İran-Çin İlişkilerinde Petrolün Rolü

Başta ABD olmak üzere Batının İran’a karşı 1980’li, 1990’lu, 2010’lu ve son olarak 2018 sonrasında uygulamaya koyduğu yaptırımlar İran’ın “Doğuya Yönelme Stratejisinin” giderek güçlenmesinde önemli bir itici faktördür. 2018 yılında ABD’nin Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (KOEP) anlaşmasından çıkması İran-Çin ilişkilerinin ivmelenmesinde  önemli bir kırılma yaratmıştır.  Bunun yanında küresel sistemde enerji, tedarik zinciri ve güvenlik gibi birçok jeopolitik değişken dikkate alındığında İran’ın sahip olduğu avantajlar İran’ın dış politika yapımı dinamiklerine yönelik ibrenin Asya’ya yöneltmesinde önemli çekici faktörlerdir.

Şu an dünyanın ikinci büyük ekonomisi ve en büyük ithalatçısı olan Çin’in küresel alanda ciddi jeopolitik hedefleri bulunmaktadır. 2008 krizinin ardından Çin devleti bu hedeflere ulaşmak için ülkenin bazı yapısal kırılganlıklarını çözmesi gerektiğini anlamıştır.   Finansal güvenlik, enerji güvenliği, siber güvenlik, teknoloji güvenliği, taşımacılık ve lojistik güvenliği gibi bu kırılganlıkların çözümüne ilişkin adımlar 2013 yılında Yol Kuşak Girişiminin (KYG) devreye sokulması ile ete kemiğe bürünmüştür.

Bu kırılganlıklar Çin’in İran ile ilişkilerini geliştirmesine de etki etmektedir. Bu bağlamda Çin’in İran ile 2016’dan itibaren temposu yükselen ve son birkaç yıldır iyice ivmelenen ilişikileri beş ana nedene bağlanabilir:

  1. Enerji güvenliği arayışı;
  2. İran’ın iç pazarının büyük potansiyeli;
  3. Kuşak ve Yol Girişimi’nin (KYG) geliştirilmesi;
  4. Çin’in Basra Körfezi’ndeki varlığını artırma arzusu; ve
  5. Pekin ve Washington arasındaki küresel rekabet.

Bu çalışmada bu beş unsurdan ilki olan enerji güvenliği ve daha spesifik olarak petrol güvenliği konusu ele alınacaktır.

Çin enerji bakımından ciddi düzeyde dışa bağımlıdır.  Gerek tedarik ve gerekse de enerji fiyatlarındaki dalgalanma (yükselme) Çin ekonomisine önemli düzeyde etki etmektedir. Tedarik risklerinin yanında petrol fiyatlarındaki yükselme Çin ekonomisine ciddi zarar vermektedir. Ortalama olarak ham petrol varil başına her 10 ABD doları düzeyinde artışın Çin ekonomik büyümesini %1 civarında azalttığına yönelik çalışmalar vardır.

Tablo-1’de gösterildiği gibi Çin’in günlük ortalama petrol tüketimi son on yılda artış göstermiştir. 2021 yılında günlük petrol tüketimi 15,4 milyon v/g düzeyindedir. Toplam küresel günlük petrol tüketimi içinde Çin’in payı giderek artmaktadır.  2021 yılında günlük ortalama küresel tüketim içerisinde Çin’in payının %16,4’e yükseldiği görülmektedir.  Çin’in petrol ithalatında da belirgin bir artış gözlemlenmektedir (Tablo-1).    Gerek tedarik ve gerekse de fiyatlarındaki oynaklık/yükseklik Çin için önemli bir güvenlik meselesidir.

İran’ın bir numaralı ticaret partneri Çin’dir. İki ülke arasında ticaretin alt kalemlerine yönelik yüzdesel dağılım Tablo-2’de sunulmuştur.  2017 yılında (ABD yaptırımları henüz devrede değilken), İran ile Çin arasındaki toplam ticaret hacmi 37 milyar dolar düzeyindedir. Üstelik ikili ticaret oldukça dengeli bir dağılım göstermektedir. Her iki ülkenin de birbirine yaptığı ihracat 18 milyar dolar civarındaydı (Bkz. Tablo 2). İran’ın ihraç ettiği malların yüzde 80’ini yakın bir kısmı petrol ve diğer petrokimya ürünleri gibi madeni yağlar oluşturmaktadır.  Çin’in İran’a yaptığı ihracatta ise, %53’lük pay ile makine ve makine parçaları başı çekmektedir.

Tablo-2: İran-Çin Ticaretinin Alt Bileşenleri  
Çin’in İran’a Yaptığı İhracat Çin’in İran’dan Yaptığı İthalat Toplam 
Milyon ($) Pay (%) Milyon ($) Pay (%) Milyon ($) Pay (%)
A B C D A+C B+D
Madeni Yağlar 118 0,6 14.650 78,9 14.768 39,8
Kimyasal Ürünler 1.084 5,8 1.296 6,9 2.380 6,48
Düşük Katma Değerli Ürünler 3.539 19,0 2.306 12,4 5.845 15,78
Maden ve Metal Ürünleri 2.835 15,3 269 1,5 3.105 8,4
Makine ve Makine Parçaları 9.868 53,1 3 0,0 9.870 26,6
Diğer Ürünler 1.141 6,1 27 0,2 1.168 3,1
Toplam 18.585 100 18.551 100 37.135 100

İran’ın ham petrol günlük üretim kapasitesi 4-4,5 milyon v/g civarındadır. Tarihsel olarak petrol sektörüne gerekli yatırımların yapılması durumunda bu kapasitesi 1-1,5 milyon v/g düzeyinde bir artış gösterebilir. İran’ın 2-2,5 milyon v/g düzeyinde bir ihracat kapasitesi bulunmaktadır ve üretim artışına paralel olarak ihracatı kapasitesinde de %50 düzeyinde bir  artış potansiyeli bulunmaktadır.

ABD’nin KOEP’ten ayrılması sonrasında uygulanmaya konulan yaptırımlar  İran’ın Çin’e yaptığı petrol ihracatında %10-15 düzeyinde iskonto uygulamasına neden olmuştur. İran ayrıca ödemelerin uzun vadelere yayılması hususunda da kolaylıklar sağlamaktadır.

İki ülke arasında 2021 Mart ayında imzalanan 25 Yıllık Stratejik Anlaşmada Çin’in enerji sektörüne yatırım yapacağı öngörülmektedir: Anlaşmaya göre Çin enerji sektörüne önümüzdeki 25 yılda  280 milyar ABD$ değerinde yatırım yapacağı anlaşılmaktadır. Bunun karşılığında varil başına iskonto oranının %30 civarında olacağı öngörülmektedir.

Amerika Girişimcilik Enstitüsü’nün (American Enterprise Institution-AEI) Küresel Çin Yatırımları Takibi bölümünde yer alan bilgilere göre  2005-2021 arası dönemde  üçüncü ülkelere yaptığı toplam yatırımların toplam safi değeri 2,2 trilyon doların üzerindedir. Bu dönemde İran’a 26,5 milyar doların üzerinde Çin yatırımı yapılmıştır. Grafik-1’de Çin’in 2005-2021 döneminde yaptığı 26,5 milyar dolar düzeyindeki yatırımlarının sektörel dağılımı gösterilmektedir. İran’daki Çin yatırımlarının büyük bir kısmının başta petrol olmak üzere, enerji sektörüne (%41,2) yoğunlaşmıştır. KYG ile doğrudan alakalı olan ulaşım alanındaki yatırımlar toplam yatırımların yüzde 25,7’sine tekabül etmektedir.

Grafik-1: Çin’in İran’daki Yatırımları: Sektörel Dağılımı  
Kaynak: Yazar tarafından American Enterprise Institute verileri kullanılarak hesaplanmıştır.

Çin’in en önemli kırılganlığı olan enerji güvenliği gerek İran ve gerekse de diğer Körfez ülkeleri ile ikili ilişkileri geliştirme çabalarının en önemli unsurudur. Çin’in İran ile yakınlaşmasının gerek tedarik ve gerekse de fiyat risklerini azaltma potansiyeli bu bağlamda oldukça önem arz etmektedir.

ABD’nin yaptırımlarının da etkisi ile önümüzdeki yıllarda İran başta enerji olmak üzere Çin ile ilişkilerini  daha da  derinleştireceği ve bu ilişkilerin stratejik yönünün giderek ağırlık kazanacağı tahmin edilmektedir.

Tablo-1: Çin’in Petrol Tüketim ve İthalatı(*) 
Çin  Dünya  Çin’in Payı (%)
Yıl Tüketim 

(Milyon v/g)

(A)

İthalat

(Milyon v/g)

(B)

Tüketimi

(Milyon v/g)

(C)

İthalat

(Milyon v/g)

(D)

Tüketim Payı  

E=A/C

İthalat  Payı  

F=B/D

2011 9,6 6,3 87,4 56,1 11,0 11,2
2012 10,1 6,7 88,5 56,7 11,4 11,8
2013 10,6 7,0 90,0 58,8 11,7 11,9
2014 11,0 7,4 90,6 59,3 12,2 12,5
2015 11,9 8,3 92,5 63,4 12,9 13,1
2016 12,3 9,2 94,2 71,2 13,1 12,9
2017 13,0 10,2 95,3 70,1 13,6 14,6
2018 13,6 11,0 97,5 70,4 14,0 15,7
2019 14,3 11,9 97,7 69,0 14,7 17,2
2020 14,4 12,9 88,7 64,9 16,2 19,9
2021 15,4 12,7 94,1 67,0 16,4 19,0
Kaynak: BP https://www.bp.com/en/global/corporate/energy-economics/statistical-review-of-world-energy/oil-demand.html

(*) v/g: ortalama gün başına (g) varil (v) miktarı.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu