Orta Asya’dan Orta Koridora Bakış

2000’li yıllardan itibaren yeni rotasını bulmaya çalışan dünya düzeni için büyük güçlerin rekabeti ve karşılıklı hamleleri devam ediyor. Çin-ABD rekabeti her alanda devam ederken Rusya büyük ölçüde Çin’e yakın bir pozisyon almaktadır; öte yandan AB ülkeleri bu büyük rekabet ortamında her ne kadar Batı medeniyetinin bir parçası olarak ABD ile kayıtsız şartsız bir ittifak içinde düşünülse de AB’nin özgün bir dış politika çizgisi izlediği görülmektedir. AB içindeki iki büyük aktör, Fransa ve Almanya, ile birlikte AB genel anlamda Çin ile iyi ilişkiler içindedir; ve birçok alanda işbirliğine dayalı ilişkiler normal seyrinde devam etmektedir. Önemli bir not olarak küresel ekonomideki rekabet ve mücadele ortamında coğrafi bölgelerin ve jeo-ekonomik yaklaşımın öneminin altını çizmek gerekir. Jeo-ekonomi kavramı küresel rekabeti ve politik ekonomiyi anlamada ön plana çıkan kavramlardan biri haline gelmektedir. Balkanlar, Orta Asya, Doğu Afrika, Asya-Pasifik şeklinde bölgesel incelemelerde büyük güç rekabetinin izdüşümleri bulunmaktadır. Bu analiz metninde Çin ve AB’nin son yıllarda Orta Asya bölgesine yönelik giderek artan ilgisi ve yeni politik açılımları değerlendirilmektedir. Bu çerçevede son birkaç yıldır sıkça gündeme gelen Orta Koridor lojistik hatlarının Orta Asya ülkeleri için önemi dile getirilmektedir. Orta Koridor, Türkiye’yi Gürcistan, Azerbaycan, Hazar Denizi ve ardından 1) Kazakistan ve/veya 2) Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan üzerinden Çin’e bağlanmayı öngören bir girişimdir.

2022 yılı rakamları ile Çin’in ihracat hacmi 3,6 trilyon dolara ulaşmıştır ki 2018 yılında bu rakamın yaklaşık 2,5 trilyon dolardan geldiğini vurgulamakta yarar var. Çin mallarının en büyük alıcısı %45-50’lik oranla Asya ülkeleri olurken yaklaşık %20’lik dilim AB ülkelerine ve yine diğer bir %20 ABD’ne gönderilmektedir. Bir başka deyişle Çin mallarının %70’i Avrasya ülkelerine satılmaktadır. Pekin’in, Kuşak ve Yol Projesi (KYP) ile hedeflediği büyük alan Avrasya bölgesidir. KYP ile Orta Asya, Ortadoğu, Afrika ve Asya-Pasifik bölgelerinin alternatif güzergahlar üzerinden ve farklı koridorlarla birbirine bağlanması öngörülmektedir.

Diğer önemli bir bilgi bağlamında söylemekte yarar var ki Çin’den Avrupa’ya satılan malların %80’lik bölümü Orta Asya ülkelerinden karayoluyla geçmektedir. 2000-2020 yılları arasında Orta Asya bölgesi 400 milyar dolar civarında yabancı yatırıma ev sahipliği yapmıştır. Yatırımların %40’ını AB ülkeleri yapmış olup tüm yatırımlar içinde aslan payını (%60) Kazakistan almıştır. 2022’nin sonu itibariyle, 65.000’den fazla Çin-Avrupa yük treni, 300 milyar dolar değerinde kargo taşımış olup söz konusu kargonun yaklaşık yüzde 80’i Orta Asya’dan geçmiştir.

Küresel siyasette artan rekabet ortamında Rusya’nın 2014 yılındaki Kırım manevrası ve geçtiğimiz yıl başlayan Rusya-Ukrayna savaşı ile Orta Asya bölgesinin nispi önemi artmıştır. Orta Asya bölgesinde Rusya giderek güç kaybederken boşluğu genellikle Çin, AB ve Türkiye doldurmaktadır. Orta Asya özelinde bir yandan AB-Çin rekabeti gibi bir izlenim oluşsa da büyük resimde esasen büyük Avrasya yeniden yapılanma süreci daha doğru bir tanımlama olacaktır. Çin ve AB arasındaki ticaret hacmi oldukça yüksektir; her iki taraf da KYP’nin küresel ticareti canlandırması ve devamlılığı konusunda samimi ve isteklidir.

Hem Çin’in hem de AB ülkelerinin Orta Asya bölgesine giderek artan ilgisi ve proaktif politikaları gözden kaçırılmayacak düzeydedir. Çin Halk Cumhuriyeti’nin 2012 yılında KYP’ni ilk kez Kazakistan’da duyurması tesadüfi değildir. Çin’in Orta Asya ülkeleri ile ticareti 2000 yılına kıyasla 100 kattan fazla artmıştır. Bağımsızlığın ilk yıllarında Çin-Orta Asya ticaret hacmi yarım milyar dolardan az idi; 2022 yılında ticaret hacmi 70 milyar doları geçmiş durumdadır. 2022 rakamları ile Çin-Kazakistan ticaret hacmi 24,1 milyar dolardır; Çin-Özbekistan ticaret hacmi ise 7,5 milyar dolar civarındadır. Çin ile Kırgızistan arasındaki ikili ticaretin 2001’de 118 milyon dolardan 2009’da 5,2 milyar dolara hızlı büyümesi dikkat çekicidir. Kırgızistan Orta Asya bölgesinde Dünya Ticaret Örgütü üyeliğini kazanan ilk devlet olmuştur. Çin’den Kırgızistan’a yapılan ihracatın %80 kadarı ikincil dalga şeklinde Orta Asya ülkelerine tekrar ihraç edilir. Çin’den gelen ürünler Kırgızistan’ın Oş, Karasu ve Dordoy gibi açık pazarlarında diğer Orta Asya ülkeleri vatandaşlarınca satın alınıp ikinci fazda kendi ülkelerinde nihai tüketici ile buluşmaktadır.

Çin, başta petrol ve doğal gaz olmak üzere büyük ölçüde enerji ve ham madde ithalatına bağımlıdır. Bunun için KYP enerji kaynaklarını çeşitlendirerek enerji güvenliğini artırmanın bir yolu olarak görülmektedir. Çin-Türkmenistan gaz boru hattı 2009 yılında, Çin-Kazakistan petrol boru hattı 2010 yılında faaliyete geçmiştir. Çin, Türkmenistan’ın güneyinde yer alan dünyanın en büyük doğal gaz sahalarından biri olan Kalkınış Gaz Sahasına yatırım yapmıştır. Son 10 yıldır Türkmen doğal gazının %80’i Çin’e ihraç edilmektedir. Çin’in Orta Asya’nın yanı sıra Afganistan’da da madencilik ve altyapı geliştirme alanlarında önemli ekonomik çıkarları vardır. Çin, dünyanın en büyük bakır yataklarından biri olan Aynak bakır madeni de dahil olmak üzere Afganistan’da birçok madencilik projesine yatırım yapmıştır. Özbekistan, enerjinin yanı sıra Çin’e doğal gaz, bakır ve altın gibi yer altı kaynaklarını ihraç etmektedir. Orta Asya bölgesi ve özellikle de Kazakistan-Özbekistan ikilisi dünya uranyum üretiminde de önemli bir yer tutmaktadır. Kazakistan dünya uranyum rezervlerinin %12’sine sahiptir ve 2009 yılından itibaren müteakip her yılda dünya uranyum üretimi ülke sıralamasında lider konumdadır. Kazakistan 2019’da dünya uranyum üretiminin %43’ünü tek başına sağlamıştır. Çin, dünyanın en büyük ikinci demir cevheri rezervi olan ve en az 50 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen Çin-Kırgızistan sınırına yakın bir bölgedeki Kırgız maden yatağının işletme hakkı için uzun süredir baskı yapmaktadır. Tacikistan’da da ülkenin maden kaynaklarının büyük çoğunluğu Çinli şirketlerin denetimindedir.

KYP kapsamında Çin, özellikle ulaşım altyapısı ve enerji alanlarında Kazakistan’a büyük yatırımlar yapıyor. Başlıca projelerden biri, iki ülke arasında mal ve insan hareketini kolaylaştırmak için demiryolları, otoyollar ve boru hatlarının geliştirilmesini içeren Çin-Kazakistan sınır ötesi ulaşım koridorudur. Bu koridor aynı zamanda Çin ile Avrupa arasında kilit bir bağlantı görevi görerek iki bölge arasında daha hızlı ve daha verimli mal taşımacılığına olanak tanıyor. Kazakistan ve Çin, karşılıklı ticaret hacmini artırmak üzere Kazakistan’ın eski başkenti Almatı şehri yakınlarında Korgas merkezli bir serbest ticaret bölgesi oluşturma planını duyurdu; bu çerçevede Kazakistan’ın güneydoğusundaki Yedisu Bölgesinde yeni bir kümelenme kurulması planlanmıştır. Ayrıca Çin, Kazakistan’da Hazar Denizi’nde büyük bir liman inşaatı için yatırım yaptı. Bu liman stratejik olarak Çin-Kazakistan ulaşım koridoru ile Çin’i Hazar Denizi üzerinden Avrupa’ya bağlayan Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Güzergahının kesiştiği noktada bulunmaktadır.

Orta Asya ülkeleri son on yıl içinde ABD, Çin, Japonya ve AB dahil küresel siyasetin tüm etkili aktörleri ile C5+1 formatı ile zirve toplantıları yapmaktadır. İlk Çin-Orta Asya zirvesi 2012 yılında Pekin’de yapılmış ve sonraki zirveler iki yılda bir gerçekleştirilmiştir. Çin nezdinde C+5 platformu,  KYP’nin vazgeçilmez bir parçası olarak görülen Orta Asya bölgesi ile bağların derinleştirilmesi açısından önemli bir araçtır. 2022 yaz aylarında Semerkand’ta toplanan Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi öncesinde Çin yetkilileri Özbekistan ve Kazakistan’a hitaben açık mektup yayınlamıştı. Bu mektuptaki temel mesaj ve söylem incelendiğinde önemli ip uçları elde edilebilir. Çin’in KYP odaklı Orta Asya politikasında iki önemli aks bulunmaktadır: ekonomik çıkarlar ve güvenliğe dair hassasiyet. Çin’in kalkınma politikaları takip edilirken bir yandan da ülkenin iç güvenliği, toprak bütünlüğü ve istikrarı göz önünde bulundurulmaktadır. Güvenlik bağlamında Sincan Uygur Özerk Bölgesi ile Orta Asya arasında etnik, dini ve akrabalık bağları hassas bir dengedir.

Geçtiğimiz ay içinde Çin-Orta Asya Devletleri Zirvesi, 18-19 Mayıs 2023 tarihlerinde Çin’in tarihi Şian şehrinde yapılmıştır. Geleneksel İpek Yolu ticari güzergahının başlangıç şehri olarak kabul edilen bu şehrin sembolik önemi not edilmektedir. En son zirve sonrasında en önemli çıktılardan biri geleneksel olarak 2 yılda bir devam eden zirve toplantılarının kurumsal bir kimlikle daha düzenli ve bölgesel bir örgüt bünyesinde toplanması kararıdır. Sonuç bildirgesinde bir sonraki toplantının 2025 yılında Kazakistan’da toplanması konusunda mutabık kalınmıştır. Çin devlet başkanı Xi Jinping, bölgesel işbirliğine dayalı bir Çin-Orta Asya topluluğu vizyonunu, ve bunun için esas olacak dört ilkeyi vurgulamıştır:

  • Güvenlik ve ekonomik kalkınma bağlamında karşılıklı yardımlaşma
  • KYP başta olmak üzere sürdürülebilir ve çevre dostu kalkınma programı yürütme
  • Egemenlik haklarına saygılı biçimde ortak güvenlik politikaları geliştirme.
  • Daimi Dostluk ve kültürel işbirliği

Öte yandan küresel siyasetin bir diğer önemli aktörü olan AB’nin 1990 ve 2000’li yılların ortasına kadar Orta Asya’ya yönelik ilgi ve ilişkisi oldukça sınırlı olmuştur. 2007 yılında AB, Orta Asya ile ilgili bir strateji belgesi yayınlamış olup söz konusu belge 2019 yılında güncellenmiştir. 2007 yılındaki önemli dönüm noktası bir önceki yılda Rusya-Ukrayna krizi sürecinde Avrupa Birliği’nin Rusya’ya enerji bakımından aşırı bağımlı olmasının ne denli riskli olduğunun anlaşılması ile ilgilidir. 2006 krizinin hemen ardından AB yetkilileri enerji güvenliği için derhal alternatif kaynaklara yönelmiştir. 2007 yılında yayınlanan ve 10 yıl süreli olan strateji belgesi 17 Haziran 2019 tarihinde Avrupa Konseyi tarafından yürürlüğe giren yeni “AB ve Orta Asya: Daha Güçlü Ortaklık İçin Yeni Fırsatlar (“The EU and Central Asia: New Opportunities for a Stronger Partnership“) strateji belgesi ile daha ileri bir boyut ve derinlik kazanmıştır. Avrupa Konseyi, Yüksek Temsilci ve Avrupa Komisyonu’nun ortaklaşa hazırladığı 2019 strateji belgesi AB’nin Orta Asya ülkeleri ile angajmanı için yeni bir politika çerçevesi sağlamaktadır. Bir önceki sene AB’nin Dış İlişkiler birimi ile Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı bir küresel ekonomi strateji belgesinde (2018 Strategy for improving global connectivity) vurgulanan güçlendirilmiş ticari bağlantılar göz önünde bulundurulduğunda Çin ve AB ülkelerinin Orta Asya politikaları konusunda büyük ölçüde ortak hareket ettiğini ifade edebiliriz.

Orta Asya ülkelerinde 1991 yılındaki bağımsızlıktan itibaren ikinci kuşak yönetici elitlerin iktidara gelmesi ile daha açık, daha reformcu ve daha liberal politikalar görüldükçe AB ülkelerinin işbirliği iştahı da artmaktadır. Bölge ülkeleri arasında en büyük değişim 2016 yılında İslam Kerimov’un vefatı sonrasında iktidara gelen Şevket Mirziyoyev ile Özbekistan’da halen sürmektedir. 2019 yılında ise Kazakistan’da liderlik değişmiştir; özellikle 2022 Ocak ayında sokak hareketleri sonrasında eski lider Nursultan Nazarbayev’in Kazakistan’da tüm gücünü ve eskiden kalma etki ağını yitirmesi ve yeni lider Kasım Cömert Tokayev’in başlattığı kısmi reformlar dikkat çekmektedir.

Avrupa Birliği’nin Orta Asya bölgesinde en fazla ilişki kurduğu ülke Kazakistan’dır. 2015 yılında AB ve Kazakistan arasında Güçlendirilmiş Ortaklık ve İşbirliği (Enhanced Partnership and Cooperation Agreement-EPCA) anlaşması imzalanmıştır. 2020 yılı Mart ayında tam teşekkül yürürlüğe giren anlaşmada ekonomi, ticaret, eğitim, yatırım, araştırma ve sivil toplum gibi 29 alt başlık bulunmaktadır. Kazakistan pandemi dönemindeki durgunluktan sonra büyük bir sıçrama ile 2022 yılında 134 milyar dolarlık dış ticaret hacmine ulaşmıştır; yaklaşık 50 milyar dolar ithalat ve 84 milyar dolar ihracat rakamı kaydedilmiştir. Kazakistan ihracatında başı çeken ülkeler İtalya (13,9 milyar dolar), Çin (13,2 milyar dolar), Rusya (8,8 milyar dolar), Hollanda (5,5 milyar dolar) ve Türkiye (4,8 milyar dolar) gelmektedir. Genel bazda dış ticaret hacminde %30’luk payla AB ülkeleri başı çekmektedir. Yakın bir zamanda yaklaşık 40 milyar dolarlık yatırım anlaşmasıyla bir İsveç-Alman girişimi olan Svevind isimli firma Batı Kazakistan’da 2030’dan itibaren üç milyon ton yeşil hidrojen üretme projeksiyonu yapmıştır; bu miktarla AB toplam ihtiyacının beşte birinin karşılanması beklenmektedir. Günümüz itibariyle AB, Kazakistan’da 160 milyar doların üzerinde doğrudan yatırım ile Kazakistan’ın en büyük ekonomik ve ticari ortağıdır.

2022 yılında birinci liderler zirvesinin ardından 2 Haziran 2023 tarihinde İkinci AB-Orta Asya ülkeleri liderler zirvesi Çolpan Ata şehrinde gerçekleşmiştir. Türkmenistan haricinde tüm ülkeler devlet başkanı ile temsil edilmiş olup Türkmenistan ise Bakanlar Kurulu’ndan bir temsilci göndermiştir, AB adına Avrupa Konseyi (Avrupa Devlet ve Hükûmet Başkanları Konseyi) başkanı Charles Michel katılmıştır.

Rusya’nın 2014 Kırım ilhakı Orta Asya ülkelerinde tedirginlikle ve 2022 yılındaki Ukrayna saldırısı tepki ile karşılanmıştır. Rusya-Ukrayna savaşının belki de en önemli yansımalarından birisi konvansiyonel anlamda Rusya’nın askeri kapasitesinin daha önceki imaja göre oldukça zayıf kalması üzerine akıllara şu soru yerleşmiştir: “Kremlin hala Orta Asya’nın güvenlik garantörü ve hamisi olarak yeterli kapasitede midir?” Hatta bir adım daha ileri giderek Rusya’nın arka bahçesi konumundaki Orta Asya’da yeni güvenlik garantörü rolünü Çin alabilir mi? 2022 Şubat ayında başlatılan Ukrayna Operasyonu üzerine Orta Asya’da kimi açık kimi de dolaylı biçimde saldırıyı kınamıştır. Rusya Federasyonu, Şubat 2022’de Ukrayna toprakları içindeki ayrılıkçı bölgelerin bağımsızlık ilanını tanımış ve 7 ay sonra bu bölgeleri ilhak etmişti. Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, Saint Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu’nda Rusya destekli Donetsk ve Luhansk cumhuriyetlerini tanımayacağını belirtti. Rusya Ukrayna’da hızlı ve etkili bir zafer kazanıp uluslararası camiadan da fazlaca tepki almasaydı bir sonraki adımı muhtemelen Kazakistan’ın kuzey bölgeleri olacaktı. Bu ihtimalden çekinen Kazakistan’da halen büyük bir tedirginlik yaşanmaktadır. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden duydukları rahatsızlığa rağmen, beş Orta Asyalı lideri de 9 Mayıs 2023’te Moskova’da düzenlenen İkinci Dünya Savaşı Zafer Günü etkinliklerine tam kadro katılmıştır. Ancak, bu birliktelik daha çok Orta Asya toplumu nezdinde İkinci Dünya Savaşında kazanılan zaferin önemi ile ilişkilidir. 14 Eylül 2022’de Kazak mevkidaşı Kasım Cömert Tokayev ile bir araya gelen Çin devlet başkanı Xi Jinping ülkesinin Kazakistan’ın bağımsızlığını, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunmasında kararlılıkla destekleyeceğine yönelik açıklama yapmıştır.

Pekin ayrıca yakın zamanda, Batı yaptırımları arasında Rusya’yı devre dışı bırakmayı ve Çin ile Avrupa arasında yeni bir karayolu bağlantısı kurmayı vaat eden Çin-Kırgızistan-Özbekistan Demiryolu (ÇKÖD) projesini yeniden canlandırdı. ÇKÖD projesi son günlerde gündemde sıkça yer alan Orta Koridor bağlamında en önemli hatlardan biridir. Çin 1990’lı yıllarda başlattığı kendi iç kalkınma stratejisinin bir parçası olarak Kırgızistan sınırına yakın konumdaki Aksu ve Kaşgar şehirlerine ulaşan demiryolu hattı kurmuştu. Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası Kazakistan ve Rusya üzerinden Avrupa’ya açılan Kuzey Koridoru ağır yaptırımlar nedeniyle sorunlu olarak görülmeye başlanınca derhal alternatif güzergahlar gündeme gelmeye başlamıştır. Çin’i Kazakistan, Rusya ve Beyaz Rusya üzerinden Avrupa’ya bağlayan Kuzey Koridoru boyunca Çin-AB sevkiyatları, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana yüzde 40 azaldı. Orta Koridor, Kuzey Koridorunun tamamen iptal edileceği bir alternatif değildir; Orta Koridor ile lojistik kanallarının günün koşullarına göre yeniden uyarlanacağı düşünülmektedir. Orta Koridor üzerinde bulunan Trans-Hazar Uluslararası Ulaşım Güzergahı boyunca bölgesel bütünleşme hızlanacaktır. Mart 2022’de Gürcistan, Azerbaycan, Türkiye ve Kazakistan, Trans-Hazar Güzergahının geliştirilmesi gereğine ilişkin dörtlü bir bildiri yayınlamıştır. 31 Mart 2022’de Gürcistan, Azerbaycan, Türkiye ve Kazakistan, Orta Koridorda 2023 yılına kadar faaliyete geçmesi gereken bir Ortak Girişim Grubu kurmaya karar verdi.

Ukrayna’daki savaştan önce bile Orta Koridor, 2020 ile 2021 arasında yüzde 52 artan kargo trafiğiyle dikkat çekmektedir. Ocak-Mart 2022 arasında bu rotada taşınan yük, 2021’in aynı dönemine göre yüzde 120’den fazla arttı. Entegre gümrük ve sınır yönetimi, ortak sınır düzenlemeleri ve ortak teknik standartlar gibi yumuşak altyapı geliştirmelerle Orta Koridor Kazakistan, Azerbaycan ve Gürcistan, mevzuatlarını uyumlu hale getirmeyi ve transit kargo tarifelerini düşürmeyi kabul ederek teknik altyapı geliştirmeye yönelik adımlar attılar.

Azerbaycan, Türkiye ve Özbekistan’ın dışişleri, ekonomi ve ulaştırma bakanları 2 Ağustos 2022’de Taşkent’teki toplantıda üç ülke arasında koordinasyon ve iş birliğini artırmayı amaçlayan yeni bir ortak yönetişim mekanizması kurmak üzere mutabakat sağladılar. Bu toplantıda, ÇKÖD güzergahının Orta Koridora bağlanması yönünde destek beyanında bulundular. Zengezur Koridorunu da içine alacak şekilde uzanan Orta Koridor projesinin tamamlanması, Asya’dan Avrupa’ya en kısa kara yolunu sağlayacaktır. Ermenistan’ın da bölge siyasetinde yeni bir sayfa açarak Orta Koridora dahil edilmesi, güzergahın başarısı ve daha fazla bölgesel istikrar için kritik öneme sahiptir.

Özetleyecek olursak, dünya siyasetinin içinde bulunduğu mevcut durumda küresel ekonominin ağırlık merkezinin Avrasya ve Asya Pasifik bölgelerine kayması, AB ve Çin’in giderek derinleşen ekonomik entegrasyonu gibi gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin ve Türk Devletleri Teşkilatının doğru strateji izlemesi kaydıyla yeni dünya düzeninde daha avantajlı bir konuma yükselmesi muhtemeldir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu