yeni dengelere uyum sağlayacak alternatif ittifak arayışına itmiştir. Örneğin ilk defa 2019’da yapılan ve dört senenin aradan 2023’te ikincisi düzenlenen Rusya-Afrika Zirvesine Mısır’ın da katılması ve Başkan Sisi’nin bizzat Rusya Başkanı Putin ile görüşmesi bu durumu teyit etmektedir. Hızla değişen uluslararası siyaset dengeleri içerisinde kendine yer arayan Mısır yönetimi, Türkiye ile ilişkileri normalleştirmek ve çıkarlarını korumak için yeni arayışlara girmek zorunda kalmıştır.

Yakınlaşmanın Geleceği

Mısır iç ve dış gündemini işgal eden temel başlıklar söyle sıralanabilir: (1) ülkedeki ekonomik krizin atlatılması, (2) Rönesans Barajı ve su güvenliği, (3) bölgesel ve uluslararası yeni ittifak arayışı. Son aylarda ekonomik krizin toplumun her kademesini etkilemesi ülkede yönetime karşı büyük bir memnuniyetsizlik yaratmaya devam ediyor. Sudan’da Nisan 2023’te Sudan Silahlı Kuvvetleri ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında patlak veren silahlı çatışmalar, Mısır gündeminde sınır güvenliği ve mülteci sorununu ilk sıralara taşımış durumda. Ayrıca bölgenin en önemli meselelerinden biri olan Nil nehri üzerine inşa edilen Rönesans barajı meselesi de Mısır’ın gelecekteki su politikasını tehdit etmeye devam ediyor.

Tüm bu gelişmeler Mısır’ı bölgesel ve küresel manada ittifak ilişkilerini yeniden değerlendirmeye itiyor. Bu kapsamda Türkiye-Mısır ilişkilerinin merkezine Akdeniz’de deniz yetki alanlarının sınırlandırılması, Sis yönetimine muhalif grupların Türkiye’deki konumu ve Libya politikasının oturduğunu söylemek mümkündür. İki ülke ilişkilerinin geleceğini belirleyecek kararlar bu başlıklarla ilgili atılabilecek adımlardan geçmektedir. Elbette bütün meselelerde iki ülke arasında tam bir mutabakat ve fikir birliği beklenmek gerçekçi olmaktan uzaktır. Fakat ticaret hacminin artırılması, Türkiye’nin Rönesans barajı ve Sudan çatışmalarında arabuluculuk yapması ve Akdeniz meselesinde atılacak adımlar ikili ilişkileri daha sağlam bir zemine taşıma potansiyeline sahiptir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu