İki gündür dünyanın gözü Rusya’da yaşanan gelişmelerde. “Wagner” özel askeri şirketinin sahibi ve Putin’in en sadık adamlarından biri olarak tanınan Yevgeni Prigojin’in dünden beri yaptığı açıklamalar ve attığı adımlar büyük bir şaşkınlık yaratmış durumda.
Rusya’nın Suriye, Ukrayna ve Afrika’daki vurucu gücü olan Wagner’in Rus devletine meydan okuyacak cesareti nereden bulduğu sorusu uzmanları meşgul ediyor. Savunma Bakanı Şoygu’nun ve Genelkurmay Başkanı Gerasimov’un kellesini isteyecek kadar ileri gidebilme cüretini Prigojin nereden bulabiliyor?
Bu soruların yanıtı aslında Prigojin’in ve Wagner’in kendi hikayesinde gizli. Prigojin, Putin’in yakın çevresinde yer alan, Putin’in “aşçısı” olarak tanımlanan bir şahsiyet. Prigojin, Wagner şirketini kurduktan sonra, Rus ordusunun yurtdışında açıkça görünmek istemediği her yerde varlık gösteren bir askeri figüre dönüştü. Askeri ihalelerden büyük paylar aldı. Wagner, savaştığı her ülkede yeraltı kaynaklarını, madenleri de ele geçirerek büyük bir zenginlik elde etti.
Afrika ülkelerinde ve Suriye’de Wagner grubu Rusya’nın çıkarları için ciddi operasyonlar düzenledi. Ukrayna operasyonu sırasında düzenli ordunun istenen başarıyı elde edememesi üzerine Kremlin yönetimi çareyi yine Wagner’e başvurmakta buldu. Prigojin, Rusya’daki hapishaneleri dolaşarak on binlerce mahkumu gönüllü olarak Ukrayna’da savaşmaya ikna etti. Sonuçta Prigojin, Kremlin’den aldığı destek sayesinde dünyanın en büyük özel ordularından birinin sahibi oldu.
Rus Savunma Bakanlığının ve istihbarat birimlerinin, Prigojin’in bu yükselişinden rahatsız olduğu biliniyordu. Wagner, savaşçılarının eğitimi için Rus ordusunun alt yapısını kullanıyor, askeri mühimmatla donatılıyordu. Ancak düzenli ordunun dışında bir yapı olduğu için ordu içindeki subayların komutası altında yer almıyordu. Bu durum özellikle Ukrayna savaşı ile birlikte ciddi bir gerilime neden oldu. Geçen sene bu gerilim Prigojin’in şirketlerinin bazı ihalelerden men edilmesi ile sonuçlandı. Ukrayna savaşındaki başarısızlığın müsebbibi olarak Şoygu ve Gerasimov’u işaret eden Prigojin, kendilerine gerekli silahların verilmediğini, bilinçli olarak Wagner grubunun başarısız olması için çaba harcandığını açıkça dile getirmeye başladı.
Siyasi partilerin ve sivil toplum yapılarının gelişmediği Rusya’da Prigojin, birkaç yıl içinde elinde askeri gücü olan bir siyasi figüre dönüşmüştü. Sık sık savunma bakanlığı ve devlet kurumları ile ağız dalaşına giriyor, beğenmediği generallerin görevden alınması için kampanyalar yürütüyordu. Sahip olduğu devasa medya gücü sayesinde ülkede istediği gündemi yaratabiliyordu. Böyle bir figürün yurtdışındaki askeri operasyonlarla yetinmeyeceği, ülke içinde de nüfuzunu artırmak isteyeceği tahmin edilen bir durumdu.
Dün yaşanan gelişmeler de bu tahminlerin doğruluğunu ve Prigojin’in artık ülkedeki kurulu nizamı değiştirmeyi göze alacak kadar özgüvene sahip olduğunu gösteriyor. Bazı yorumcular ısrarla işin altında büyük bir komplo aramaya devam ediyorlar. Putin’in aslında bu olayı bizzat planladığına veya ABD’nin bu isyanı desteklediğine dair ciddiye alınması güç iddialar dile getiriyorlar. Oysa Rusya’yı yakından takip eden ve ülkedeki dengeleri yakından bilenler, bu gelişmelerin yaşanabileceğini zaten tahmin ediyordu. Rusya’nın tarihsel olarak bu tür isyanlara yabancı olmadığını da unutmamak gerekiyor. Dolayısıyla isyancılarla mücadele konusunda da Rus devletinin yeterli tecrübeye sahip olduğunu ve gereken müdahalenin yapılacağını da tahmin edebiliriz.
Şimdi cevabı aranması gereken sorular şunlar:
- Prigojin, başlattığı isyanı sonuna kadar götürebilecek mi? Şoygu’nun görevden alınması talebi ile çıktığı bu yolda yeni talepleri neler olacak?
- Prigojin’in özellikle orduda çok sayıda yandaşının olduğu biliniyor. Prigojin ve savaşçılarına karşı askeri müdahale başlarsa bu yandaşlar nasıl bir tutum izleyecek?
- Çeçenistan başkanı Kadirov, olaylara ne şekilde müdahale edecek? Bu sorunun cevabı önemli. Çünkü Kadirov da Prigojin gibi kendi özel ordusu olan bir siyasi aktör ve alacağı tutum süreçte etkili olacak.
- Düzenli ordu, savaş tecrübesi olan ve ağır silahlarla donanmış profesyonel askerlere nasıl müdahale edecek ve bu müdahalede ne kadar başarılı olacak?
- Hava savunma sistemi dahil her türlü ağır silaha sahip olan Wagner ile başlayacak çatışma Rusya’yı bir iç savaşa sürükler mi?
- Halk, bu gelişmeler karşısında nasıl bir tutum izleyecek? Uzun yıllardır hiçbir siyasi sürecin içinde olmayan Rus halkı, bu devlet kavgasında kimin tarafını tutacak?
- Prigojin, siyasi taleplerle Moskova’ya gelirse bu talepler karşılanabilecek mi?
Görüldüğü üzere şu anda bir senaryo yazmak ve muhtemel adımları öngörmek için cevaplanması gereken birçok soru var. Bu soruların yanıtını birkaç gün içinde alacağız. Süreç ya uzlaşmayla ya da ağır bir çatışma ile sona erecek.
Yaşanabilecek muhtemel senaryolara gelince. Senaryolar arasında Prigojin ve Wagner’in imha edilmesi, Prigojin ile uzlaşmaya varılarak barışın tesis edilmesi, Prigojin’in Moskova ve Kremlin’i kuşatma altına alarak iktidarı değiştirmeye çalışması gibi ihtimaller söz konusu. Ancak bunlardan hangisinin ağır basacağını şu an için tahmin edebilmek çok zor. Bildiğimiz tek şey var, olayların gidişatı nasıl olursa olsun Rusya’yı istikrarsızlaştıracak bir sürecin fitilinin artık ateşlendiğidir.