(İlk 20 saniye afili jenerik müziği ve ekran grafikleri; sonrasında Aydın Çakma yorumluyor yazısı ekranda belirir.)
“Merhaba, iyi günler, iyi haftalar!
Sevgili seyirciler, an itibariyle 14 Mayıs seçim sonuçları ortaya çıktı gibi…
Ben de sıcağı sıcağına ilk analizlerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Yalnız ben kimler kazandı kimler kaybetti gibi basit bir okuma yapmayacağım tabi ki. Onu iktidara yakın televizyon kanallarında yapadursunlar. Onun yerine kimler kazanırken kaybetti, kimler kaybederken kazandı hatta kimler aslında kazandı ama çaktırmıyor buna odaklanmamızın daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum.
Öncelikle vurgulamak isterim ki seçimin esas kazananı piromuz, şey yani CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’dur! Nasıl yani diyeceksiniz. Hemen anlatayım. Bildiğiniz gibi bütün seçim süreci boyunca İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır dedik. Yani biz durup dururken böyle bir şeyi ortaya atmadık. Bunu bize öğreten sayın Erdoğan. Şimdi bakıyoruz ekrana, İstanbul’u kim kazandı? Kılıçdaroğlu. Hem de %2 gibi net bir fark atarak! O zaman Türkiye’yi de pekâlâ Kılıçdaroğlu kazandı diyebiliriz sevgili izleyiciler.
İlk tur itibariyle Erdoğan seçimi önde götürüyor gibi görünüyor olabilir ama asla moralimizi bozmuyoruz. Çünkü kesin olan bir şey var ki büyük kaybı Erdoğan yaşadı. Bakınız 2018 seçimi ile bu seçim arasındaki AKP oylarındaki azalmaya. Her şey ne kadar net değil mi sevgili seyirciler! 90’lı yıllardan beri İslamcı hareketi çalışmış, derinlerine nüfuz etmiş olduğumdan daha önce bahsetmiştim değil mi? Böyle bir tecrübeyle bu düşüşe ilk işaret edenlerden olmak da bana yakışırdı. Tekrar altını çizerek söylüyorum. AKP’nin açık ara farkla birinci parti olması hiçbir şeyi değiştirmez. Kaybettikleri gerçeğini inkâr edemezler, güneş hiç balçıkla sıvanabilir mi sevgili seyirciler?
Şimdi de CHP’ye bakalım. Aslanlar gibi bir seçim kampanyası ile oylarını %22’den 25’e çıkardı ki bu trendi sürdürebilirse iktidarı 2053 seçimlerinde birçok ilde tulum çıkararak kazanacağını söyleyebiliriz. Hep dediğimiz gibi yani: Geliyor gelmekte olan!
Sizlerden gelen sorulara biraz bakayım…Biliyorsunuz yayınları mümkün olduğunca interaktif yapmaya özen gösteriyoruz. Eveeet, heh, bir izleyicimiz meclis aritmetiğini nasıl yorumluyorsunuz diye sormuş. Şimdi arkadaşlar, an itibariyle kesinleşmemiş sonuçlara göre Cumhur İttifakı sadece 324 vekil çıkarabilmiş. Hatta şu an bir arkadaşım yazdı. Urfa Siverek’te seçim kuruluna bir itiraz yapılmış. Bir vekil daha kaybediyorlar şu an. Harika! Nasıl canları sıkılmıştır şimdi, keh keh… Yani meclis çoğunluğunu da kazanmamız için kaldı 23. Daha bitmedi, bir de meclis başkanı seçecekler kendi aralarından. Fark 22’ye düştü mü? Her oylamada da birkaç vekil fire vereceklerini düşünelim. Bir de beş yıl gibi bir süreden bahsediyoruz. Hiç istemeyiz ama mecliste hakkın rahmetine kavuşacaklar da olacaktır! Demem o ki bu koşullarda bırakın anayasa değişikliğine yeltenmeyi, yasa bile çıkaramayacak hale gelmeleri işten bile değil! Yani meclisi kaybettiğimiz asla söylenemez.
Başka neler sorulmuş bir bakalım. Evet, ikinci tur için nasıl bir strateji izlenmesi gerektiğiyle ilgili birkaç soru görüyorum… Öncelikle bu konuda şunu söyleyeyim: Evet ilk turda sayın Kemal Kılıçdaroğlu azıcık bir farkla Erdoğan’ın gerisindeymiş gibi görünüyor olabilir ama buna aldanmıyoruz tabi ki. Maç sıfır sıfırdan başlayacak. Arkadaşlar, seçim pusulasında ikinci turda kimin fotoğrafını görmeyeceğiz? Bunu size tekrar hatırlatmak isterim. Yani cumhurbaşkanlığı seçiminin kaybedeni açık ara Sinan Oğan’dır. Muharrem İnce’den bahsetmiyorum bile! Muhalefet bu iki haftalık propaganda sürecinde milliyetçi tonunu biraz artırdı mı rahatlıkla arada kalan seçmeni yanına çekecektir. Her zaman dediğim gibi, aynılar aynı yerde, ayrılar ayrı yerde…
Hemen şunu da ekleyeyim. Kanalımız takipçilerinin yakından tanıdığı Tema Araştırma’dan sayın Koru’yla yayından önce bir telefonda konuştum. Kendisi Kılıçdaroğlu adaylığı açıklandığı andan itibaren oylarını istikrarlı bir şekilde yükselttiğini söyledi. Kendisi aynı zamanda saha verilerini bizzat elleriyle girdiğini, bu trendi tersine çevirecek herhangi bir şey olmadığını yeminler ederek ekledi. Kılıçdaroğlu oyunu her gün yarım puan bile artırsa seçime kadar oylarını 6-7 puan artırmış olur. Bu da seçimi kazanmak için yeter de artar bile değil mi?
Son olarak bu seçimin kazananları arasında pekâlâ kendimizi sayabiliriz. Burada kendi imkanlarımızla bağımsız habercilik yapmaya çalışıyoruz. Buna siz şahitsiniz değil mi? Kimseye yaslanmadan, kendi ayaklarımızın üzerinde gazetecilik yapmak o kadar zor ki sevgili izleyiciler. Stüdyo ekipmanlarının taksitleri daha bitmedi. O derece sıkıntıdayız… Bu anlamda da bizi desteklemenizi bir kere daha rica ediyorum. Patreon üzerinden veya aşağıdaki katıl tuşuna basarak tarafsız gazeteciliği ayakta tutabilirsiniz.
Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.”