Ukrayna Savaşının Geleceği

İhtimaller Değerlendirilmesi

Rusya’nın 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’ya yönelik başlattığı askerî operasyonla alevlenen Ukrayna Savaşı’nın, geride kalan bir yılın ardından nasıl sonuçlanacağına ilişkin tartışmalar başlamış durumda. Herkes savaşın bir gün biteceği konusunda hemfikir. Ancak savaşın ne zaman ve ne şekilde biteceğine ilişkin tahminde bulunmak pek çok kişi için oldukça güç. Yine de iki ülke arasında ateşkesi sağlayabilecek ve tarafları barış masasına oturtabilecek koşullar ve çözüm önerileri dile getirilmektedir.

Savaşan tarafların konjonktürel durumları bir yana bırakılacak olursa en temel haliyle bu savaşın üç farklı şekilde sonuçlanacağı söylenebilir. Bunlardan biri Rusya’nın askerî üstünlük elde etmesi ve/veya Ukrayna’nın yenilgiyi kabul etmesiyle gerçekleşen bir Rusya zaferi; diğeri, Ukrayna’nın askerî üstünlük elde etmesi ve/veya Rusya’nın yenilgiyi kabul etmesiyle gerçekleşen bir Ukrayna zaferi; sonuncusu ise tarafların her ne sebeple olursa olsun savaşı sonlandırmak yönünde ortak paydada buluşarak, arabulucu vasıtasıyla ya da doğrudan taraflar arası görüşmelerle barışın tesisine çalışmaları şeklinde tarif edilebilir. Bunların haricindeki durum ise savaşın devamı olacaktır. Peki Ukrayna Savaşı’nda bugün barışın tesis edilme ihtimali nedir?

Yakın gelecekte Ukrayna Savaşı için ateşkes olasılığının mümkün görünmediğini belirterek bunun nedenlerine bakalım. Öncelikle, tarafların savaşma nedenlerine ve motivasyonlarına ilişkin bir değişiklik yaşanmadığı söylenebilir. Rusya açısından bakıldığında ABD liderliğindeki Batı ittifakının Avrupa Birliği (AB) ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) aracılığıyla doğuya doğru genişlemesi ya da bu yöndeki isteği sürmektedir. Ukrayna’nın NATO ittifakına dahil olma arzusunun artması ve AB üyelik sürecine doğru hızlı adımlar atmaya başlaması da bu ihtimalin gerçekliğini ve yakınlığını göstermektedir. Rusya’nın doğrudan bir tehdit olarak algıladığı bu durum karşısında aldığı gerekli önlemler olarak açıklanan Ukrayna’ya yönelik askerî operasyonların gerekçesi Rusya açısından bir değişikliğe uğramış görünmemektedir. Benzer bir şekilde Ukrayna açısından da savaşın devamını gerektiren durumlar ortadan kalkmış değildir. Zira 2014 yılında Kırım’ın Rusya tarafından ilhak edilmesiyle başlayan toprak bütünlüğüne yönelik ihlaller son bulmamıştır.

Bunların yanı sıra tarafların savaşmayı sürdürmelerini teşvik edici koşullar da varlığını sürdürmektedir. Savaşın devamını sağlayan unsurlar olarak nitelenebilecek bu koşullara biraz daha yakından bakalım. Ukrayna açısından savaşın sürdürülebilir olmasının ardındaki en önemli neden, en büyük payın ABD’de olduğu ve neredeyse tüm Avrupa’nın Ukrayna’ya sağladığı askerî, ekonomik ve insani yardımların devam ediyor olmasıdır. Yakın gelecekte de bu desteğin sürmesi beklenebilir. Çünkü Avrupalı devletlerin Rusya’ya karşı Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunması doğrudan Avrupa’nın güvenliğinin bir parçası olarak görülmektedir. Tabiri caizse Avrupa için Ukrayna cephesini kaybetmek demek Avrupa’nın göbeğinde Rusya ile büyük bir mücadeleye girmek demektir. Dahası ABD açısından bu mücadeleyi Rusya’nın kazanması demek, II. Dünya Savaşı sonrasında ABD lehine inşa edilen uluslararası düzenin sarsılması anlamına gelmektedir.

Rusya açısından ise durum biraz daha karışık olmasına karşın temel motivasyonunu sürdürmesine engel bir durumun henüz olgunl(a)şamadığı söylenebilir. Rusya’ya yönelik Kırım’ı ilhakı sonrası başlatılan yaptırımların Rusya’nın hem ekonomik hem de savunma sanayisinin gücünü kırmak bağlamında en zorlayıcı gelişmelerden biri olduğu söylenebilir. Yaptırımların kapsamı oldukça geniş ve Rusya’yı pek çok açıdan sınırlayıcı niteliktedir. Nitekim savunma sanayii özelinde incelendiğinde Rusya’nın yabancı menşeli faydalı yükler konusunda sıkıntı yaşadığı ve bu sorunu ithal ikamesi veya daha düşük kalitede başka kaynaklardan karşılama yoluna gitmeye çalıştığı belirtilmektedir. Bu durum Rusya’nın Ukrayna’daki savaş alanına gelişmiş silah ve teknoloji üretme, sürdürme ve teslim etme yeteneğini önemli ölçüde etkilediğinden bahsedilmektedir. Bir yanda Batılı güçlerin teçhizat desteğiyle gelişen ve modernleşen Ukrayna, diğer yanda ise kısıtlamalar nedeniyle teçhizatlarında daha düşük model ekipmanlar kullanmak zorunda kalan Rusya… Gelişmelerin bu şekilde devam etmesi durumunda savaş alanındaki askerî üstünlüğün Rusya lehinden Ukrayna lehine dönmesi muhtemeldir.

Öte yandan yaptırımların arkasından dolanarak ya da yaptırımların tarafı olmaması münasebetiyle Rusya’ya silah ve/veya ekipman tedarikinde sakınca görmeyen devletlerin varlığı ve Rus savunma sanayiinin önemli bileşenler söz konusu olduğunda her zaman için yüksek stok oranlarına sahip olması yaptırımların Rusya üzerinde istenilen etkiyi henüz yaratamamasına neden olmaktadır. Bu durum da nihayetinde Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı (mevcut yenişememe hâlinde dahi) sürdürmekten yana olmasına sebebiyet vermektedir. Bu bilgiler ışığında tarafların savaşı sonlandırmak üzere buluşabilecekleri ortak bir paydanın oluşmadığı söylenebilir.

Ukrayna Savaşı’ndaki yenişememe hâlinin Rusya için tercih edilen bir durum olmayacağı düşünülebilir. Batılı müttefiklerin Rusya’ya yönelik başlattığı yaptırımların etkisi bugün istenilen oranda sahaya yansımamış olsa dahi olumsuz etkilerinin olduğu bir gerçektir. Rusya’nın mevcut şartlarda bu olumsuzlukları tersine çevirecek araçlara sahip olmadığı, daha doğrusu bunları tüketmek üzere olduğu, göz önünde bulundurulduğunda savaşın çıkmaza girmesi Rusya için sürdürülebilir bir seçenek olmaktan çıkmaktadır. Esasen Rusya’nın da Ukrayna’ya Şubat 2022’deki müdahalesinde hedefinin hızlı ve kesin bir şekilde Ukrayna’nın Dinyeper Nehri boyunca kuzey-güney hattının doğusunda kalan kısmını tamamıyla kontrol altına almak olduğu iddia edilebilir. Rusya bu amaçla, Ukrayna topraklarına girmesinin ardından ilk bir ay içerisinde hâkimiyet alanını en üst seviyeye çıkarmıştır (Bkz. Harita 1).[1]

Harita 1: Rusya’nın Ukrayna Topraklarında Sağladığı En Geniş Hâkimiyet Alanı, 24 Mart 2022

Ancak Ukrayna sergilediği performansla Rusya’yı beklemediği bir direnişle karşı karşıya bırakmıştır. 9 Mayıs 2022 tarihi itibariyle taraflar arasında bir yenişememe durumunun olduğu söylenebilir (Bkz. Harita 2). Zira bu tarihten sonra Rusya’nın kontrol altında tuttuğu Ukrayna toprakları hatırı sayılır bir değişiklik göstermemiştir.[2]

Harita 2: Tarafların Yenişememe Hâlinin Kabaca Başladığı Tarih İtibariyle Rusya’nın Ukrayna Topraklarındaki Hâkimiyet Alanı, 9 Mayıs 2022

Yenişememe hâlinin devamının Rusya için olduğu kadar Ukrayna için de yıpratıcı ve tüketici olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Batı ittifakının yaptırımları karşısında çok fazla seçeneği olmayan Rusya’nın mevcut seçeneklerinin de giderek daraldığı söylenebilir. Çin ve İran gibi başlıca destekçilerinin dahi Ukrayna Savaşı söz konusu olduğunda çoğu durumda Rusya’ya yönelik desteklerine ilişkin karmaşık mesajlar veriyor olmaları da bunun bir göstergesi olarak okunabilir. Öte yandan bugün Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü korumasına yardımcı olmak noktasında oldukça hevesli olan Avrupa’nın, söylem ve politika olarak bunun arkasında durmaya devam etse dahi ekonomik ve askerî anlamda bu desteği ne kadar daha sürdürebileceği başka bir handikaptır. Ekonomik ve askerî anlamda en büyük maddi desteği veren ve NATO’nun dominant gücü olan ABD, NATO’nun Rusya ile karşı karşıya gelmeyeceğini vurgulamaktadır. Bunun yanı sıra politik olarak Çin’in yükselişini önlemeye odaklanmış ve savunma harcamalarını büyük ölçüde kısıtlamaya çalışan ABD’nin Ukrayna’ya yönelik somut desteğinin de herhangi bir garantisi var gibi görünmemektedir. Böyle bir ortamda Avrupa’nın tek başına bu destekleyici rolü üstlenebileceğini düşünmek en hafif tabiriyle naif bir düşünce olacaktır.

Taraflar için bir yanda savaşın çıkmaza girmesinin dayanılmaz ağırlığı, diğer yanda ise dış desteğe dayalı ümidin getirdiği sarhoş edici hafifliği vardır denilebilir. Bu nedenle tarafların yakın gelecekte mevcut yenişememe hâlini sonlandırmak üzere hamle yapmaları beklenmelidir. Nitekim yakın zamanda haberlere de konu olan bir sızıntı ile Ukrayna’nın bu hususta hazırlıklar yaptığı öğrenilmiştir. Dolayısıyla, yukarıda sayılan gerekçeler ve kamuoyuna sızan kritik istihbarat bilgisi karşısında Ukrayna’nın Rusya’yı geri püskürtme hedefiyle başlatmayı planladığı bir bahar harekâtının hayata geçirmesi artık herkesin malumu ve beklentisi hâline gelmiştir. Herkesin merakla beklediği ise bu taarruzun ne zaman gerçekleşeceğidir. Peki yakın gelecekte bir Rusya ya da Ukrayna zaferinden ne derece bahsedilebilir?

Muhtemel Ukrayna taarruzu karşısında iki ihtimal değerlendirilebilir. Bunlardan biri Rusya’nın, artık herkesin malumu olan Ukrayna’nın bahar taarruzu karşısında bu taarruzu önleyici ya da taarruzun gerçekleşme ihtimalini tamamen ortadan kaldıracak nitelikte bir harekât düzenleyip düzenlemeyeceğidir. Bu hususa ilişkin olarak görünen o ki Rusya Ukrayna’yı paralize etmek üzere güçlü bir saldırı harekâtı düzenlemek yerine, önce Ukrayna’nın taarruzunu göğüslemeyi tercih etmektedir. Dahası Rusya’nın böylesi bir saldırıyı düzenleyebilecek operasyonel kapasitesinin olup olmadığı da savaşın neredeyse başından bu yana konuşulmaktadır. Zira karşımızda, oldukça geniş çaplı başlamış olmasına karşın giderek hızını kaybetmiş ve neredeyse hareketsiz duruma gelmiş bir Rusya saldırısı bulunmaktadır. Bununla birlikte Rusya’nın Ukrayna’daki güçlerinin idaresini üstlenen komutanların da savaşın başından bu yana pek de normal olmayan bir sıklıkta değişmiş olması harekâtın operasyonel becerisine ilişkin soru işaretlerinin haklılığını güçlendirmektedir.

İkinci ihtimal ise Ukrayna’nın beklenen taarruzunun ne derece başarılı olacağıyla bağlantılı olarak şekillenecek bir durumdur. Şöyle ki, Ukrayna, Rusya’yı topraklarından atmak üzere başlatacağı taarruzda hedeflediği başarıyı gösterirse Batılı müttefikler taarruz sonrasında Rusya’yı barış masasına oturmaya ikna edebilirler. Ukrayna’nın başarılı olma ihtimali ise Batılı müttefiklerin askerî desteğine olduğu kadar diplomatik başarısına da doğrudan bağlıdır. Her türlü desteğe rağmen bahar taarruzunun askerî açıdan ne derece başarılı olacağını kestirmek oldukça zordur. Ancak bu zorluğu bir nebze de olsa hafifletecek olan Rusya’nın savunmasını sürdürülemez kılmak olabilir. Bunun için de Ukrayna’nın ihtiyaç duyduğu askerî teçhizat ve operasyonel kabiliyeti sağlamanın yanı sıra, Rusya’nın Ukrayna’daki varlığını zayıflatmak amacıyla Çin ve gerekirse İran ile diplomatik görüşmeler aracılığıyla Rusya’ya olan doğrudan ve dolaylı desteklerine son vermeleri sağlanmalıdır. Aksi hâlde Ukrayna lehine sonuçlanan bir ateşkes ya da barış görüşmeleri sürecinin başlatılabilmesinden bahsetmek güç olur. Böyle bir durumda ise, Rusya’nın henüz taarruz kapasitesi oluşturamadığını varsaydığımız için, Ukrayna’daki savaşın bir süre daha mevcut hâliyle süreceği öngörülebilir.

Ukrayna Savaşı’nda barış ihtimali henüz görünmediği gibi Rusya’nın da yakın gelecekte bir zafer elde etmesinin güç olduğu söylenebilir. Şu an için tüm olasılıklar Ukrayna’nın beklenen bahar taarruzu üzerinde şekillenmiş görünmektedir. Ancak Rusya’nın operasyonel başarısızlığına ve teçhizat sıkıntısına rağmen Ukrayna’nın ne derece başarılı olabileceği de bir o kadar sorgulanmaktadır. Bu sorunun yanıtını yakın zamanda alacağımız düşünülürse bahar taarruzu sonrasında oluşacak (tabi oluşursa) yeni şartlar ışığında yeniden bir değerlendirme yapmak gerekli olacaktır.

[Merve Dilek Dağdelen, Türkiye Araştırmaları Vakfı araştırmacısıdır.]

[1] 29 Mart 2022’de Rus güçlerinin ilerlemesi durdurulmuş; 2 Nisan 2022 itibariyle Ukrayna Rusya’yı ilk defa belirgin bir şekilde geri çekilmeye zorlamıştır.

[2] Harkiv ve Kerson hariç. 10 ve 11 Eylül 2022 tarihlerinde sırasıyla Harkiv ve Kerson tekrar Ukrayna’nın kontrolü altına girmiştir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu